Kenan Evren bu sözleri de duydu!
Abone olAK Partili Burhan Kuzu, Kenan Evren'in yargılanmamasıyla ilgili konuştu. Evren'in yaşının 90'a vurduğunu vurgulayan Kuzu, 'Ahı gitmiş vahı kalmış' dedi.
Hükümet, referandum kampanyasını "darbecilere yargı yolu
açılıyor" mesajına oturtmuştu ancak adliyelere suç duyuruları
yağmasına karşın Kenan Evren ve arkadaşları ile onların
talimatlarını uygulayanlar için henüz bir dava
açılmadı.
Milliyet gazetesinden Serpil Çevikcan, konuyu, referanduma sunulan
anayasa değişikliğinin özüne en hakim isimlerden birine yani Meclis
Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Partili Prof. Burhan Kuzu'ya
sordu.
Yargıya, "Topu taca atma" mesajını gönderen Kuzu'ya göre durum net.
Kuzu, yargılanacak olanların sadece Kenan Evren olmadığını
belirtti. Ardından da Evren'in 90 yaşına geldiğini, artık bu yaştan
sonra hapse giremeyeceği mesajını verip, Evren için 'ahı gitmiş
vahı kalmış' benzetmesi yaptı.
ENGELİ KALDIRDIK BUYURUN YARGILAYIN
Geçici 15. maddeye ilişkin olarak aslında 2001’de
ilk düzenleme yapılmamış mıydı?
- 2001 yılında anayasa değişikliği yapıldı. Ecevit’in Başbakanlığı
döneminde geçici 15. maddenin, 1980-1983 arasında yapılan yasal
faaliyetlerin yargı dışı kaldığı bölümü kaldırdılar. Ama birinci
fıkrada yer alan, ‘o dönemde darbe yapanlar yargılanamaz’ bölümüne
dokunamadılar askerin korkusundan. Biz yaptık. Şimdi bu tamamen
yargının işidir. Biz engeli kaldırdık, buyurun
yargılayın.
SÜRE YENİ BAŞLADI
Zamanaşımı süresi dolmadıysa nereden başlıyor?
- Bugüne kadar Yunanistan bunu yapmış, birkaç general içeride
yatıyor. Portekiz, İspanya, Arjantin yaptı. Geçmişe dönük dava
açtılar, zamanaşımını uygulamadılar. ‘İnsanlık suçu’ dediler
kimine. Dünyada uygulandı. Bizde üç görüş var. Bir kısmı, ‘1980’den
bu tarafa 30 sene geçmiş, zamanaşımı dolmuştur’ diyor. İkinci
görüş; ‘1982’de, geçici 15. maddedeki sorumlu tutulamaz bölümüne
vatandaş yüzde 92 ile evet dediği için yargı muafiyeti vardır, dava
sözkonusu olamaz’ diyor. Üçüncü görüş ki benim de katıldığım görüş;
30 yıllık süre geçmiş olsa bile burada zamanaşımı işlememiştir.
Çünkü anayasada zamanaşımını durduran hukuki bir engel var. ‘Bu tür
eylemlerden dolayı dava açılamaz’ deniyor. Peki dava açılamazsa
süre nasıl başlayacak? Dava açılamaması demek süreyi başlatamazsın
demek. Dolayısıyla 30 seneyi, resmi gazetede son referandum sonucu
eylülün kaçında yayınlanmışsa oradan başlatıyorum.
GÖREVSİZLİK KARARI YANLIŞ
Suç duyuruları Özel Yetkili Savcılığa gitti, burası görevsizlik
kararı verdi. Bu kararı nasıl yorumluyorsunuz?
- Özel yetkili ağır ceza mahkemesinin savcısı bu kararı doğru
vermemiştir. O günkü devlet güvenlik mahkemelerinin bugünkü
karşılığı özel güvenlik mahkemeleri. İdam cezasına o gün kim
bakıyorsa bugün o bakar. Bugün idam yok, ağırlaştırılmış müebbet
var. Bu davaya mutlaka ağırlaştırılmış müebbete karar veren özel
yetkili mahkemelerin bakması lazım. Kimse topu başka yere atmasın.
