Kendinize dikkat edin! Kışın beslenmenin altın kuralları
Abone olKış mevsiminde hava sıcaklığının düşmesi ile birlikte yetişkin ve çocuklarda beslenme değişiklikleri görüldüğünü ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Güngör, sağlıklı hayatın sürdürülmesi için mevsimine uygun sağlıklı beslenme ile ideal kilonun korunmasının önemli olduğunu söyledi.
Kış mevsimde kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesi ve
gecelerin uzaması sebebiyle fiziksel aktivitenin azaldığını ve
hareketsiz geçirilen zamanın da arttığını belirten Medicana Bursa
Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Güngör, "Atıştırmalık
tüketimine yönelim ile yağlı ve şekerli besin tercihlerinin artması
sebebiyle vücut ağırlığında istenmeyen yönde değişiklikler
olabilmektedir. Bu sebeple birçok kronik hastalığa sebep olan
vücutta fazla yağ birikimi olarak adlandırılan 'obezite'
artmaktadır. Ancak sağlıklı hayatı sürdürülmesi için mevsimine
uygun sağlıklı beslenme ile ideal kilonun korunması önemlidir. Kış
aylarında azalan hava sıcaklığı sebebiyle vücut ısısının korunması
için yeterli sıvı almak gerekir. Günde en az 2-2,5 litre su
içilmeli, sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu
çayı, açık çay gibi içecekler tercih edilmelidir" dedi.
Kış mevsiminde artan soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı A, C, D ve E vitamininden zengin beslenmenin bağışıklık sistemine katkısı oldukça fazla olduğunu ifade eden Güngör, "Mevsimine uygun, günde en az 2 porsiyon meyve ve 3 porsiyon sebze tüketilmesi önerilmektedir. Bu aylarda havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, pırasa, maydanoz gibi sebzelerin, portakal, mandalina, elma gibi meyvelerin tercih edilmesi önerilmektedir. Ayrıca E vitamini kaynakları olan kuru baklagiller ve kuruyemişlerde yeterli ve dengeli biçimde günlük beslenmede bulunmalıdır. Haftada 2-3 kez nohut, kuru fasulye, mercimek, nohut ve barbunya gibi kurubaklagiller, günde 20-30 gram kadar ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler tüketilmelidir" diye konuştu.
Kemik ve diş sağlığı açısından önemli olan D vitamininin güneş
ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamin olduğunu belirten
Göngör, şu ifadeleri kullandı:
"Ancak kış aylarında mahrum kalınan güneş ışınları, vücudun D
vitamini ihtiyacının karşılanamamasına sebep olmaktadır. D vitamini
besinlerden aktif olarak karşılanamıyor olsa da balık, D vitamini
ile beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ
asitleri (omega-3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve
E vitamini içerir. Bu sebeple kış aylarında haftada 2-3 kez balık
tüketilmelidir. Kış aylarında yüksek yağlı besin tüketiminden
kaçınılmalı, margarin, tereyağ, yağlı etler, yüksek kolesterol
içeren sakatat ürünleri sıklıkla tüketilmemeli, sağlıklı yağ
asitleri içeren zeytinyağı, yağlı tohumlar, kuruyemişler uygun ve
yeterli porsiyonda tüketilmelidir. Bu mevsimde basit karbonhidrat
içeren şekerli besinlere ve tatlılara yönelimin arttığı
görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün önerisine göre günlük şeker
alımı toplam enerji alımının en fazla yüzde 10 kadarını
oluşturmalıdır ve mümkünse daha da azaltılmalıdır. Sağlıklı hayat
biçiminde basit şekerler yerine kompleks karbonhidratlardan olan
tam buğday ekmek, bulgur gibi tahıllar, kurubaklagiller, meyveler
ve şekeri azaltılmış sütlü ya da meyveli tatlılar ile sağlıklı
pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanan ev yapımı ürünler tercih
edilmelidir."
Sağlıklı beslenme açısından sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanan ev yapımı geleneksel gıdaların üretimi ve tüketiminin kış aylarında arttığının görüldüğüne dikkat çeken Güngör, "Kış ya da yaz ayları için besinin bol bulunduğu aylarda yapılan geleneksel yiyecek hazırlama teknikleri ile hazırlanan geleneksel ev yapımı gıdalar temel işleme ve hazırlama metotlarına dayanan, yapay koruyucu ve katkı maddesi içermeyen, doğal ve raf ömürleri günümüzün işlenmiş ürünlerine oranla uzun olmayan ürünlerdir. Günümüzün önemli sağlık sorunları arasında yer alan obezitenin önüne geçilmesi hedefiyle ev yapımı sağlıklı üretimin özendirilmesi ve özellikle çocukların hazır ve paketli besinler yerine ev yapımı sağlıklı besinlerinin tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Doğa şartlarının zorlayıcı etkisini azaltmak adına mevsiminde toprağını ve ürününü kirletmeden, mevsiminde bol ve ekonomik olduğu dönemlerde ulaşılabilen besin ürünlerinin ekseriyeten güneşin ısısından yararlanarak sağlıklı ve yerel yollarla oldukça düşük maliyetle farklı yiyeceklere dönüştüren bir kültürel mirasın sürekliliği ve toplumsal dayanışmanın sürdürülüyor olmasının yerel üretime, sağlıklı yaşama ve sağlıklı beslenmeye katkısı önemli düzeyde önemlidir" dedi.