Kendi kızı bile bakmadı! Burdur'da yürek sızlatan aşk hikayesi: Simit alacak param olmadı
Abone olBURDUR'da geçirdiği beyin kanaması sonucu yatalak kalan eşine 10 yıldır bıkmadan bakan Mahmut amcanın aşk hikayesi görenlerin yürekleri sızlatıyor.
Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Çamlık köyünde 38 yıldır Mahmut
Üney (62) ile evli olan Fadime Üney (62) 2011 yılında beyin
kanaması geçirdi. Elindeki malı mülkü satarak eşi Fadime’yi hayatta
tutmaya çalışan Mahmut Üney,’in tüm çabasına rağmen Fadime Üney,
sağ tarafı felçli olarak yatağa mahkûm oldu.
10 yıl geçmesine rağmen bıkmadan usanmadan eşinin eli, kolu, ayağı
olmaya çalışan Mahmut Üney, öz kızının bile annesi ile
ilgilenmediğini, zaman geçtikçe eşine bakmanın zorlaştığını ama pes
etmediğini söyledi. Mahmut Üney, "1983 yılında evlendim, aşağı
yukarı kırk senelik bir evliliğim var. On yıldır yatalak eşime
bakıyorum. Elimden ameliyat geçirdim ve zaman geçtikçe eşime bakmak
daha zorlaşıyor. Kızımın biri hiç ilgilenmedi, ekmeğimi bile
başkasına pişirtiyorum. Oğlum var yanımda. Çalışma gücüm yok. Allah
razı olsun oğlumla gelinim olmasa bit pire bizi yiyecek. Her
şeyimiz de yanımızdalar. Onlar da olmasa bitiğim” dedi.
“Bir tek bana bakan gözleri kaldı geriye”
10 yıl önce eşinin beyin kanaması geçirdiğini ifade eden Mahmut
Üney, “2011 yılında eşim beyin kanaması geçirdi. O zaman açık
ameliyat yapılacaktı. Elde avuçta yok. Elimdeki malı mülkü,
tarlalarımı sattım. Bir bu dam kaldı başımda. Sırf Fadime’yi iyi
edebilmek için ilk başta seksen bin lira harcadım. Ama sonra Fadime
iyileşmedi. Dediler ki beyninin dörtte üçü ölü. Sağ tarafı felç
kaldı. Yemez içmez, kıpırdamaz, konuşmaz, bir acısı derdi olsa onu
bile diyemez Bir tek bana bakan gözleri kaldı geriye. 2011’den beri
her şeyiyle ben ilgileniyorum. Yemeğini ben kendim yediriyorum,
temizliğini ben yapıyorum. Yediği ya mama ya çorba, sert bir şey
versen yiyemez. Benim on iki ayımın sekiz ayı mutlaka hastanede
geçer. En ufak bir şeyden enfeksiyonu bir kaptı mı doğru hastaneye
gitmek zorundayız. Günlerce, aylarca eve gelemediğim zamanlar oldu.
Geçen bu on senenin sekiz senesi hastanelerde geçti. Sırf eziyet
çekmesin diye. Başka neyim var ki şu dünyada, bir canım bir de
bebeğim Fadime Dayanmam çok zor. Zaman geçtikçe yaşlanıyorum. Ona
bakmak her şeyine koşmak zorlaşıyor” diye konuştu.
“Kendi kızım bile dönüp bakmadı”
Eşi Fadime Üney’in her şeyiyle kendisinin ilgilendiğini vurgulayan
Mahmut Üney, “Sabah sekizde kahvaltısını yaptırırım, yani mamasını
içirerek karnını doyururum. Sonra ilaçlarını içiriyorum. Günde üç
kez altının temizliğini yapıyorum. Haftada iki kez mutlaka
banyosunu yaptırıyorum, kişisel bakımını yapıyorum. Her şeyim
Fadime oldu on yıldır. Ne düğüne ne bayrama, el içine hiç girmedim.
Gitsem rezil oluruz. Bir yere gidersem gelinden bakmasını istemek
zorundayım, ondan da sürekli böyle bir şey istemeye yüzüm yok.
