29 Ocak 2008...
Ajanslardan bir haber:
- Kemal Unakıtan'ın tazminat davasına red!
Tercüman yazarı Behiç Kılıç'la davalık olmuştu, Kemal Bey.
Cihan Paçacı'nın açıklamalarını, köşesine taşımıştı rahmetli.
Mesut Yılmaz'ın gazabından kurtulamayan Behiç Kılıç, bu sefer
dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın kıskacındaydı.
Biricik kızı Pınar'ın okul masraflarını karşılamak için çırpınan
Behiç Kılıç'tan, Unakıtan tam 25 bin lira istiyordu. Neyse ki, dava
reddildi ve Behiç Abi derin bir nefes aldı. Ancak, Unakıtan bu işin
peşini bırakmaya pek niyetli değildi. Behiç Kılıç öleli
neredeyse iki sene oldu, Unakıtan hala 25 bin liranın
peşinde.
***
Yaşasaydı keşke!
Yaşasaydı da, elinde avucunda ne varsa Unakıtan'a verseydi!
***
Gelin görün ki...
Behiç Kılıç'ın yaşamaması, Unakıtan'ın umurunda değil.
O hala 25 bin liranın peşinde...
Diyor ki:
- Behiç Kılıç öldüyse, kızı Pınar versin bu
tazminatı!
Üstelik...
Pınar'ı, Ankara'ya mahkemeye çağırıyorlar...
Her şeyden bihaber genç bir kız...
Celp üzerine celp:
- Geleceksin!
***
Rahmetli Behiç Kılıç'ın kalemi sivriydi!
Kemal Unakıtan'ın canını fena acıtmış belli...
Günahıyla, sevabıyla göçtü gitti bu dünyadan...
Ölen kişinin arkasından konuşmak bile, bizde ayıptır,
günahtır...
Kemal Bey ne yapıyor peki?
Varsa bir hesabı...
Öteki dünyada hesaplaşacağına...
Behiç Kılıç'ın çocuğundan çıkarıyor acısını...
Ben, Unakıtan'ı tekerlekli sandalyenin üstünde, hastanede
gördüğümde...
Kendi derdine düştüğünü sanmıştım!
Görüyorum ki, Kemal Bey hesabını bu dünyada görmek
istiyor.
Yıl 2008...
Tazminat davasının reddedildiği tarih...
Davanın iki yıl sürdüğünü düşünün!
7 yıl..
Ya da daha fazla...
Pınar 16'sında o zaman...
Şimdi bu kız mahkemede ne desin, Kemal Bey?
Behiç Kılıç, Cihan Paçacı'nın açıklamalarını köşesine
taşıdı diye, bu ailenin canını mı alacaksın?
Ayıp değil mi?
Alnı secdeden kalkmayan bir kişiye yakışıyor mu?