Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Montrö çağrısı: Erdoğan da anladı
Abone olRusya'nın Ukrayna'yı işgali sürerken yeniden gündeme gelen Montrö Sözleşmesi için konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitap ederek "Ama artık eminim o da anladı ve Montrö'nün önemini kavradı." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV'de İsmail
Küçükkaya'nın konuğu oldu. 6 muhalefet partisinin bir araya
gelerek hazırladığı ve geçtiğimiz gün kamuoyuna sunulan
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e dönüş çalışmasına ilişkin
konuştu. Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
Montrö çıkışı: 'Erdoğan önemini
kavramıştır'
Ülkeyi biz yönetsek Montrö sözleşmesinin gereğini yerine getirir,
asla ve asla tartışmaya açmazdık. Geçmişte hatırlarsanız "Savaş
gemileri gerekirse Kanal İstanbul'dan geçer" şeklinde Erdoğan'ın
bir açıklaması var. Erdoğan tarihi bilmediği için, Boğazlar’ın ne
kadar güvenli olması gerektiğini bilmediği için, Karadeniz'in
anahtarının Montrö olduğunu bilmediği için bunları söylemiştir. Ama
artık eminim o da anladı ve Montrö'nün önemini kavradı. Dolayısıyla
Kanal İstanbul'u da bir kenara bırakacaktır diye düşünüyorum.
'Yarının Türkiye'si güçlü olmak zorundadır'
Yarının Türkiye'si diyoruz buna. Yarının Türkiye'si güçlü olmak
zorundadır. İnsan haklarına saygı duyulan bir Türkiye olması
lazımdır. Gençler geleceklerini yurt dışında arıyorsa bir sorunumuz
var demektir. Biz gençlere ülkende kalacaksın, özgürce kalacaksın,
özgürce yazacaksın, eleştireceksin diyoruz. Bize oy verin diyoruz.
'Neden' diyorlar. Çünkü bizi rahatlıkla ve özgürce
eleştireceksiniz.
Adalet var mı ülkede? AYM kararını en alttaki mahkeme uygulamıyor. Adalet çürürse, demokrasi de çürür, insan hakları da çürür.
Erdoğan'ın AB sözlerine destek
(Erdoğan'ın, "AB üyeliği için savaş mı
lazım" açıklaması) Söylem doğru. Bugüne kadar herkes alındı ama
Türkiye dışında kaldı. Belki yeteri kadar çaba göstermedik ama eğer
Avrupa Birliği samimi olursa, Türkiye'nin güçlenmesi yanında AB'nin
de güçlenmesi anlamına gelir. NATO'nun parçası olarak biz,
ittifak kuralları içinde çalışmak zorundayız. NATO'ya karşı
çıkmanın mantığı yok zaten.
İttifakının cumhurbaşkanı adayı
Cumhurbaşkanı parti rozetini çıkaracak. Tarafsız ve partisiz
olacak. Elbette cumhurbaşkanı hangi partiyi istiyorsa ona oy verir
ama ilişkilerinde tarafsız olması lazım. 24 saat konuşmaması lazım.
Parlamentoyu açış konuşmaları bir partinin propagandasına dönmemesi
lazım. Bir partinin genel başkanı hakim tayin edemez. Ederse bu
doğru olmaz. 'Ben tarafsızım' demek yetmiyor. Anayasa diyor ki
yemin edeceksin. Cumhurbaşkanı namusu ve şerefi üzerine yemin
ediyor. Cumhurbaşkanı kısır tartışmaların parçası olamaz.
6 partinin bir araya gelmesi
6 siyasi partinin programları ayrı, dünyaya bakışımız ayrı ama
Türkiye'nin geleceği açısından ortak hedefler belirlemek
zorundaydık. Demokrasimiz daha güçlü olmalı. 6 saygın siyasi lidere
bir tarihsel görev düşüyor. Ülke bu konumdayken ülkeyi bu içinde
olduğu konumdan çıkarmamız lazım. Ortak hedefler belirlemek
zorundayız. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle aslında hukuku
yeniden inşa ediyoruz. Tek adam rejimine de son veriyoruz. Bütün
bunların hepsi bizim ortak noktamız oldu.
Her evde bile farklı görüşler çıkıyor ama bu evin dağılmasına yol açmıyor. Ülkenin kazanmasını istiyoruz. Yaşayan insanların kutuplaşmasını istemiyoruz. Kucaklaşma istiyoruz. Kutuplaştılar biz şimdi toparlamak istiyoruz.
'Bu masa devrilmez'
Bu masa devrilmez. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. Biz
bu sorumluluğun gereğini yapmak zorundayız. Liderlerin Türkiye'nin
geleceği açısından iradeleri vardır. Sayın Akşener önemli bir
aktördür. Kadın olarak da çok önemli bir aktördür.
Masayı bozmak istediler. Cumhur İttifakı'nın aktörleri var. Bir kısmı siyaset içinde bir kısmı dışında. Bu aktörler bozmak istiyorlar. Ülke bu haldeyken hiçbirimiz bu masayı deviremeyiz. Tarihsel sorumluluğumuz vardır.
'Laikliği unuttular' eleştirisi
Hayır unutmadık. 'Din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan
toplum düzeninin temelidir' diyoruz. Zaten yazmışız buraya. Raporu
okumadan görüş beyan etmek doğru değil.
'Bireysel beklentimiz yoktur'
Denklem zor görünebilir ama bireysel hiçbir çıkar beklemeden sadece
ve sadece ülkenizin sorunlarına odaklanıyorsanız ve sorunları
samimi olarak nasıl çözülebileceğini ifade ediyorsanız karşılıklı
güveni oluşturabiliyorsunuz. Bu güveni vermeye çalışıyorum.
Bireysel beklentimiz yoktur. Ülkenin bu kadar sorunu varken bir
masanın etrafına toplanıp ülkemizin geleceğini nasıl inşa edeceğiz
diye düşünüyoruz. Bir araya geldiğimiz zaman konuşuyoruz.