Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Adım Adım İktidara Projesi toplantısında açıklamalar
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı'nda açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu, CHP'nin en büyük gelişmelerinin kendi döneminde gerçekleştiğini belirterek "Adım adım iktidara diyoruz" dedi.
CHP'nin Proje Tanıtım Toplantısı kapsamında parti üyeleri ile
bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu, yeni projelerini duyurdu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Genelde CHP'ye şu eleştiri yapılır: 'CHP hiç öneri getirmiyor hep eleştiriyor'. Onlara şu soruyu sorun, hangi soruna çözüm getirmedi? Bizim siyaset tarihimizde son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partilerden biri CHP'dir. Her soruna yetkin kadrolarıyla çözüm üreten tek parti CHP'dir. Biz Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Çünkü biz kadrolarımızla, varolan sorunları çözme konusunda azimli kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız.
İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi
İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin önce felsefesini çok iyi
bilmek gerekiyor. Bitirdiğimiz bir yüzyıl, ikinci yüzyılın
başlangıcında 5 temel sorunla 83 milyonu karşı karşıya bıraktı.
Geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa
edemezsiniz. Bu çağrı beyannamesi Türkiye'de hiçbir toplumsal
sınıfı dışlamayan beyannamedir. Bir CHP beyannamesinin ötesinde
Türkiye'yi ikinci yüzyıla güçlü bir şekilde sokacak, güçlü bir
Türkiye inşa edecek, birlikteliği koruyacak bir söylemdir. İnanç,
etnik kimlik üzerine siyaset tarihin tozlu raflarında kalmak
zorundadır. Kutuplaşan bir Türkiye bize göz diken egemen güçlerin
arzu ettiği bir Türkiye'dir.
Bu beyanname, birlikte yaşama iradesini en güçlü şekilde ortaya koyan bir metindir. Farklılıklarımızı zenginlik görüp bu zenginliği büyütme iradesini ortaya koyan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır.
Havuz medyası da buna itiraz edemedi? 'Şurası yanlıştır' diyemediler. Diyemezler zaten. Böyle bir beyannameyi hazırlamak CHP'ye yakışırdı, biz bunu yaptık. Bu beyannameyi kurultayımıza katılan tüm delegelerin oy birliği ile tarihe miras olarak bıraktık.
CHP, değişimin ve dönüşümün en büyük adresidir. CHP bugün siyasal partiler içerisinde en nitelikli ve en yetkin kadrolarını bünyesinde barındıran partidir.
'Gençler Türkiye'den gitmek istiyorsa, beka sorunu işte budur'
Eğitimli, gelişmiş ciddi bir genç kuşağımız var. Mayıs ayında 'İmkanınız olsa yurtdışında yaşamak ister misiniz?' diye soruluyor gençlere. Gençlerin yüzde 62,5'i 'evet' diyor. AK Partili gençlerin de yüzde 47,3'ü 'evet' diyor. Önümüzdeki ciddi tehlikeyi görüyor musunuz? Bir ülkenin gençliği, ben bu ülkede değil başka bir ülkede yaşamak istiyorum diyor. Gercekgundem.com'da yer alan habere göre Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: Eylül'de 'kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye'yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz? diye soruluyor. Evet diyenlerin oranı yüzde 64. Yüzde 14'ü 'hayır kalırım' diyor. Türkiye'nin gerçek anlamda beka sorunu ne? Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye'nin beka sorunu nedir o zaman? Başka hangi beka sorunundan söz edeceksiniz, işte beka sorunu budur! İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye'de tutma beyannamesidir ayrıca.
'Anayasanın askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz'
Parlamentonun, anayasanın askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bir ülkede yasama yargı ve yürütme bir kişinin kontrolü altına girerse o ülkede felaket olur. Bunu anlatmamız gerekiyor, bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Yargı sisteminin bu kadar köreleceği hiç aklıma gelmezdi. Yargıçlar en azından Hukuk Fakültesi mezunudur, bu kadar çürümez diyordum yargı.
Kılıçdaroğlu 5 madde sıraladı
Alt mahkeme, en üst mahkemenin verdiği karar beni bağlamaz diyorsa işte çürüme oradan başlıyor. Adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım. O hakimlerde bir kabahat görmüyorum ben. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi topluma şu mesajı veriyor:
1-Biz hukukun üstünlüğüne göre karar veren bir mahkeme değiliz.
2- Böyle olmadığımız için de anayasa ve yasalar bizi bağlamaz, biz gücümüzü anayasadan değil saraydan alıyoruz.
3- Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz. Biz yasama organının üyesini AYM'nin kararına rağmen yargılayıp mahkum ederiz. Bizi TBMM Başkanı dahil eleştiremez. Yasama dokunulmazlığı olan bir vekilin yasalara aykırı olarak yargılanmasına itiraz etmesi gereken ilk kişi Meclis Başkanı'dır. Meclis Başkanı'nın sesi çıkıyor mu? Çıkmaz, çıkamaz. Talimatı saraydan alır.
4- Bizim anayasayı ihlal etmemiz, AYM'nin kararlarına uymamamız HSK tarafınca sorgulanamaz. HSK da talimatı saraydan alır.
5- Biz hukuk devletinin değil şahsım devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz.
Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Devletin dini adalettir. Adaleti yok ederseniz devleti, insanlığı, ekosistemi yok edersiniz.