Kemal Kılıçdaroğlu: Önümüzdeki ilk seçimlerde iktidar olacağız
Abone olCHP’nin 37. Olağan Kurultayı "İktidar kurultayı" başlığı altında gerçekleştirilirken Kemal Kılıçdaroğlu, ''Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız'' dedi.
CHP’nin 37. Olağan Kurultayı Ankara Bilkent Odeon Gösteri ve
Kültür Merkezi'nde "İktidar kurultayı" başlığı altında
gerçekleştirildi.
Saat 10.00'da başlayan kurultayda bugün genel başkanlık seçimi yapılacak. Kurultayın ikinci gününde ise Parti Meclisi belirlenecek. Bin 356 delegenin oy kullanacağı kurultayda genel başkanlık için Kılıçdaroğlu dışında İlhan Cihaner, Aytuğ Atıcı ve Tolga Yarman da adaylıklarını açıklamışlardı. CHP tüzüğü gereği genel başkan adaylığı için delegelerin yüzde beşinin, yani yaklaşık 70 delegenin imzası gerekiyor.
Kurultayın açılış konuşmasını yapmak üzere CHP Genel Başkan olarak Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı. Açılış konuşması öncesinde Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler için bir dakika saygı duruşundan bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
CHP lideri konuşmasına başlamak için tekrar kürsüye
çıktı. CHP liderinin konuşmasının satırbaşları şöyle:
Gençlerimiz, kadınlarımız, işçilerimiz, esnafımız, çiftçilerimiz, şehit yakınlarımız, gazilerimiz, engellilerimiz, emeklilerimiz, apartman görevlilerimiz, kuryelerimiz, güvenlik güçlerimiz, tüm sağlık çalışanları 800 haftadır evlatlarını arayan Cumartesi Anneleri, 37. Kurultayımızından hepinize en içten selamlarımı gönderiyorum. Hepsinin sorunlarına çözüm üreteceğimizi buradan dünyaya ilan ediyorum.
Şunu hiç kimse unutmasın. Önümüzdeki ilk seçimde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız. Maltepe'nin izdüşümü, önümüzdeki ilk seçimlerde iktidar olacağız. Bunu bir tarafa yazacağız. Firavunların iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuracağız.
''Tüm dünyanın gözü kulağı bu
kurultaydadır''
Virüs nedeniyle bu kurultaya on binler katılamadı ama gözleri
kulakları buradadır. Tüm dünyanın gözü kulağı bu kurultaydadır. Bu
kurultay TBMM'nin 100. yılında yaptığımız bir kurultaydır, tarihi
bir kurultaydır. Bu kurultay bizi 2023'e taşıyacak kurultaydır,
cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma kararlılığımızı gösterecek
olan kurultaydır.
''Bu kurultay alçak gönüllü bir uygarlığın inşasına
çağrı kurultayıdır''
Yürekten inanıyorum, on binlerin, yüz binlerin, milyonların gözü
kulağı, aklı ve yüreği bu kurultaydadır. Bu kurultay Orta Doğu'dan
Avrupa'ya, Afrika'ya, Amerika'ya tüm dünyanın gözünün kulağının
olduğu bir kurultaydır. 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk
bütün mazlum ülkelere örnek olduysa bizim de böyle bir süreci
hayata geçirerek dünyaya örnek olması gerekiyor. Bu kurultay alçak
gönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı kurultayıdır. Tarihin bize
yüklediği sorumluluk budur. Bu kurultay adaletsizliği,
liyakatsizliği, kayırmacılığı, umutsuzluğu nasıl ortadan
kaldıracağımızı açıklayan bir kurultaydır.
''O duvarı şimdi dostlarımızla birlikte parça parça
yıkacağız''
Türkiye, cumhuriyet tarihinin en ağır buhranını yaşıyor. Bu buhran
yönetim, demokrasi, ekonomi buhranıdır. Bu buhran toplumsal ve
kişisel sağlığımızı derinden dinamitleyen bir buhrandır. Hiçbir
vatanseverin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Biz birlikte, inanç,
kararlılık ve azimle Türkiye'yi bu buhrandan çekip çıkaracağız.
