Kenan Evren'in pişman olduğu tek şey
Abone ol12 Eylül sorgusunda yaptıklarının arkasında olduğunu söyleyen Kenan Evren pişman olduğu tek konuyu açıkladı.
Kenen Evren'in kendisini sorgulayan savcıya, "Pişman
değilim, bugün olsa yine yaparım" yanıtını verdiği basına yansıdı.
Peki Kenan Evren'in pişman olduğu bir şey yok mu? Milliyet
gazetesi yazarı Fikret Bila, bu sorunun cevabını
verdi.
Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila, Kenan Evren'in pişman
olduğu konuyu açıkladı: "Elbette var. Diyarbakır Cezaevi başta
olmak üzere cezaevlerinde uygulanan işkencelere ilişkin sorumu
yanıtlarken, işkence sorumluluğunu üzerine almamıştı, ancak
Kürtçenin yasaklanması konusunda, "hata
yaptım" demişti.
Evren Paşa, Kürtçeyi nasıl yasakladığını şöyle anlatmıştı:
NEDEN YASAKLANDI
12 Eylül'de bir hatamız da oydu. Kürtçe konuşmayı yasakladık. Şöyle
yasakladık: Konuşmalarda, mitinglerde, şurada burada Kürtçe
konuşulmayacak. Okulda filan Kürtçe tedrisat yapılamaz. Neden
dedik? Ben Devlet Başkanı'yken bir köyde ilkokula gittim.
Üçüncü sınıfa mı dördüncü sınıfa mı girdim, hatırlamıyorum. Açtım
kitabı, oku şunu, dedim çocuğa. 'Kem-küm' çoçuk okuyamıyor. Kızdım.
Orada söyledim. Öğretmene döndüm; 'Dördüncü sınıfa gelmiş Türkçeyi
okuyamıyor, bu nasıl iş?' dedim. Sonradan anlaşıldı ki, öğretmen de
Kürt. Kürtçe yapıyor tedrisatı. Döndüm ve Kürtçe yasağını koyduk,
Kürtçe tedrisat yapılamaz dedik. Ama biraz ağır yasak koyduk. Sonra
bu yasak kaldırıldı, ama hataydı. Hata olduğunu sonradan
anladım.
Onlar dillerini konuşsunlar, kültürlerini yasasınlar.
Kaynaşmamız lazım onlarla. Bu iş kavgayla, yasakla olmaz. Dillerini
konuşsunlar tabii ama eğitim Kürtçe olmaz. O ayrı. Tedrisatın
Türkçe olması lazım.
MEMUR KÜRTÇE BİLMELİ
Belçika'yı ele alalım. Flamanlar ve Valonlar kavga ediyorlar. Ben
Genelkurmay Başkanı'yken Kanada'ya gitmiştim. Orada Quebec
bölgesine gittim. Oranın Genelkurmay Başkanı gezdiriyor. Quebec'te
lisan Fransızca. Tuhafıma gitti. Kanada'da nasıl oluyor bu iş,
dedim. Dediler ki, burası Fransa'dan kalma bölge. Sonra bırakmışlar
ama bir anlaşmayla buradaki halk kendi lisanını kullanacak,
denilmiş. Bu bölgede devlet hizmetine gelecek vatandaş hem
İngilizceyi hem Fransızcayı bilmek zorunda, dediler. Bölgede hizmet
verecekse bu zorunluymuş. Şimdi bizde de Güneydoğu'da hizmet
verecek memurun Kürtçe bilmesi lazım. Katı tutumla olmaz bu iş.