Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: 128 milyar doları kime sattın?
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası'nın eriyen döviz rezerviyle ilgili cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alarak, "Madem ki faizleri arttıracaktın 128 milyar doları kime ve nereye sattın? Benim bildiğim manav, kasap, taksici, işsiz, emekli almadı. Kime sattın" diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Öğretmenler ve ekonomiyle ilgili hükümete sert eleştiriler yöneltti.
Libya açıklarında Türk gemisinin hukuksuz bir şekilde aranmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Türk gemisinin hukuksuz aranmasıyla ilgili Mavi Marmara hatırlatması
"Bizim bir gemimiz uluslarası sularda durdurularak usulsüz bir şekilde arandı. Benzer bir olay İsrail'e girişte olmuştu. Biz dava açtık hep birlikte karşı çıktık. Bir gece yarısı Türkiye Cumhuriyeti açtığı davadan vazgeçti. Acaba AKP'li kardeşlerim bunu biliyorlar mı? Filistin davasına sahip çıkmak için oraya gidenler öldürüldüler, tazminat istendi, İsrail dedi ki ben vermem ama vakıf gösterirseniz oraya bağış yaparım. Sonra bir gere yarısı Meclis'ten bir kanunla geçirdiler. Almaya'yı da, İtalya'da şiddetle kınıyorum. Bizim gemimize uluslararası sularda yaptıkları baskın dolayısıyla. Hükümetten bu konuda çok açık ve çok net yanıt bekliyorum."
Hükümete Öğretmenler Günü tepkisi
1924 yılında çıkarılan kanunda öğretmenler devlet protokolünde yer aldığına değinen Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin sorunlarını ve önerilerini sıraladı:
"Şimdi bakın Öğretmenler Günü'nde öğretmenlerin derdiyle uğraşıyoruz. 7 Bakan değişti, 7 eğitim politikası oluştu. En önemli düzenleme 5 AK Parti Milletvekilinin teklifiyle yapıldı. Hiçbiri öğretmen değildi. Çocuklarını okula gönderen AK Partili annelere sesleniyorum; Çocuklar 18 yıldan beri denek olarak kullanılıyor.
Öğretmenlere 3600 ek gösterge
100 binin üstünde öğretmen emekliliği bekliyor 3600 ek gösterge yüzünden. Verin ek göstergeyi söz verdiniz. Sana 3600 ek gösterge sözü verip, göstergeyi vermiyorlarsa sen de 'sana oy yok diyeceksin' kardeşim. Bunlar tercihi öğretmenden yana kullanmıyorlar.
“Pazarlarda esnaflık yapan, atama bekleyen öğretmen var"
Köy okullarının açılması gerek, taşımalı eğitime son verilmeli. Yazık günah değil mi bu çocuklara, öğretmen var okul var. Neden açılmıyor? Bir sınıfta 50-60 öğrenci var, bunlara son verilmesi lazım. Doktora yapıp çekirdek satan, pazarda çalışan, kâğıt toplayan atama bekleyen öğretmenler var. Üniversiteyi bitirdikten sonra kâğıt toplayıp geçinen öğretmenin dramını biliyorlar mı? Bilmiyorlar.
Biz ne yapacağız? 1-Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkaracağız. Öğretmeni toplumda en saygın konuma getireceğiz. 2-Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında maaş almayacak. 3-Eğitim yatırımları için özel yasal düzenleme yapacağız. MEB bütçesinin en az %18'i yatırıma gidecek."
Bilim Kurulu üyelerine sert çıktı: Ne işiniz var orada?
Koronavirüsle mücadele kapsamında alınan kararları eleştiren Kılıçdaroğlu'nun hedefinde Bilim Kurulu üyeleri vardı:
"Saat 10 ile 20 arasında virüs bulaşmıyor. Virüsü terbiye ettiler. Tüm dünya bize gülüyor. Önlem böyle mi alınır? Kardeşim siz okumuş yazmış profesörlersiniz aranızdan sözcü seçip 'şu önlemler alınmalıdır' diyemediniz. Siyasi irade izin vermedi ise ne işiniz var orada. Bir sözcü seçemediniz aranızdan. Onlar yapmıyorlarsa ne işin var orada? Covid-19 ile ilgili gerçek rakamlar açıklanmıyor. Neymiş "Devletin itibarı sarsılırmış". Yalan söyleyen devletin itibarı olur mu?"
