Kenan Evren'e 12 Eylül için 12 soru!
Abone olSavcı Hüseyin Görüşen, 12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren'in ifadesini almak için evine doğru yola çıktı...
Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen, Kenan
Evren'in ifadesini evinde aldı. Evren'in 12 Eylül darbesine ilişkin
soruya "TSK İÇ Hizmet Kanunu'nun 35. maddesine göre yönetime el
konuldu" yanıtı verdiği belirtildi.
TÜRKİYE 12 EYLÜL'E NASIL SÜRÜKLENDİ? TIKLAYIN
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hüseyin Görüşen, Kenan Evren'in ifadesini aldıktan sonra lojmanlardan ayrıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ''12 Eylül darbesi'' ile ilgili soruşturma kapsamında ifadesi alınan dönemin genelkurmay başkanı Kenan Evren'in avukatı Ömer Nihat Özgün, Evren'e 2,5 saat süren sorguda 12 Eylül ve öncesine ilişkin 12 soru yöneltildiğini belirterek, ''Şimdi çarşamba günü aynı soruşturma kapsamında İstanbul GATA'da yatan Tahsin Şahinkaya'nın ifadesine başvurulacak. Onun ifadesi tamamlandıktan sonra önümüzde ikinci bir süreç başlayacak. Bu süreçte ilgili cumhuriyet başsavcılığı dava açılması veya açılmaması yönünde karar verecek'' dedi.
Avukat Özgün, merkez ordu evinden ayrılırken gazetecilere
açıklama yaparak soruları yanıtladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma doğrultusunda bugün saat 11.00'de ilgili başsavcı vekili ve savcı kararıyla eski cumhurbaşkanı Keman Evren'in ifadesinin Ankara'daki lojmanında alındığını belirten Özgün, yaklaşık 2,5 saat süren ifadede Kenan Evren'e 12 soru sorulduğunu kaydetti.
Bu soruların tümünün içeriğinin 12 Eylül ve öncesine ilişkin olduğunu ifade eden Özgün, şöyle konuştu:
''Takdir edersiniz ki soruşturma devam ediyor. Soruları tek tek sizinle paylaşmamız mümkün değil ancak sayın Kenan Evren kendisine yöneltilen 12 soruya da tek tek cevap verdi ve soruşturmanın bu aşaması sona erdi. Şimdi çarşamba günü aynı soruşturma kapsamında İstanbul GATA hastanesinde yatan sayın Tahsin Şahinkaya'nın ifadesine başvurulacak. Çarşamba saat 11.00'de onun ifadesi tamamlandıktan sonra önümüzde ikinci bir süreç başlayacak. Bu süreçte ilgili olarak cumhuriyet başsavcılığı dava açılması veya açılmaması yönünde karar verecek.''
''Kenan Evren'e ifade sırasında bir doktorun eşlik edip etmediğinin'' sorulması üzerine Özgün, ''Doktor değil ama sayın Kenan Evren'in yanında sürekli bulunan bir sağlık görevlisi vardı. Çok fazla da sıkıntı yaşamadık. Yalnız biraz ara verdik. Sağlık açısından bir sıkıntı yaşadığımız söylenemez'' cevabını verdi.
SAVCI BU SORULARI SORDU
Savcı Görüşen'in Evren'e yönelttiği bazı soru ve
yanıtları şöyle:
Soru: Neden darbe yaptınız?
Evren: Ülke çok kötü durumdaydı, polis ikiye
ayrılmış, dönemin eski Başbakanı (1980'de öldürülen Nihat Erim),
generallik yapan (1992'de öldürülen Oramiral) Kemal Kayacan
öldürülmüş, ülke çıkmaza düşmüştü. Çok bekledik, ama mecbur kaldık.
TSK'nın İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesi gereği ülke yönetimine
elkoymak zorunda kaldık. 27 Aralık 1979'da dönemin Cumhurbaşkanı'na
ülkenin gidişatı hakkında bir mektup verdik. 19 ilde sıkıyönetim
olmasına rağmen ülkede olaylar sonuçlanmıyordu. Kan durmuyordu.
Ülke felç olmuş, iç savaşın eşiğine gelinmişti.
Soru: Pişman mısınız?
Evren: Hiç pişman değilim. Bugün olsa aynı şeyi
yine yaparım. 12 Eylül 1980 öncesi ülkenin durumu şu an gözümün
önüne geldiğinde tüylerim ürperiyor. Yetkim olsa, bugün aynı
olaylar olsa yine yaparım.
Soru: Yurtdışı desteği oldu mu?
Evren: Hayır hiçbir yurtdışı desteği yoktu.
Tamamen gelişen olaylar karşısında tek başıma verdiğim bir karar
değil. Tüm kuvvet ve ordu komutanlarıyla birlikte verdiğimiz
karardı. Çok bekledik yönetime el koymamak için. Ama zorunlu
kaldık.
Soru: Tahsin Şahinkaya 11 Eylül günü ABD'den döndü. ABD'den
izin mi almaya gitmişti?
Evren: Şahinkaya'nın seyahati NATO komutanları
çerçevesinde düzenlenmiş bir ABD ziyaretiydi. Hatta gitmeden önce
'iptal edeyim' dedi. Ben de 'Git, ama 11 Eylül'de dön' emri verdim.
11 Eylül'de de geldi. İcazet alması söz konusu değildir.
Soru: 12 Eylül 1980'de terör bir günde nasıl
bitti?
Evren: O siyasilerin, Süleyman Demirel'in
söylevidir. 12 Eylül'de sokağa çıkma yasağı vardı. Sonra bir süre
devam etti. İstihbarat birimlerine ve kaynaklarına ancak
ulaşabildik. 6-7 ay sonra olaylar durulabildi. O tamamen
siyasilerin ürettiği laflar.