Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaseti!..

Şu CHP seçim döneminde kavgasız bir gün geçirsin, yeminle lokma döktüreceğim. Olmadı, baklava dağıtacağım.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Şu CHP seçim döneminde kavgasız bir gün geçirsin, yeminle lokma döktüreceğim! Olmadı, baklava dağıtacağım!

Allah'tan para piyasaları CHP'deki gerilime endexli değil! Yoksa toptan küllüm olmuştu ülke. Herhalde dolar şu anda 15- 20 bin sınırında falan olurdu.

Günlerdir parti teşkilatını işgal etmeler, ayaklanmalar derken, gerilim dün CHP Grup Toplantısı'na da yansıdı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını trafikte olduğum için radyodan dinleme şansı buldum.

Radyoyu açar açmaz "Yuhhh! Atın dışarı. Başbakan Kemal" seslerini duyunca kanım dondu! Kemal Kılıçdaroğlu ise bam-güm sesleri arasında, "Bir dakika arkadaşlar, bir dakikaaa! Benim sözümü keseni atın dışarı" diyordu. "Vallahi Erdoğan yanlışlıkla CHP Grup Toplantısı'nın olduğu salona girdi. Adamı yakaladılar, şimdi de linç ediyorlar" diye düşündüm ilkin...





Sonra baktım ki, "Kim ne derse desin gençlerin ve kadınların önünü açacağım" diye çığlık atıyor.

Haydaaa!

"Yahu ne oluyor? Kadınların ve gençlerin önünü açmak da neyin nesi?"  diye sardı bir panik!

Meğer linçe tabi tutulan CHP'li bir partiliymiş, Erdoğan'la alakası yokmuş. Partili gençlerin adaylıkta önünü açma girişimine gelen birine tepki koyuyormuş, sonra anladım!

Büyük iş yaptı doğrusu!

Başbakan Şimon Perez'e "One Minute" dedi diye övülüyordu. Kılıçdaroğlu'da partisindeki muhalif seçmene, "Bir dakika" diyerek tarihe geçti!

Ya da şöyle diyelim!

Erdoğan çiftçiye "Ananı da al git" demişti. Kılıçdaroğlu "Oyunu da al git" demekle yetinmeyip, "Atın bunu dışarı" diyerek aşağıladı.

CHP'nin demokrasisi böyle işte! Karşı çıkan ya asılır, ya atılır!

Hiç kolay değilmiş, öyle değil mi sayın Kılıçdaroğlu! Biraz stres, biraz baskı insanı bir anda nasıl zıvanadan çıkarıyormuş değil mi?

Yıllardır Erdoğan'a, "Diktatörsün. Tek adamlık istiyorsun" derken, bir tek itiraz duyduğunuz anda, "Atın bunu dışarı. Benim dediğim olacak" diyen bir diktatöre dönüşebiliyormuşsunuz siz de...

Parti içerisindeki bir tek muhalif ses karşısında bile bu denli şuurunuzu kaybediyorsunuz. Erdoğan'ın yerinde olsanız ve dünya üzerinize gelse ne yapardınız acaba hiç düşündünüz mü?

Hani sakin güç?

Sadece üç beş partilinin tepkisine böyle öfke saçıyorsunuz. Sadece partinizin sorunları bile sizi böyle öfke nöbetlerine sokuyor, kürsü yumruklatıyor. Yarın kazara iktidar oldunuz diyelim. Gezi olaylarındaki gibi bir ayaklanma olursa ne yaparsınız?

Kendi partisi içinde barışı sağlayamayan birinin, "Biz iktidara gelirsek barışı temin edeceğiz" sözünün neden itibar görmediğini şimdi anladınız mı?

Hani demokrasi? Hani herkesin fikrini özgürce söyleme hakkı vardı? Hani fikirlerin korkusuzca dile getirileceği bir ortam temin edecektiniz?

O CHP'linin fikri fikir değil miydi? O'nun konuşma özgürlüğü yok muydu? Tartaklatarak dışarı attırmak yakıştı mı size?

Hani Erdoğan asabiydi?

Hani bir ülkenin başbakanına bağırmak, masaya vurmak yakışmazdı? Kürsü yumruklamak, sizi eleştiren adama, "Bak tersim pistir ha!" bakışı atmak, azarlamak, aşağılamak, bir pislik gibi dışarı attırmak size çok mu yakıştı?

Erdoğan'a küfredenleri, yakıp yıkanları kahraman ilan ediyor, alınlarına buseler konduruyordunuz. Sizi protesto edeni de öpseydiniz ya alnından...

Demek ki Erdoğan'a edilen hakaretler ve küfürler iktidarınız döneminde size edilse, evimizi başımıza yıkacaksınız!

Sizin yaptığınızı Erdoğan yapsa, onu şimdiye çoktan Hitler ilan ederdiniz. Ama siz yapınca demokrasi oluyor değil mi?

Sahi dikkatimi çekti de...

Sizin o önünüzdeki kürsüye yaptığınızı Hitler Yahudiler'e yapmadı! Sürekli yumruklayıp duruyorsunuz! Kürsüye yazık değil mi ya? Ya bir şey olsa, ya kırılsa? Devletin, milletin malına zarar vermek günah değil mi?

Son olarak...

Sizden önce Bülent Ecevit de bir kadına, "Atın bunu dışarı" demişti. Zamanı geldiğinde millet Ecevit'i Meclis'ten bir attı, atış o atış!

Hatırlatayım dedim!

Gelelim diğer ayrıntıya...

Gündüz radyodan dinlediğim o sesin sahibini ekrandan izleme şansı bulunca daha net bilgi sahibi oldum diyebilirim.

Video kaydında dikkatimi çeken dört nokta oldu.

Birincisi, protestonun başladığı an... Kılıçdaroğlu anlamamış olacak ki, eylemcinin sözlerini en başta gülerek izliyor. Sonra etrafa bakıyor ki herkes tepki gösteriyor. Bir iki yuhalama sesi de duyunca, "Herkes tepki gösterdiğine göre galiba kötü bir şey söylüyor" hissine kapılıyor. Birden ciddileşip, atar yapmaya başlıyor. Önce kürsüde yumruğu vuracağı yeri belirliyor gözucuyla. Sonra sağ kroşeyi indiriyor.

İkincisi, kürsünün arkasındaki Muharrem İnce'nin davranışı. Ortaya çıkan tablonun tahribatını görünce neredeyse bir metre uzanıp Kılıçdaroğlu'nun kulağına, "Konuyu değiştir" diyor ama durduramıyor!

Üçüncüsü, sinirlenmiş gibi görünse de sinirlenmediğini gösteren o sahne. Hiddetle bağırırken salondan "Başbakan Kemal" sloganları yükseliyor.  Önce bıyık altından gülüyor, sonra o gülümseme tüm yüzüne yayılıyor, "O da olacak inşallah. Göreceksiniz, o da olacak! Adım adım, kararlılıkla yürüyoruz" diyor.

Dördüncü ve en önemli sahne...

Kılıçdaroğlu tam "O da olacak" dediği anda kamera salondakilere dönüyor. Ensesini kaşıyan bir partilinin dudaklarından dökülen sözler hem salondakilerin, hem de ekran başındakilerin hislerine tercüman oluyor:

"O biraz zor olacak!"