Kenevir yiyip ip s.çıyor mübarek!

Kemal Kılıçdaroğlu, "Kontrollü darbe yaptı" diyerek Erdoğan'ı suçluyor ama Erdoğan'ın suç arkadaşları için de adalet istiyor!

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Kemal Kılıçdaroğlu, bir şimşeği öpmüşçesine enerjik bir yürüyüşle İstanbul'a doğru yürümeye devam ediyor!

Arada bir soluklanıp partililere sesleniyor, diğer zamanlarda da gazetecilere demeç veriyor.

Dün gece CNN Türk'te bize o sevimli sırıtışını bahşederken rastladım kendisine. Kelimeler ağzından yıkılmış bir barajın azgın suları gibi gürül gürül akıp geliyordu.

"Saray kontrollü darbe yaptı" derken vücudundaki tüm kaslar aynı anda kasılıyor, "Çözüm Süreci"nin yanlışlığından bahsederken alnındaki çizgiler titriyordu. 

Müstehcen tabirimden dolayı affınıza sığınıyorum ama bu duruma "Kenevir yiyip ip s.çmak" buna denir işte!..

Hem Erdoğan'ın "kontrollü darbe" yaptığını iddia ediyor, hem de içeride bulunan darbecilerin tamamının masum olduğunu söylüyor. 

Hem Erdoğan'ın kontrollü darbe yaptığını iddia ediyor, hem de darbenin bir numaralı ismi Akın Öztürk'ün eşinin adalet yürüyüşüne katılma talebine onay veriyor!  

Erdoğan'ı suçluyor ama Erdoğan'ın suç arkadaşları için de adalet istiyor!

Hem Habur'u ve Çözüm Süreci'ni eleştiriyor, hem de Habur ve Çözüm Süreci'nin gerçek faili olan HDP'lileri, yani kravatlı PKK'lıları adalet yürüyüşüne destek vermeye çağırıyor!

Ben boşuna demiyorum arkadaş...

Erdoğan düşmanlığı bu adamı vatana, millete ihanet noktasına getirmiş! Türkiye'nin cehenneme döndüreceklerini bilse, zebanilerle işbirliği yapmaktan dahi çekinmez!

Bakın şu sözler dün kelimesi kelimesine Kılıçdaroğlu'nun ağzından çıktı:

"Bu yürüyüşün içinde Fethullah Gülen’e sempati duyan da belki vardır. Alınlarında ben Fetö'cüyüm diye yazmıyor ki. Ama biz şunu söylüyoruz. Kim haksızlığına uğradığını düşünüyorsa, siyasi parti kimliği kullanmaksınız gelebilir."

Daha ne desin, daha ne demesini bekliyorsunuz?

Açık açık, "Ben hainliğin ve ihanetin zirvesini zorluyorum" diyecek hali yok ya!

15 temmuz darbesini yapanların umudu oluyor daha ne yapsın?! Düne kadar korkudan sesi çıkmayan darbecilerin yakınları şimdi insanları sokaklarda eylem yapmaya, kaosa ve kargaşaya davet edecek kadar cesaret buldu. 

İşte görüyorsunuz.

Darbe gecesi halkın üzerine kurşun yağdıran darbeci albayın babası, Kılıçdaroğlu'nun yanıbaşında adalet yürüyüşü yapıyor.

Yürüyüşe katılan biri, "15 Temmuz'da sokağa çıkan Tayyip Erdoğan'ın paralı itleri" diyerek Ömer Halisdemir,'e Erol Olçok ile Oğlu Abdullah'a, İlhan Varank'a ve diğer şehitlere hakaretler yağdırıyor. 

Bir başkası, 249 kişiyi şehit eden, binlerce kişiyi yaralayan, Meclis'i, MİT'i, Emniyet'i bombalayan, Hava limanlarını ve köprüleri işgal eden hainlere kahraman sıfatı yakıştıyor.

Savaş çıktığında İran'ın saflarında yer alacağını ilan eden CHP'li Eren Erdem, yürüdüğü otobanda su bulamadığı için kuduruyor, "Kerbela'da Yezit de Hüseyin'i susuz bırakmıştı. Ceddiniz aynı" diye salyalar saçıyor. 

Bir başka CHP'li kurmay, "Erdoğan'ı Lahey'de yargılatacağız" diyerek tehditler savuruyor, intikam yeminleri ediyor.

HDP'liler ve PKK'lılar, "Adalet yok. Selahattin ve Figen'e özgürlük" diye anırıyor. DHKP-C'liler, "Bizim terör örgütüne üye olan Semih Özakça ve Nuriyi Gülmen de içeride" diyerek bu sözde adalet yürüyüşüne destek veriyor. 

Kısacası; nerede bir terör örgütü, nerede bir terörist, nerede bir darbeci, nerede bir casus ve hain varsa adalet istiyor.

Aslında istenen adalet falan değil ha!

"Biz yaptığımız hainliklere doyamadık. Serbest bıraksanız da biraz daha hainlik yapsak" diyorlar aslında...

Yok öyle üç kuruşa beş köfte! 

Devlet, milletin devleti olmaya, millet, devleti için yaşamaya başladı ve artık yolun sonuna geldiniz!

Kene gibi yapıştığınız devletten sökülüp atılacaksınız. Hepiniz ülkeye, millete, bayrağa ve toprağa yaptığınız hainliğin bedelini ödeyecek, diz çökeceksiniz!

YİNE CHP, YİNE BAŞÖRTÜ TİYATROSU

Gezi'de "Müftü karısı", Soma'da "Madenci karısı", Referandum'da "Anadolu Köylüsü kadın", şimdi de Bylock kullanan "KHK'lı mağdur anası" tiyatrosu...

Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşünde, "Benim çocuğumu Bylock'tan suçsuz yere aldılar. KHK mağdurları başta olmak üzere herkesi sokaklara çıkmaya çağırıyorum" diyen kadın da CHP'nin kadrolu elamanı çıktı iyi mi?

Ataşehir Kadın Kolları Teşkilatı'nda görevli olduğu, 14 yaşında bir çocuğu olduğu ve hapiste yatan oğlu olmadığı ortaya çıktı!

Allah oyunlarını öyle bozuyor ki hainlik yapmayı bile doğru dürüst beceremiyorlar.

Yapılan yayınlar üzerine dün gece gözaltına alınmış! Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bu kadın için yeni bir yürüyüş yapmasını bekliyorum. 

Şöyle kış aylarında, Kars üzerinden Edirne'ye doğru yürürse, Avrupa Birliği ile yapılan anlaşma gereği adalet gelmiş olacak!

Kesin bilgi, yayalım bunu!

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: