Evet doğru okudunuz kendini yiyen çocuklar
Genelde 5 li yaşlarda başlayan ve önce tırnaklardan başlayıp,
sonra tırnak öncesi ya da sonrası parmak ucundaki eti kemiren
çocuklar.
Bir türlü uzamayan uzamasına izin verilmeyen tırnaklar, öyle
zamanlar olur ki parmak ucu kanayanlar, sebep çocuk kendini
yiyor.
Önce, her zaman olduğu gibi anne farkına varır, çocuğun
kesilecek tırnağı yok, büyümesi gereken tırnaktan eser yok, elinde
kalır makas, işte o zaman anlar çocuğu tırnaklarını kemiriyor,
Asla kondurmaz çocuğuna sözüm ona ilgilidir, gidiyorsa yuva
öğretmeninden bilgi alır, ona sorar, sınıfta yiyor mu kendini,
acaba dersler zorluyor mu, öğretmeni çok kızıyor mu…
Hatta okul yarmadı mı? Yoksa ona, ayrı gelmek zor mu oldu
evinden annesinden, yada evde kalan kardeş üzüyor mudur onu..
Aslında teşhis konmuştur, küçük bedene ve ruha zor gelen bir
şeyler var aslında.
Aile meclisi toplanır, ne oluyor, daha bu yaşta bu çocuk ne
yaşıyor ki kıtır kıtır yiyor kendini, bir sebebi olmalı, yoksa
bizim çocukta bir sorun mu var, çözemediği?
Doğal olan bir yardım almalı onun adına, gidilmeli psikoloğa,
elinde sihirli değnek var nasıl olsa, annenin paniği babayı da
getirir yola ve en iyisini aramaya başlarlar, öyle uzatanından
değil kısa sürede sonuca ulaşanı olsun, kıvrandırmasın, söylesin ve
biz çocuğa ayar yapalım, neyse sorunu çözelim, çünkü o bizim
hayatımız ve biz ondan başka hiçbir şey düşünemiyoruz.
Tabi ki yalan……
Oysa ki bu yaşta çocuğa terapi olmaz, olsa olsa haber verir
olandan bitenden, çocuk ruhuyla, saf ve temiz duygularla açar
kalbini ve çıkar ortaya bir dram
Anne yalnızdır evde ve hep şikâyetçidir hayata, evlidir ama evde
yoktur koca, işi vardır toplantısı en büyük moda, eşi bekler çocuğu
bekler, gökyüzü karanlık bir boya, gelmez, yelkovan gelir baba
gelmez, kapının zili telefonun sesi çıkmaz, neden?
Yalnız geçen akşamların, anne yok baba yok, aslında ikisi de
yok, belki evdeler ama çocuk yalnız. Ev ev değil savaş
alanında,
Ses var, anadan babadan haber yok, savaşan, bağıran hakaret eden
sözler evin duvarlarında gezinirken, sığınak korku tüneli gibidir,
asmalar var kesmeler var, çekip gitmeler var. Devamlı ezilen
aşağılanan kadın, en güçlü gördüğü liman babanın dalgalarında
ezilirken, çocuk kime sığınacak...
Buraya kadar çok sert ve acımasız sözler sarf ettiğimin
farkındayım, belki de ne kadar ön yargılı ve suçlayıcı tavrımdan
rahatsızda olmuş ola bilirsiniz. Tabi ki her şeyin bir sebebi
vardır, bazen mutlu giden sorunsuz evlilik ürünlerin de de aynı
sonuç çıkabilir, ancak ben bir psikoloğum ve gerçekten üzülüyorum,
Elinden tutup getirilen çocuklara.
Uzun uzun anlatılır, çocuğu bildiğin doğarken psikopat ilan
edenlere de rastladım, çok söylemişler yeme kendini, yediğin her
tırnak senin içine aldığın mikrop demişler.
Sonuç hala yiyor kendini, sigarasını her yaktığında daha hızlı
öleceğini bilen biri gibi
Aslında aile bilinçli doğru gitmeyen bir şeylerin farkında,
bahane aslında çocuk, bazen tırnak bazen Parmak, ancak
hepsinde yenen bir şeyler var.
Aslında yenen başka bir şey, çocuk tırnağını yemiş ne yazar,
evin içinde birileri beyin yiyor, çocuk sadece parmağıyla işaret
ediyor.
Diyor ki siz birbirinizi yemeyin, siz yeter ki iyi olun, ben
kendimi yerim
Sorun sadece tırnak, ya da parmak eti yemekse bizde çözüm kolay,
ver aileye eczanelerde satılan tırnak yiyenler için acı bir
solüsyon, çocuk tırnağına dadandığında cezalansın, aldığı acı
hissiyle parmağına uzanmasın.
Tırnağını bir daha kemirmeyeceği kesindir, ancak yeni bir hedef
çok yakınında. Uykuda dişlerini yemesi en kolay, bu giderde
gider….
Çocuğu terapiye getirenler keşke aynada bir kendilerine baka
bilseler, aynadaki yansımanın kendileri olduğunu bir bilebilseler,
çocuğun dünyaya gelirken boş bir sayfa olarak geldiğini ne
yazarlarsa onu okuyacaklarını, rüzgâr ekince fırtına biçtiklerini
bir bilseler.
Evde bir sorun varsa çocuk adına bunun sorumlusunun aslında
yüzde doksan ana baba olduğunu bir bilseler
Keşke biz de işsiz kalsak….