Kendisi gelmeden kokusu geldi…

Siz hiç Kurban Bayramı’nda Allah için kurban kesen bir Hristiyan gördünüz mü?

Mustafa Sabri Beşer msbeser@internethaber.com

Henüz 2020’yi tamamlayıp 2021 yılına girmemize bir aydan fazla bir zaman var ama yılbaşı kutlamaları daha şimdiden arzı endam etmeye başladı ülkemizde.

Hristiyan dünyasında bile bu kadar erken kutlanmaya başlamayan yılbaşı kutlamalarının daha şimdiden ülkemizde zuhur etmesi ayrıca ilginç bir nokta.

Ne derler… Kraldan daha çok kralcıyız yani…

Kraldan çok kralcı olanlardan birisi de şarkıcı Berdan Mardini. Berdan Mardini, sosyal medya hesabı instagramdan çocuklarıyla yılbaşı hazırlığı yaptığı bir fotoğrafını paylaştı. Mardini'nin o paylaşımı tepki çekince kızdı.
Mardini, çocuklarıyla yılbaşı hazırlığı yaptığı anları paylaşarak altına, ''Çocuklarla çocuk olmak böyle iste. Noel Mardini. Bu geçirdiğimiz günler son bulsun inşallah, yeni yılda hep sağlıkla ve sevdiklerimizle olmak en büyük temennimiz'' yazdı.

Paylaşımının altına "Noel onların, Hristiyanların bayramını mı kutluyorsun" şeklinde yorumlar yapılan Berdan Mardini'nin tepkisi gülünç ama nedense sert oldu. 

"Benim gözümde Hristiyanı, Suryanisi, Ezidisi hepsi insan kardeşim. Öncelikle bunu bilin" diyen türkücü "Ayrıca yurtdışından ahkam kesenler dolar da kullanmayın o zaman. O da Hristiyan parası. Bırakın bu yobazlıkları" gibi komik ve yersiz ifadelerde bulundu.

Sonrasında yapmış olduğu yoruma gelen tepkilere de yanıt veren Mardini, meselenin özünü kavrayamadığı ve anlayamadığı için şu isabetsiz satırlarını paylaşmış oldu: "Ülkemizde istediği dini özgürce yaşayan insanlar var. Onlara da ayıp, saygısızlık değil mi? Onlar kutlayınca taşa mı tutacaksınız yobazlar? Bir kere İslam dini hoşgörü dinidir."

Sanırım Mardini’nin gözden kaçırdığı nokta özendiği Noel Bayramı sahibi olanların hiç de bizim Ramazan veya Kurban Bayramı’na özenmemeleri.

Siz hiç Kurban Bayramı’nda Allah için kurban kesen bir Hristiyan gördünüz mü? Görmediniz değil mi…

Oysa biz onların bayramını kutlamak için onlardan daha önce davranıp çamları devirmeye başlıyoruz.

Çam devirmeyle başlayan bu özenti hastalığı hindi kesmeye kadar uzanacak ve Kurban Bayramı’nda vahşet çağrıları yapanlar bu sefer hindileri kesmeyi bir çağdaşlık olarak görecek.

Bu tenakuzu anlayabilen varsa beri gelsin…

Bu bir inanç ve medeniyet meselesidir. Medeniye değerler algımızı tasfiye edenlerin yolundan haylice gittik yüz yıldır. Artık dur deme vakti gelmedi mi?

İnanç değerlerimizi yok sayarak yüzünü Batıya dönenlerin çam devirmeleri örnekleri ile doldu her bir yanımız. Batı ne demek; bütünüyle bir Hristiyan kültürü.

Batı ve Hristiyan kültürü ile değerlerimiz ve kültürümüz merkezli hep bir savaş halinde olduk/olacağız. Bilge kral Aliya İzzetbegoviç’in şu sözünü hatırlatmakta fayda var: “Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir…”

Bir ay öncesinden başlayan bu özenti hastalığına Müslümanlar olarak şimdiden bilinçli bir şekilde karşı duruş sergilememiz gerekiyor.

Bağırmadan, hakaret etmeden, rencide etmeden insanımıza doğruları anlatmamız gerekiyor.

“Avrupa (Batı) bizi çağdaş ilan etti, Avrupa (batı), daha doğrusu onun yerli simsarları. Zira, apayrı bir medeniyetin çocuklarıyız, bambaşka ölçüleri olan, çok daha eski, çok daha asil, çok daha insanca bir medeniyetin.” diye söyleyen üstat Cemil Meriç’in bu karşılaştırmasının günümüz tezahürünü gene onun deyimiyle “Tanzimat’dan beri tanıdığımız Batı’nın” tecellisi olarak müşahede ediyoruz. 

Devlet kurumu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na bu konuda büyük bir iş düşüyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı daha şimdiden israf, debdebe, günah ve haram tuzağına karşı halkı bilinçlendirmeye başlamalı. Görünen o ki geç bile kalınıyor!

Öyle sadece dostlar alışverişte görsün misali son gün yapılacak çağrıların bir faydası olacağını düşünmüyorum.

Aileler olarak bize de büyük görevler düşüyor.

Çocuklarımızı bir süre sonra başlayacak yılbaşı kutlamaları israfına karşı bilinçlendirmemiz ve başta kendimiz olarak ulaşabildiğimiz herkesi bu konuda uyarmamız gerekiyor.