Kemal Kılıçdaroğlu’na yazdığı açık mektup olay oldu
Abone olCumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, 17-25 Aralık darbe girişimi ile ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na kendisini de hedef alan açıklamaları ile ilgili mektup gönderdi.
Gönderdiği mektubu şahsi web sitesinden de yayınlayan
Akış, ortaya attığı iftiralardan dolayı yüzünün kızarmadığını
belirttiği Kılıçdaroğlu’nu yavuz hırsıza benzetti. 24.
Dönem AK Parti Konya Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
Mustafa Akış ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 17-25
Aralık darbe girişimi ile ilgili açıklamalarına karşılık açık
mektup gönderdi. Akış, Kılıçdaroğlu’nu hedef aldığı mektubunu şahsi
web sitesinden de kamuoyuyla paylaşırken mektubun girişinde,
“Mektup yazmak içeriği ne olursa olsun kıymetli bir şeydir. En
nihayetinde yazan için bir muhatap ve zahmet söz konusudur. O
yüzden ne yazdığın kadar kime yazdığın da önemli bir motivasyon
unsurudur. Açıkçası bu mektubu yazarken işin muhatap kısmı, özgül
ağırlığınız itibariyle şahsımda ciddi bir motivasyon eksikliği
yaşatsa da içinden geçtiğimiz tarihi sürecin bize yüklediği
sorumluluk bu zahmeti tek başına anlamlı hale getirmeye yetti”
cümlelerine yer verdi.
VERDİĞİM KARARIN SONUNA KADAR ARKASINDAYIM:
Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada, 17-25
Aralık sonrasında dört eski bakan ile alakalı olarak kurulan
soruşturma komisyonunun, AK Partili üyelerini terbiye dışı bir
dille hedef almaya çalıştığı belirtilen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
Mustafa Akış’ın mektubunda, “Tıpkı 17-25 Aralık sürecinde
yaptığınız gibi kürsüden isimlerimizi tek tek saydınız ve devamında
en yavuz hırsızı kıskandıracak pişkin bir tavırla bize, 'şimdi
benim haklı çıktığımı daha iyi görüyorsunuz değil mi?' diye bir
soru yönelttiniz. Kendi payıma düşen cevabı buradan vereyim. O gün
neredeysem bugün de oradayım. O gün verdiğim kararın sonuna kadar
arkasındayım. Bugün aynı durum olsa, yine aynı kararı veririm. O
gün, dört eski bakan üzerinden ülkemize çekilmek istenen
operasyonun, 7 Şubat MİT krizinden, MİT TIR'arının durdurulması
hadisesinden, Dışişleri Bakanlığında yapılan özel toplantının
dinlenmesinden ve servis edilmesinden, o dönem Başbakanlık
makamındaki Cumhurbaşkanımızın çalışma ofisine böcek konulmasından,
sosyal medya üzerinden piyasaya sürülen montaj ses kayıtlarından,
savcı kılığına girmiş bir terör örgütü üyesinin kasıla kasıla 'bu
devletin sahibi biziz' edasıyla emniyeti basmasından ve emniyet
güçlerine hukuksuz fezleke dayatmasından ayrı olmadığını ifade
etmiştim. Davanın hukuki olarak meşruiyetsizliği ve dikkatini
çektiğim siyasal mahiyeti doğrultusunda o gün bu kararı verdim”
cümleleri yer aldı.
O GÜNDE KIZARMIYORDUNUZ ŞİMDİ DE: Başdanışman
Akış, Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’ye olan diyet borcunu ödeme konusundaki
cömert tavrının o dönem alınan kararı haklı çıkardığını savunarak
şunları söyledi:
“Normalde, bu kararımın ardından tarih, kritik zamanlarda hangi
aktörlerin nerede ve kimlerle durduğunu yazacak diyerek geleceğe
not düşer, hakikatin herkes nezdinde tecelli etmesini beklemeye
koyulurdum. Ancak ‘muazzam siyasal kabiliyetiniz’ ve FETÖ’ye olan
diyet borcunuzu ödeme konusundaki cömert tavrınızla, tarih
karşısında o kadar çabuk deşifre oldunuz ki, bizi oldukça zahmetli
bir sabır yükünden de kurtardınız. Dolayısıyla, bugünden geriye
bakınca gördüğüm tek şey, kararımızın haklılığının hem hukuk hem
vicdan hem de millet nezdinde yaşananlar ile daha da tahkim
olduğudur. O gün ulusal ölçekte yapılan 17-25 Aralık darbe
girişiminin, bugün ABD eliyle küresel ölçeğe taşındığını milletçe
müşahede ediyoruz. Oynanan oyundan, aktörlerin tavır ve
söylemlerine kadar hiçbir şeyin değişmediğini de görüyoruz. Herkes
doğasının, kendisine biçilen ve hak ettiği rolün gereğini yapmaya
devam ediyor. Siz de öyle. O gün, grup toplantılarınızı 17-25
Aralık mahsulü montaj kayıtlar üzerinden yapıyordunuz, bugün ABD’de
görülen düzmece davanın kayıtları üzerinden. O gün de, 'bu hafta
çok önemli belgeler açıklayacağım' diyerek ülkenin gündemini
taşeronu olduğunuz uluslararası yapıların lehine esir alıyordunuz,
bugün de aynı tutumu sergiliyorsunuz. O gün de biz komisyon
üyelerini hedefe koyarken isimlerimizi tek tek sayıyor, siyaset
yaptığımız şehrimize, ailemizle olan ilişkilerimize kadar hedef
gösteriyordunuz, bugün de öyle. O zaman da iddialarınız asılsız
çıkınca kızarmıyordunuz, şimdi de.”
APARATI OLDUĞUNUZ YAPILARIN LEHİNE DİLEDİĞİNİZİ YAPMAYA
DEVAM EDEBİLİRSİNİZ: Mustafa Akış, ana muhalefet
liderine gönderdiği mektupta Kılıçdaroğlu’nun yalan ve iftiraları
sahiplenme noktasında sınır tanımadığını belirterek, “Eğer
utanmıyorsan dilediğini yap diye çok sevdiğim bir Hadis-i Şerif
var. Bize bir anlamda yapabileceğimiz yanlışların ve kötülüklerin
sınırlarını gösterir. 15 Temmuz hain işgal girişiminden sonra bile
hala FETÖ ile bu kadar eşgüdümlü hareket edebiliyor ve 17-25 Aralık
sürecinin yalan ve iftiralarını bu denli sahipleniyor olmanız, bize
bu noktada hiçbir sınır tanımadığınızı gösteriyor. Bu yüzden bundan
sonrası için de aparatı olduğunuz yapıların lehine dilediğinizi
yapmaya devam edebilirsiniz” dedi.
Kılıçdaroğlu’na gönderdiği mektubun sonunda, “Ben yine de, başına
büyük bir talihsizlik olarak geldiğiniz kurumun toplumsal tabanına
duyduğum saygımdan ötürü, komisyonda verdiğim kararın gerekçesini
detaylarıyla anlattığım TBMM Genel Kurul konuşma metnini EK’te
yolluyorum“ diyen Akış, o dönem gerçekleştirdiği Meclis
Soruşturması Genel Kurul Konuşmasını da ek olarak yolladı.