Faiz artışıyla ilgili Erdoğan'a yüklendi
Kılıçdaroğlu, enflasyonun sebebinin yüksek faiz olduğunun söylendiğini buna rağmen neden faiz artırımı yapıldığını sordu. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Erdoğan 21 Ekim 2018'de 'şahlanış döneminin arifesindeyiz' diyor. 16 Ocak 2020'de 'şahlanış döneminin kapılarını açıyoruz'. 18 Kasım 2020, yani çok yeni. 'Ülkemiz şahlanış dönemine giriyor'. Dolar şahlandı. Biz sanıyorduk ki bizim için, vatandaş için söylüyor, meğer tefeciler için söylüyormuş 'şahlanış dönemine gireceğiz' diye. Girdin, faiz arttı. Faiz şaha kalktı. Bütün bunların tamamı devletin yönetilmediğini gösteriyor. Biz sanıyoruz ki sadece Merkez Bankasının faizi arttı. Kimseye çaktırmadan bir karar daha aldılar. Kredi kartlarına uygulanan faizi de arttırdılar. 1 Kasım 2020'den geçerli olmak üzere aylık faiz oranını 1.25'ten 1.46'ya, aylık gecikme zammını da 1.55'ten 1.76'ya çıkardılar. Kredi kartını kim kullanır, Erdoğan mı, hayır. Parası olanlar mı? Onların her tarafı dolar fışkırıyor. Öğretmen, memur, esnaf, vatandaş kullanır. Onlara da faiz getirdiler. Peki bankaların zararı kapansın diye mi faizi yükselttiler. Hayır.
Baktık, Ocak-Eylül döneminde geçen yıl bankaların karı 35.9 milyar lira. Bu yıl bankaların karı aynı dönemde 46 milyar liraya çıkmış. Niye faiz arttırıyorsun. Çünkü faiz lobilerinin önünde diz çökmek zorunda kaldı. Ne demiştim, 'Bunların iradeleri ipotek altındadır. Bunlar bağımsız düşünemez ve bağımsız hareket edemezler.' Türkiye'yi getirdikleri nokta maalesef budur."
128 milyar doları kime sattın?
Faiz lobilerinin önünde diz çökmek zorunda kaldı! Mademki diz çöktün, faizleri arttıracaktın, bunu biliyorsun.. Peki, 128 milyar doları kime sattın? Pazarcı, taksici, emekli almadı."
"Eğer faizi artırıcak idiysen neden Merkez Bankası Başkanı'nı bir sürü hakaretler yaparak görevden aldın?" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"20 gün önce diyordun ki 'ekonomi pik yaptı', şimdi ekonomi dip yatı. Peki acı reçete noktasına nasıl geldin sen. Vatandaşa dönüp 'acı reçeteyi uygulayacağız' diyorsun. Neden? 20 gün önce diyordu ki 'biz faiz baronlarına karşı kurtuluş mücadalesi veriyoruz'. Şimdi diz çöktün nedamet getirdin. Neden? Ne oldu 20 günde? Hala diyorsun ki 'faiz sebep, enflasyon sonuç'. Öyleyse enflasyonu azdırmak için faizleri neden yükselttin? Hala diyor ki 'faizleri hiç olmazsa enflasyon kadar arttırma zorunluluğu var'. Enflasyonu TÜİK açıkladı yüzde 12, sen faizleri yaptın 15. Niye daha fazla yaptın? Ne dedik; Türkiye yönetilmiyor. 5 maskeyi dağıtmaktan aciz olan iktidar, Türkiye'yi yönetemez. Geldiğimiz nokta budur."
Birilerine kesenin açık olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, Süper Lig maçlarının gösterimi için Katarlı bir firmayla anlaşıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, kurda artış olunca Katarlı firmanın, "Ben para ödemem" dediğini iddia ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Hükümet oturdu bununla masaya. '500 milyon doların 90 milyon dolarını' siliyorum dedi. İşçiye, esnafa, kahveciye, berbere, dükkanı kapanan ve orada çalışan işsize vermiyor ama Katar şirketine veriyor. Sadece bu mu? Bir de dedi ki 'Bu dolar ne olur ne olmaz çok yükselir. Sabit tutalım. 5.80 lira' Yani Türk Lirasına çevirdiler. Bu Katarlıların ne işleri var burada. Ne dostlukları var bunların. Esnafına, memuruna, çiftçine, emekline vermezsin, ama gelince bir kalemde 90 milyon dolardan vazgeçersin, aynı zamanda 5.80 Türk Lirasına dönüştürürsün. Ama köprüden geçen, uçağa binen... Onlara dokunmuyorsun, dolar arttıkça o paralar gidiyor, ödeniyor. Neden? Bu soruların cevabını geçmiş seçimde AK Parti'ye oy veren vatandaşlardan bekliyorum. Cevabını veremezsin biliyorum ama kendi vicdanında bunu sorgulaman lazım."
Dokunulmazlık yanıtı: Kaldırmazsanız namertsiniz, vatan hainisiniz"
Kendisinin dokunulmazlığının kaldırılacağı haberleriyle ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Açıklama yapmışlar Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını kaldıracağız diye. Eğer benim dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz, vatan hainisiniz. Sizden mi korkacağım ben. Söyledim yine söylüyorum, memleketime feda olsun, bayrağıma feda olsun. Sizden asla korkmayacağım."