Kendisiyle birlikte 3 doktoru da yaktı
Abone olSakarya'da başkalarını adına ilaç yazdırıp haksız kazanç sağlayan bir kişi, kendisiyle birlikte 3 doktoru da hapise sürükledi. Doktorlar, yaşananlara isyan etti.
Başkalarının reçetelerine ilaç yazdırarak haksız kazanç
sağladığı gerekçesiyle 5 yıl hapis cezasına çarptırılan Sadettin
Erdem, 3 doktorun 3’er yıl hapis cezası almasına neden oldu.
İhbar üzerine Erdem’in otomobiline operasyon düzenleyen polis, araç
içerisinde 5 ayrı kişi adına düzenlenmiş sağlık karneleri ele
geçirdi. Sağlık karnelerindeki reçetelerde imzaları bulunan 3
doktor hakkında soruşturma başlatıldı. ‘Resmi evrakta sahtekarlık
ve dolandırıcılık’ suçlarından 3’er yıl hapis cezasına çarptırılan
doktorların cezasını Yargıtay onayladı. Cezaevine girmeye
hazırlanan doktorlar, haksızlığa uğradıklarını düşünüyor. Tabipler
Odası, üç doktorun iyi niyetinin kurbanı olduğu görüşünde. Sakarya
Barosu avukatlarından Cumhur Ateş ise verilen kararın ağır olduğunu
belirtti.
Sakarya’da ‘iyi niyet sonucu’ başkalarına ait sağlık karnelerindeki
reçetelere ilaç yazan 3 doktor, 3’er yıl hapis cezasına
çarptırıldı. Sakarya polisinin, ihbar sonucu ele geçirdiği 5 ayrı
sağlık karnesindeki reçetelerde 3 doktorun imzalarıyla ilaç
alındığı belirlendi. İddiaya göre 8 ay içerisinde 5 ayrı karneye
Dr. Ali Hatipoğlu 55 YTL’lik, Dr. Cafer Aygün 215 YTL’lik ve Dr.
Ender Cevehir 41 YTL’lik ilaç yazmışlardı. Karnelerin ele
geçmesinin ardından olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Sakarya 1.
Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada doktorlar ‘resmî evrakta
sahtekârlık, dolandırıcılık’ suçlamasıyla 3’er yıl hapis cezasına
çarptırıldı. Dava ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda
‘reçetelerin gerçek anlamda muayene sonucu yazılmadığı’ görüşüne
yer verildi. Kararı Yargıtay da onaylayınca 3 doktora toplam 311
YTL için hapis yolu göründü.
Mağdur doktorlardan Ali Hatipoğlu, başkalarının sağlık karnesine
ilaç yazdırarak satan Saadettin Erdem’i tanımadığını söylüyor.
Hatipoğlu, “22 yıllık meslek hayatı boyunca böyle bir olayla
karşılaşmadım. 55 YTL’lik reçete yazılmış diye sahtekar ve
dolandırıcı olduk. Bir doktor olarak bu bizi çok üzdü.” diyor.
Olayın gerçekleştiği dönemde Hendek Sağlık Ocağı’nda günde 150-200
kişiyi muayene ettiğini ifade eden Hatipoğlu, ilaç yazdıkları
karneleri tek tek incelemesinin mümkün olmadığını kaydediyor.
Muayene sürecinin işleyişi hakkında bilgi veren Hatipoğlu, “Doktor
hastayı muayene ederken hemşire ya da sağlık görevlisi sağlık
karnesini hazırlar doktorun önüne koyar. Doktor da reçeteye ilacını
yazar. Reçeteyi imzalar, doktorun mührünü bile görevli basar. Hasta
gider. Bazen de hastanın yakınları ve arkadaşları ‘Yakınım şu
ilaçları kullanmıştı, iyi gelmişti. Rica etsek yazabilir misiniz?’
der. Biz hekimler de genelde yazarız. Sistem hep böyle işliyor.
Doktor, hastaların karnesini didik didik inceleyemez. Buna zaten
zamanı yok. Yoksa doktorlar hastalara bakamaz duruma gelir.” diye
konuşuyor.
1997 ile 1998 yılı arasında 8 aylık bir zaman diliminde Saadetin
Erdem’in otomobilinde bulunan 5 karneye 22 reçete yazdığının
belirlendiğini dile getiren Hatipoğlu, aldığı cezayı içine
sindiremediğini vurguluyor. “Eğer ortada bir suç varsa burada tek
suçlu doktor olamaz.” diyen Hatipoğlu, “Burada asıl sorumlu karne
sahipleri olması gerekir. Karne sahiplerinin karnelerini
başkalarına kullandırmamaları gerekir.” şeklinde konuşuyor.
‘Davayı AİHM’ye götüreceğim’
5 yıl süren yargılama sonucunda ceza aldıklarını kaydeden
Hatipoğlu, böyle bir sonu hak etmediğini belirtiyor. Hatipoğlu,
meslek ve memuriyet hayatını ve tüm aile düzenini karartan kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceğini aktarıyor. Biri
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1. sınıfta olmak üzere üç
çocuğunun eğitim gördüğünü belirten ve maaşından başka hiçbir
gelirinin olmadığının altını çizen Hatipoğlu, üzüntüsünü şöyle dile
getirdi: “Maaşım kesildi. Şimdi bu çocuklarımın okul masrafını kim
karşılayacak? Ailem neyle geçinecek? 22 yıllık doktorluk görevim
süresince bir evim bile olmadı. 200 YTL’ye kirada oturuyorum. 2000
model Lada arabaya biniyorum. Dolandırıcı olsaydım böyle mi
olurdum?”
Sakarya Tabipler Odası Başkanı Dursun Bostancı, doktorların iyi
niyetlerinin kurbanı olduğu kanaatinde. Poliklinikte bir doktorun
günde yaklaşık 200 hastayı muayene ettiğini hatırlatan Bostancı,
“Doktorun karneleri tek tek incelemesi imkansız. Aksi halde muayene
yapamaz hale gelir.” ifadelerini kullanıyor. Sakarya Barosu
avukatlarından Cumhur Ateş ise doktorlar hakkında verilen kararın
çok ağır olduğunu savunuyor. Ateş, “Artık doktorlar görevlerini
yapamaz, reçete yazamaz hale gelebileceklerdir.” diye
konuşuyor.
HABER: Duran Savaş
KAYNAK: www.zaman.com.tr