Diyorsa ki mahkeme, ‘zamanaşımı doldu, yargı bağışıklığı vardır’,
ona birşey diyemem. Dava görülebilir nitelikteyse bir mahkeme buna
bakar. Neticede uyuşmazlık mahkemesi var. O ‘ben bakmam’, bu ‘ben
bakmam’ derse uyuşmazlık mahkemesi diyecek ki, ‘ortada kalan işe
sen bakacaksın’ birine verir, o bakar.
Yüce Divan olarak Anayasa Mahkemesi’ne gidebileceği de
söyleniyor.
- Anayasayı değiştirdik, ‘Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları
görevlerinden doğan suçlar nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nde Yüce
Divan olarak yargılanırlar’ dedik. Ancak bu suçlar bakımından
Anayasa Mahkemesi yetkili değil. Çünkü görevine giren suç konumuna
bu girmez. Bir askerin, Genelkurmay karargahının darbe yapmak,
darbeye teşebbüs etmek görevi ve yetkisi yok. Dolayısıyla lüzümsuz
bir tartışma.
YÜZÜMÜZE TÜKÜRÜRLERDİ
Muhalefet, “anayasa değişiklikleri sırasında verdiğimiz, ‘Bu
suçlarda zamanaşımı işlemez” önergesi kabul edilseydi bu
tartışmalar olmazdı’ eleştirisi yöneltiyor.
- Biz bunu yazsaydık dünyadaki bütün hukukçular bizim yüzümüze
tükürürdü. Zamanaşımı dolmuşsa bunu yazmakta diretemezsin. Ceza
yasalarında yeni hükümler aleyhte geriye yürümez. Menderes ve
arkadaşları idama mahkum edildiler. Celal Bayar bunlardan biriydi,
65 yaşını geçmişti. Yasada ‘65 yaşını geçene idam cezası verilemez’
hükmü vardı. Bua rağmen, anlı şanlı profesörler, ‘bu huküm geçmişe
yürür, burada yaş dikkate alınmaz’ diye mütalaa verdiler. Ondan
sonra gençlerin yüzüne bakamadılar.
YARGILANACAK OLAN SADECE EVREN DEĞİL
Peki işlenen suçun tanımı nedir?
- Görev suçu değil. Anayasayı ihlal. Düzeni, nizamı, Meclis’i,
hükümeti cebren devirme. Ceza Kanunu’nda karşılığı eskiden idamdı,
şimdi ağırlaştırılmış müebbet. Zannetmeyin ki bu dava kabul
edilirse yargılanacak olan sadece Kenan Evren ve arkadaşları. O
dönemde milletvekili olanlar, bakanlar, bürokratlar, aklına hangi
makam geliyorsa.
Ahı gitmiş, vahı kalmış, göz hapsinde tutmak zorundasın
Aralarında arkadaşlarınız olmasın.
- Olabilir. Teorik olarak baktığınız zaman sadece Evren meselesi
değil konu. Zaten ahı gitmiş vahı kalmış, 90’a gelmiş. İkisi ölmüş,
gitmiş. Burada belki tarihi, sembolik dava olarak görülebilir.
Zaten 90’lık adamı içeri atacak halin yok. Nihayet göz hapsinde
tutmak zorundasın. İlle hukuku katlede katlede ‘yargılayacağım’
demek de olmaz. Bu insanları idam edecek halin yok, müebbet yatacak
diye birşeyin yok. Ne olur, Türkiye yargılama süreci başlatmış,
referandumun gereği yapılmış olur. Ama sakın hükümetten ve
Meclis’ten bir görev beklemeyin. Savcılar kendi yapacak. Dünya
literatürünü, mevzuatını tarasınlar. Avrupa’da örnekleri var.