Adalet Yürüyüşü'nü kimse unutmasın. Adalet Yürüyüşü'nün son gününde
bu bir son değil, yeni başlangıçtır demiştim. Duvarı yıkacağız
demiştim. 31 Mart yerel seçimlerinde duvarın arkasına geçtik. O
duvarı şimdi dostlarımızla birlikte parça parça yıkacağız.
''Egemen güçler ne diyorsa Saray aynısını
yapıyor''
2. yüzyıla hazırlanmak zorundayız. Millet olarak hazırlanmak
zorundayız. 2. yüzyıla çağrı beyannamesi adı verdiğimiz çözüm
önerilerimizi sunmadan önce Türkiye'nin 5 temel sorunundan söz
edeceğim. Neden çözüm beyannamesi? Neden buhran? Neden 2. yüzyıla
hazırlık? Birinci sorunumuz demokrasi sorunu. 21. yüzyılın
Türkiye'sinde yasama yargı ve medya bir kişinin vesayeti
altındadır. Öyle bir noktadayız ki Saray ne diyorsa yargı onu
yapıyor. Egemen güçler ne diyorsa Saray aynısını yapıyor.
''Trump Saray'a talimat verdi, rahip Brunson'ı derhal
serbest bıraktılar''
Saray talimat veriyor, Osman Kavala içeride kalacak diye,
Selahattin Demirtaş içeride kalacak diye, yargı gereğini yapıyor.
Cezaevlerinde onlarca gazeteci var. Buradan cezaevinde olup
kalemini satmayan gazetecilere selamlarımızı gönderiyoruz. Trump
Saray'a talimat verdi, rahip Brunson'ı derhal serbest bıraktılar.
Saray talimat veriyor, özgür medya susturuluyor. 20 Temmuz sivil
darbe sürecinde TBMM'nin yetkileri kısıtlanmıştır. Denge ve
denetleme mekanizmaları felç edilmiştir. Böyle bir ortamda
demokrasiden söz etmek mümkün değildir.
''18 yılda harcanan para 2 trilyon 400 milyar
dolar''
İkinci sorunumuz ekonomi. Mutfağımızda yangın var. Çocuklarınız
işsizse 18 yıldır ülkeyi bu noktaya getirenleri sorgulamak
zorundasınız. Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik bağımsızlığı tehlike
altındadır. Türkiye Cumhuriyeti savaş meydanlarında kuruldu. Hiç
kimsenin önünde diz çökmedik. Cumhuriyeti kuranlar tam 79 yılda 57
hükümet kuruldu. 714 milyar dolarlık bir kaynak kullanıldı. Demir
çelik fabrikaları yapıldı, şeker fabrikaları yapıldı. Osmanlı'nın
borcu son kuruşuna kadar ödendi. 2003-2020 18 yıl... 18 yılda
harcanan para 2 trilyon 400 milyar dolar!
"Vatan toprağını sattılar"
Havaalanı, şehir hastaneleri dahil değil bunlara. Onların bedelini
torunlar ödeyecek. 79 yılda bizim yaptıklarımızı sattılar,
fabrikaları sattılar. Parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Vatan
toprağını sattılar. 250 bin dolara istediğiniz yerden istediğiniz
daireyi alabiliyorsunuz. 18 yılda bu kadar para harcanacak, bu
paranın nereye gittiğini TBMM'de kimse bilmeyecek, ondan sonra
kalkacaksanız bana ekonomiden söz edeceksiniz. 2 trilyon 400 milyar
dolar para harcadın da bu sefalet ne, bu işsizlik ne?
''Hep birlikte hesap sormak zorundayız''
Londra'daki bir avuç tefeciye 83 milyonu çalışır hale getirdiler.
