Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Şu CHP seçim döneminde kavgasız bir gün geçirsin, yeminle lokma
döktüreceğim! Olmadı, baklava dağıtacağım!
Allah'tan para piyasaları CHP'deki gerilime endexli değil! Yoksa
toptan küllüm olmuştu ülke. Herhalde dolar şu anda 15- 20 bin
sınırında falan olurdu.
Günlerdir parti teşkilatını işgal etmeler, ayaklanmalar derken,
gerilim dün CHP Grup Toplantısı'na da yansıdı. Kılıçdaroğlu'nun
konuşmasını trafikte olduğum için radyodan dinleme şansı
buldum.
Radyoyu açar açmaz "Yuhhh! Atın dışarı. Başbakan
Kemal" seslerini duyunca kanım dondu! Kemal
Kılıçdaroğlu ise bam-güm sesleri arasında, "Bir dakika
arkadaşlar, bir dakikaaa! Benim sözümü keseni atın dışarı"
diyordu. "Vallahi Erdoğan yanlışlıkla CHP
Grup Toplantısı'nın olduğu salona girdi. Adamı yakaladılar, şimdi
de linç ediyorlar" diye düşündüm ilkin...
Sonra baktım ki, "Kim ne derse desin gençlerin ve
kadınların önünü açacağım" diye çığlık atıyor.
Haydaaa!
"Yahu ne oluyor? Kadınların ve gençlerin önünü açmak da
neyin nesi?" diye sardı bir panik!
Meğer linçe tabi tutulan CHP'li bir partiliymiş, Erdoğan'la alakası
yokmuş. Partili gençlerin adaylıkta önünü açma girişimine gelen
birine tepki koyuyormuş, sonra anladım!
Büyük iş yaptı doğrusu!
Başbakan Şimon Perez'e "One Minute" dedi diye
övülüyordu. Kılıçdaroğlu'da partisindeki muhalif seçmene,
"Bir dakika" diyerek tarihe geçti!
Ya da şöyle diyelim!
Erdoğan çiftçiye "Ananı da al git" demişti.
Kılıçdaroğlu "Oyunu da al git" demekle yetinmeyip,
"Atın bunu dışarı" diyerek aşağıladı.
CHP'nin demokrasisi böyle işte! Karşı çıkan ya asılır, ya
atılır!
Hiç kolay değilmiş, öyle değil mi sayın Kılıçdaroğlu! Biraz stres,
biraz baskı insanı bir anda nasıl zıvanadan çıkarıyormuş değil
mi?
Yıllardır Erdoğan'a, "Diktatörsün. Tek adamlık
istiyorsun" derken, bir tek itiraz duyduğunuz anda,
"Atın bunu dışarı. Benim dediğim olacak" diyen bir
diktatöre dönüşebiliyormuşsunuz siz de...
Parti içerisindeki bir tek muhalif ses karşısında bile bu denli
şuurunuzu kaybediyorsunuz. Erdoğan'ın yerinde olsanız ve dünya
üzerinize gelse ne yapardınız acaba hiç düşündünüz mü?
Hani sakin güç?
Sadece üç beş partilinin tepkisine böyle öfke saçıyorsunuz. Sadece
partinizin sorunları bile sizi böyle öfke nöbetlerine sokuyor,
kürsü yumruklatıyor. Yarın kazara iktidar oldunuz diyelim. Gezi
olaylarındaki gibi bir ayaklanma olursa ne yaparsınız?
Kendi partisi içinde barışı sağlayamayan birinin, "Biz
iktidara gelirsek barışı temin edeceğiz" sözünün neden
itibar görmediğini şimdi anladınız mı?
Hani demokrasi? Hani herkesin fikrini özgürce söyleme hakkı vardı?
Hani fikirlerin korkusuzca dile getirileceği bir ortam temin
edecektiniz?
O CHP'linin fikri fikir değil miydi? O'nun konuşma özgürlüğü yok
muydu? Tartaklatarak dışarı attırmak yakıştı mı size?
Hani Erdoğan asabiydi?
Hani bir ülkenin başbakanına bağırmak, masaya vurmak yakışmazdı?
Kürsü yumruklamak, sizi eleştiren adama, "Bak tersim pistir
ha!" bakışı atmak, azarlamak, aşağılamak, bir pislik gibi
dışarı attırmak size çok mu yakıştı?
Erdoğan'a küfredenleri, yakıp yıkanları kahraman ilan ediyor, alınlarına buseler konduruyordunuz. Sizi protesto edeni de öpseydiniz ya alnından...
Demek ki Erdoğan'a edilen hakaretler ve küfürler iktidarınız döneminde size edilse, evimizi başımıza yıkacaksınız!
Sizin yaptığınızı Erdoğan yapsa, onu şimdiye çoktan Hitler ilan
ederdiniz. Ama siz yapınca demokrasi oluyor değil mi?
Sahi dikkatimi çekti de...
Sizin o önünüzdeki kürsüye yaptığınızı Hitler Yahudiler'e yapmadı!
Sürekli yumruklayıp duruyorsunuz! Kürsüye yazık değil mi ya? Ya bir
şey olsa, ya kırılsa? Devletin, milletin malına zarar vermek günah
değil mi?
Son olarak...
Sizden önce Bülent Ecevit de bir kadına, "Atın bunu dışarı"
demişti. Zamanı geldiğinde millet Ecevit'i Meclis'ten bir attı,
atış o atış!
Hatırlatayım dedim!
Gelelim diğer ayrıntıya...
Gündüz radyodan dinlediğim o sesin sahibini ekrandan izleme şansı
bulunca daha net bilgi sahibi oldum diyebilirim.
Video kaydında dikkatimi çeken dört nokta oldu.
Birincisi, protestonun başladığı an... Kılıçdaroğlu anlamamış
olacak ki, eylemcinin sözlerini en başta gülerek izliyor. Sonra
etrafa bakıyor ki herkes tepki gösteriyor. Bir iki yuhalama sesi de
duyunca, "Herkes tepki gösterdiğine göre galiba kötü bir
şey söylüyor" hissine kapılıyor. Birden ciddileşip, atar
yapmaya başlıyor. Önce kürsüde yumruğu vuracağı yeri belirliyor
gözucuyla. Sonra sağ kroşeyi indiriyor.
İkincisi, kürsünün arkasındaki Muharrem İnce'nin davranışı. Ortaya
çıkan tablonun tahribatını görünce neredeyse bir metre uzanıp
Kılıçdaroğlu'nun kulağına, "Konuyu değiştir" diyor
ama durduramıyor!
Üçüncüsü, sinirlenmiş gibi görünse de sinirlenmediğini gösteren o
sahne. Hiddetle bağırırken salondan "Başbakan
Kemal" sloganları yükseliyor. Önce bıyık altından
gülüyor, sonra o gülümseme tüm yüzüne yayılıyor, "O da
olacak inşallah. Göreceksiniz, o da olacak! Adım adım, kararlılıkla
yürüyoruz" diyor.
Dördüncü ve en önemli sahne...
Kılıçdaroğlu tam "O da olacak" dediği anda kamera
salondakilere dönüyor. Ensesini kaşıyan bir partilinin
dudaklarından dökülen sözler hem salondakilerin, hem de ekran
başındakilerin hislerine tercüman oluyor:
"O biraz zor olacak!"