Kendi otomobilini kendin tasarla
Abone olTasarımcılarının dizayn ettiği otomobilleri kullanma devri artık geride kalıyor.
Hız ve konfor taleplerini çoktan doyuma ulaştıran otomobil
sektörü, şimdi müşterilerinin hayal ettiği otomobilleri yapma
yolunda. Seri üretim mantığından vazgeçen sektör, müşterilerinin
kendilerine ulaştırdığı ‘uygulanabilir’ bütün öneri ve rötuşlarını
değerlendirip piysaya daha ‘özel’ otomobiller sürmeyi planlıyor.
Tasarımından pazarlanmasına kadar uzun bir yolculuk yaşayan
otomobilde ‘insan’ unsuru yeniden ön plana çıkıyor. Seri üretim
mantığıyla ‘öznelliği’ni kaybeden otomobil, sahibi olan insana
yönelip son yıllarda internetin de etkisiyle birebir müşterinin
isteklerine ‘onay’ vermeye başlayan bir şekle dönüşüyor. Bugün
halen birçok restorantta bile liste dışından bir yemek istemenin
kolay olmadığını, Türk kahvesinde üçten fazla tercih hakkınız
bulunmadığını düşününce, isteğe göre otomobil ikri azımsanmayacak
bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar tamamen ‘benim
istediğim’ otomobil olmasa da... Otomobilin 100 yılı biraz geçen
tarihinde ‘hız’ her zaman ön planda oldu. Başlangıçta sadece belli
insanları mutlu etmeye yönelik ortaya çıkan otomobil, zaman içinde
herkesi içine almaya yöneldi. Ancak bu üretim hızı içinde ‘insan’
hedef olmaktan çıkıp ‘makina’ önceliği almıştı. Ne zaman ki, belli
sayılarda üretim adetlerine ulaşıldı ve Avrupa başta olmak üzere
birçok pazarda doyum başladı işte orada ‘insan’ yeniden gündeme
oturdu. Önce tasarım geldi gündeme; ancak en zor olanıydı aynı
zamanda. Bunun için otomobilin içinde dışında kişisel olmasa da
grupsal ‘rötuşlar’ atılmaya başladı. Deri koltuklar, deri
direksiyonlar, güderi iç kaplamalar hep daha az kişide bulunan
havasını vermek ve biraz da ‘kişiselleştirmek’ için tercih edildi.
Hatta Maserati gibi bazı markalar el yapımı modellerle az sayıda
zengine bu ‘özel’ otomobil tadını yaşatmak istedi. Bugün pekçok
lüks otomobil markasında iç döşeme, özel aksesuar rengi, özel ahşap
kaplama, özel donanım seçenekleri gibi pekçok ‘kişisel’ tercih
sözkonusu olabiliyor. Bu kişisellik aslında otomobilde ‘insan’ın en
azından ‘parasal güçle’ elde edilmesi anlamına geliyor. Her
markanın ‘insan öncelikli’ attığı hızlı adımlarının seslerini zaman
zaman duyuyorsunuz. Volvo’nun yaptığı ise, resmen tasarım sürecine
potansiyel müşterileri dahil etmek; Volvo Konsept Laboratuarı
bünyesinde yer alan Volvo Konsept otomobillerini, interaktif dizayn
yazılımlar sayesinde herkes inceleme şansı elde ediyor. Konsept
Laboratuarları’nda yapılan çalışmalarda bir sonraki aşamaya
geçerken, bu interaktif veriler ele alınıyor ve ‘yapılabilir’
nitelikteki herşey dikkate alınıyor. Bu vizyon Volvo’ya gelecekte
geliştirilmesi planlanan potansiyel modellerini pazara sunmadan
önce, yapılabilecek değişikliklerle ilgili bilgi alışverişini
müşterileriyle interaktif olarak sağlama imkanı veriyormuş. Bu yıl
açılan siteyi 100 bin kişi ziyaret etti. www.conceptlabvolvo.com
internet sitesinde şu anda Volvo’nun Kaliforniya, İspanya ve
İsveç’te bulunan dizayn stüdyolarında geliştirilen beş konsept
otomobili hakkında detaylı bilgi yeralıyor. Gelecekte Volvo
müşterisi olmayı planlıyorsanız sürece siz de dahil olabilirsiniz.
Volvo’nun Tasarım Şefi Henrik Otto, “Tasarımcılar olarak bizim
işimiz yeni trendler yaratmaktır. Ama biz İsveç’te kendi
stüdyolarımızda oturup dünyanın geri kalanının kullanacağı
otomobiller hakkında tek başımıza karar veremeyiz. İnsanların,
bizim fikirlerimiz ve gelecekte sergileyeceğimiz vizyonumuz
hakkında neler düşündüklerini bilmek zorundayız.” görüşünü
savunuyor. İnsan teması sadece otomobil değil otomobilin kullandığı
parçalarda da artık ön planda. Yani makina’ya insan ruhunu
katabilmek için ne varsa yapılıyor. Goodyear’ın 2004 yılı için
hazırladığı takvim, dünyanın farklı yerlerinden insanlarla
lastikleri biraraya getirdi! Alman fotoğraf sanatçısı Kai—Uwe
Gundlach’ın gerçekleştirdiği çekimlerden ortaya çıkan kareler;
eşyalarla sahipleri arasında mutlaka bir benzerlik vardır yargısını
ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Tasarımından basımına kadar Almanya’da
hazırlanan Goodyear 2004 takvimleri, aralarında Türkiye’nin de
bulunduğu 28 ülkede müşterilere ulaşacak. Otomobilde ‘insan’a
dönüş, hem insan hem de endüstri için kaçınılmaz bir çözüm olarak
devam edecek...