Bir günde ödenen faiz 48 milyar 703 milyon dolar. 18 yılda 178
milyar 154 milyon dolar faiz ödendi. İşçi çalıştı, emekli iş
bulursa çalıştı, tarlada, lokantada çalıştık, simit sattık. Kimin
için? Londra'daki bir avuç çeteye hizmet etmek için. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ni bu hale getirenlerden hep birlikte hesap
sormak zorundayız.
"Üçüncü sorun dış politika"
Üçüncü sorunumuz dış politika. Türkiye şu anda egemen güçlerin
taleplerini yerine getiren bir ülke konumuna düşürülmüştür. Bugün
Türkiye ekonomik ve siyasi bağımsızlığını büyük ölçüde yitirmiştir.
Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman Süleyman Şah türbesinde bayrağı
indirip topraklarını terk eden bir hükümetle karşılaşmadık, bunlar
yaptılar. Süleyman Şah türbesi bu ülkenin namusudur. Oradan bayrağı
indirip Süleyman Şah türbesini kaçıranlar açık ve net söylüyorum
vatan hainleridir.
''36 askerimizin kanı yerde duruyor''
Suriye'de 36 askerimiz şehit oldu. Sorumlusu kim? 36 askerimizin
kanı yerde duruyor. Askerlerimizi şehit edenlerin sizden özür
dilemesini beklerken siz koşa koşa Moskova'ya gideceksiniz. Böyle
bir dış politikanın onuru yoktur. Onur sahibi insanlar da böyle bir
dış politikayı asla gütmezler. 9 Ekim 2019 Trump'ın gönderdiği
mektup. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en ağır hakaretleri içeren
mektuba cevap verilemedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir
devlet başkanı aldatıldım dememiştir. Ama ilk kez 18 yıllık
iktidarında bir kişi herkes tarafından aldatılmıştır. Eğer sen
Dışişleri Bakanlığı'nı devre dışı bırakırsan, rüşvet alanları elçi
yaparsan sen egemen güçlerin talimatını yerine getiren bir konuma
oturursun. Görkemli Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tahrip
ediyorsun.
Eğitim sorunu
4. sorumuz eğitim sorunu. 2 trilyon 400 milyar dolar para
harcadılar, hala birleşik sınıflar var. Birleşik sınıf, 1. 2. 3.
sınıf aynı odada aynı öğretmen tarafından ders veriyor. Hala
yeterli derslik yok. Türkiye bilgi çağından koparıldı. Geçmişte
bizim yerimizde olan Suudi Arabistan Malezya üniversitelerinin
ürettiği bilgi sayısı bizim üniversitelerimizden daha fazla
olmuştur. Bir devletin eğitim sistemini bozarsanız o ülke geriye
gider. Eğitim politikalarını sürekli değiştirerek kendi çocuklarını
denek olarak kullanan dünyadaki tek ülkeyiz. Çocuğunu okula
gönderen hiçbir anne baba eğitim sisteminden memnun değil.
"Beşinci sorun toplumsal barış"
5. sorunumuz toplumsal barış. Etnik kimlik üzerinden, inanç
üzerinden siyaset toplumu kutuplaştırmış, bölmüştür. Bu ülkede 83.
milyon bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz.
Kimsenin yaşam tarzını sorgulamak bizim hakkımız mı? Bizim
sorgulayacağımız şey vatandaşın karnı aç mı tok mu? Başta kürt
sorunu olmak üzere neredeyse tüm toplumsal sorunlarda
kutuplaştırmayı derinleştirmektedir.
''Sorunları bilelim ki, nasıl çözeceğimizi sağlıklı
saptayalım''
Çok genel hatlarıyla sorunlara değindim, örnekler de verdim. Ama
günümüz neyi nasıl çözeceğiz? Sorunları bilelim ki, nasıl
çözeceğimizi sağlıklı saptayalım. Biz bu sorunları sizlerle, yol
arkadaşlarımla çözeceğiz. Bir araya gelecek çözeceğiz. İki
dostlarımızla yani Millet İttifakı'nı oluşturan dostlarımızla
birlikte çözeceğiz. Özgürlük isteyen gençlerimizle çözeceğiz. Bu
sorunu, her gün öldürülen, katledilen hakları elinden alınmak
isteyen kadınlarla çözeceğiz. Kalemini satmayan gazetecilerle,
aydınlarla, bilim insanlarıyla, sanatçılarla, ahlaklı sporcularla
birlikte çözeceğiz. Alın terinin karşılığını alamayan işçilerle,
emekçilerle çözeceğiz. İşsizlerle beraber çözeceğiz. Siftahsız
kepengini kapayan esnafımızla çözeceğiz. Özet olarak birlikte
halkımızla çözeceğiz. Şimdi geldik, nasıl çözeceğiz?