Kendi kızım bile dönüp bakmadı. Onca zaman hastanede kaldık, gelip
başında bile durmadı. Ekmeğimi pişir dedim onu pişirmedi” diyerek
elinde avucunda olanla yevmiyesini verip yemeğini başkasına
pişirttiğini dile getirdi.
“Fadime’yi hiç muhtaç etmedim”
Kimseden destek istemediğini, eşi Fadimeyi kimseye muhtaç
etmediğini belirten Mahmut Üney, “Evin yanında serada bir şeyler
yetiştirip üç beş bir şey kazanıp Fadime’ye bakacağım diye
çabalıyorum. Kimseden de hem maddi hem de manevi hiçbir isteğim yok
artık. Destek de istemiyorum. Allah’ıma binlerce şükür olsun ki ben
Fadime’yi hiç muhtaç etmedim, ona seviniyorum. Ne zamandır öylece
yatar ama daha bir kere sırtında, yanında bir delik bir yara bile
olmadı. Temizliğine önem veriyorum. Altının bezini, banyosunu,
bakımını hiçbir şeyini çoluğuma çocuğuma bile yaptırmadım.
Dünyadaki tek varlığım eşim, ondan başkasını tanımıyorum da zaten.
Bucak Devlet Hastanesinde bile herkes bilir. Hep nöroloji
servisinde kalıyoruz. Oradaki herkes ismimi bilmez ama derler ki
Hanımına iyi bakan amca geldi” dedi.
“Bebeğimin gözleri bana bakıp dururken ben bu eve bir
başkasını sokar mıyım?”
Çevresindeki vatandaşların çok defa başkasıyla evlenmesini
söylediğini dile getiren Mahmut Ünay, “Evlen diyorlar. Çok dediler
yani. Hepsini de bozdum attım. Bebeğimin gözleri bana bakıp
dururken ben bu eve bir başkasını sokar mıyım? Acıktığında
susadığında ağzını açar bilirim. Bir yeri acısa sızlasa gözünden
yaş akar hemen. Acısını da öylelikle bilirim. Ara sıra dışarı
çıkarır gezdiririm. Akülü bir arabası var, kucaklar arabasına
bindiririm etrafı gezdiririm. Evin önünü arkasını, serayı Yoksa
yata yata sıkılıyor. Sonra da yattığı yerden sol eliyle bana
saldırmaya kalkıyor. O yüzden düzenli olarak çıkarıyorum dışarıya.
Konuşabilseydi ne vardı. Hiç değilse deseydi ki acıktım, susadım.
Derdini içinde yaşadıklarını söyleyebilseydi bir bilseydim” diyerek
eşinin konuşamamasından yakındı.
“Hastanede bir simit alacak param olmadı benim, hiç kimse
yoktu”
10 yılın 8 yılını hastane köşelerinde geçirdiğini vurgulayan Mahmut
Ünay, eşi Fadime Ünay’ın akrabalarından hiç kimsenin arayıp
sormadığını söyledi. Mahmut Ünay, “Akrabalarından gelen giden hiç
kimse yok. Ama ben de Allah’a bir söz verdim. Toprak üstün olursam,
Fadime ölürse de hiçbir akrabaya da haber vermeyeceğim. Gözü
açıkken gelmeyen ölüsüne de gelmesin. En yakınımda şurada kayınım
var, Fadime’nin en büyük abisi. Daha bugüne bugün ne yapıyor, nasıl
diye şu eve girdiği yok. Çok şükür hiçbirine de muhtaç değilim
Fadime’yi de muhtaç etmedim. Bir oğlumla bir ben kendi yağımızda
kavrulmaya çalışıyoruz. Hiçbir şeyim yok, ne tapum ne tarlam kaldı
elimde. İşte biraz tarım biraz hayvancılık oğlumla birbirimizi
destekleyerek gidiyoruz. Hastanede bir simit alacak param olmadı
benim, hiç kimse yoktu. Fadime gittikten sonra da kimse olmasın.
Şimdi ben bebek gibi bakıyorum eşime” diye konuştu.