Kemal Kılıçdaroğlu'na "Aday olmasını isteyenler devletin adamı" diyen Haşim kılıç çıktı! Levent Gültekin: Utanıyorum...
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmadan önce kendisine "Cumhurbaşkanlığı adaylığımı ben bile engelleyemem” dediğini açıklayan Levent Gültekin'den yeni iddialar. Kılıçdaroğlu'na aday olmasın, onun aday olmasını isteyenler devletin adamı" diye haber gönderen kişinin Haşim Kılıç olduğunu iddia eden Levent Gültekin, "Özel bir konuşmayı deşifre eden insan olarak kendimden utandım" deyip yeni iddialarını sıraladı...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmadan önce yaptığı özel sohbetteki
“Cumhurbaşkanlığı adaylığımı ben bile engelleyemem” sözlerini
canlı yayında anlatarak tepkilerin odağına oturan gazeteci Levent
Gültekin, "Özel bir konuşmayı deşifre eden insan olarak kendimden
utandım" deyip ekledi: "İki haftadır sokakta arkama bakarak
yürüyorum, acaba başıma bir iş getirirler mi diye. Hani bu oyunu
deşifre ettiğim için bu tedirginlikle yaşıyorum..." Gültekin, Kemal
Kılıçdaroğlu'na "Aday olmasını isteyenler devletin adamı" diye
haber gönderen kişinin de Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim
Kılıç olduğunu açıkladı. Cansu Çamlıbel'e konuşan Gültekin'in
T24'te yayınlanan röportajının ilgili bölümleri şöyle:
"Haşim Kılıç bana dedi ki..."
- Bunu Türkiye için kim istedi? Tayyip Erdoğan'ın
başında olduğu bir tek adam rejimine teslim edilen, senin ifadenle
“Ortadoğululaşmış” bir Türkiye senaryosunu kim yazdı
yani?
Araştırıyorum ve bazı isimler
bulabiliyorum. Tuncay Özkan mesela. Tuncay Özkan, Kemal
Bey'in adaylığını organize ediyor. Erdoğan
Toprak organize ediyor. Kemal Bey'in aday olmasını isteyen bir
yapı var. O yapı, eski MİT mensupları ve eski derin devlet
artıklarıyla irtibat halinde. O irtibat üzerinden, mesela Kemal
Bey'e isimler gidiyor.
- Mesela ben bir gün eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı ziyaret ettim. Bana dedi ki; “Levent Bey, duyuyorum ki devletten çok önemli isimler Kemal Bey'e gidiyormuş. Sen aday ol lütfen senin adaylığını destekliyoruz diyormuş. Lütfen siz kendisiyle görüştüğünüzde Kemal Bey’e söyler misiniz bunların hiçbirini ciddiye almasın, bilsin ki onlar kendisine devlet tarafından gönderiliyor.”
Erdoğan'ı da Kılıçdaroğlu'nu da aynı yapı...
- O zaman şunu mu demek istiyorsun; devletin içinde
öyle bir yapı var ki hem Kemal Kılıçdaroğlu’nu hem de Tayyip
Erdoğan’ı yönetiyorlar aslında.
Yönetiyor
demeyeyim ama telkinleriyle, farklı çıkar ilişkileriyle veyahut
çeşitli gerekçelerle yönlendiriyorlar.
- Peki kim bunlar? Geçmişte “derin devlet” diye
kodladığımız yapı başka bir formda devam mı ediyor? Bunu mu demek
istiyorsun?
Kim olduklarını bilmiyorum. Bilsem
niye söylemeyeyim? Ortada bir oyun var ve o oyunu kimler yazıyor
gerçekten bilmiyorum. Sadece aracı bazı isimleri biliyorum onları
da zaten verdim. Birçok siyasi aktörü aynı anda koordine eden bir
yapı var.
- Ve bu mevcut siyasi aktörlerimiz Tayyip Erdoğan ve
Kemal Kılıçdaroğlu, yani iki cumhurbaşkanı adayı, kendi
politikaları ve önerileri sanarak derin devletin kendilerine
sunduğu argümanlarla seçimlere gittiler. Bu
mudur?
Türkiye’de belki daha öncesi de var ama ben
2002 yılından sonrakilere dikkat ettim. Bütün siyasi ve toplumsal
gelişmelerin tamamı Türkiye’yi Ortadoğu ülkesine dönüştürecek
türden olaylar. Bu olayların aktörleri de belli bir
tarafta Tayyip Erdoğan diğer tarafta Deniz Baykal,
bir başka tarafta Devlet Bahçeli diğer tarafta Meral
Akşener bir başka tarafta ise Kemal
Kılıçdaroğlu var. Bu aktörlerin son 20 yılda izledikleri
politikaları derinlemesine incelediğimizde aynı amaca matuf
değişimler yaşıyorlar. Bir anda bir tutum değiştiriyorlar ve
sebebini izah bile etmiyorlar.
Özel bir konuşmayı deşifre eden biri olmaktan utanıyorum
- Tahminen kaç toplantıya katılmışsındır Kemal
Kılıçdaroğlu ile?
Sayısını bilmiyorum ama 10 yıl boyunca yüzlerce kez olmuştur
sanırım. Davet ettikleri toplantılarına katılmışımdır CHP’nin.
Aydınların, yazarların, gazetecilerin olduğu toplantılar.
- Peki mahrem konuları konuştuğunuz baş başa
görüşmelerin sayısı kaçtır? Yani bu son iddiana konu olan gibi baş
başa görüştüklerin.
Baş başa o kadar çoktur ki.
Telefon konuşmalarımız da çoktur.
- Kemal Kılıçdaroğlu’nun sana “Kendi adaylığımı ben
bile engelleyemem” dediğine emin misin?
Ağır bir cümle, çok ağır bir cümle ve çok farkındayım.
- 2018’de aday olsaydın iş insanı Cem Boyner’in dahi
seni destekleyeceğini söyledin. Cem Boyner seninle tanışmadığını
söyleyerek bunu yalanladı. Bu sefer şöyle bir soru işareti çıktı
ortaya; Levent kanıtlayamadığı ve yalanlanan büyük iddialar ortaya
atarak gündemde mi kalmak istiyor? Ya da “Acaba mitoman mı?” gibi
sorular da duydum. Ne oldu hakikaten, sen ilgi manyağımı oldun
arkadaşım?
Sözümüzün ağırlığını korumak önceliğimizdir. Kim kendi itibarına
böyle bir zarar verir? Hem niye versin? Nasıl bir çıkarım olabilir
ki bundan? Bu kadar dikkatli yaşayan birisi olarak bana zarar
verecek özel bir konuşmayı deşifre ediyorum. Özel bir konuşmayı
paylaşmak normalde bir insan için çok ayıp bir davranış. Ben özel
bir konuşmayı deşifre eden bir insan olarak kendimden utandım. Ama
bir tarafta ülke diğer tarafta bu hassasiyet. Durup dururken böyle
bir şey yapmak için insanın delirmiş olması ya da bir çıkarının
olması gerekiyor.