''Firavunların iktidarını yıkıp, halkın iktidarını
kuracağız''
Çiftçi tamam, emekli tamam, işsiz tamam, kadınlar tamam, esnafımız
tamam. Hep beraber sorunları çözmeye karar verdik. Şimdi nasıl
çözeceğiz? Şunu hiç kimse unutmasın. Önümüzdeki ilk seçimde
dostlarımızla birlikte iktidar olacağız. Maltepe'nin izdüşümü,
önümüzdeki ilk seçimlerde iktidar olacağız. Bunu bir tarafa
yazacağız. Firavunların iktidarını yıkıp, halkın iktidarını
kuracağız. Defalarca söyledim; bir kez daha ifade edeyim. Her
firavunun bir Musa'sı, her Nemrut'un bir İbrahim'i vardır.
''Türkiye'yi nasıl inşa edebiliriz?''
Vatandaşın ayağının turabı olacağız. Hiçbir zaman hiçbir yerde hiç
kimseye kibirle öfkeyle bakmayacağız. Bize oy versin vermesin,
sorunu varsa o sorunu çözmek bizlerin boynunun borcudur. Hangi
partiye oy verdin sorunu sormayacağız. Ne derdin var diye
soracağız. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni hazırladık.
Meclis'in açılışının birinci yüzyılını bitirdik, ikinci yüzyıla
geçeceğiz. İkinci yüzyılda biz ne yapmalıyız? İkinci yüzyılda nasıl
yoksulluğu, işsizliği bitirebiliriz? Türkiye nasıl bölgesinin ve
dünyanın en saygın ülkelerinden birisi haline gelir. İkinci
yüzyılda neden farklı düşünüyorsun sorusunun sorulmayacağı
Türkiye'yi nasıl inşa edebiliriz? Bu beyannamenin detaylarını
paylaşarak bu beyannameyi oylarınıza sunacağım.
''Cumhurbaşkanının tarafsız olması
sağlanacak''
Birinci hedefimiz; yeni bir anayasayla güçlendirilmiş demokratik
parlamenter sisteme geçilecektir. Güçlü demokratik parlamenter
sistem için, öncelikle geniş bir toplumsal mutabakat sağlanacak her
türlü vesayetten uzak, darbe hukukundan arınmış gücünü milletten
alan yeni bir anayasa yapılacaktır. Bu ülkeye bugüne kadar
anayasalar hep vesayetçi kurumların baskısıyla geldi ve
oluşturuldu. En son değişiklikler 20 Temmuz sivil darbesinde ve
OHAL koşullarında yapıldı. Biz vesayetten uzak, darbe hukukundan
arınmış yeni bir anayasa yapacağız. Cumhurbaşkanının tarafsız
olması sağlanacak, partili olmasına son verilecektir.
''Kaptı-kaçtı kanunları olmaz''
Gerekli denge ve denetim mekanizmaları kurulacak. Yargı
bağımsızlığı sağlanacak. HSK, AYM ve yüksek yargı organı üzerinde
vesayetine son verilecek. Yasa tasarı ve teklifleri TBMM
Komisyonlarında görüşülürken, ilgili meslek kuruluşları, STK ve
uzmanların görüşleri mutlaka alınacak. Kaptı-kaçtı kanunları
olmaz.
''Kürt sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak
kullanmasına izin vermeyeceğiz''
Düşünceyi ifade, örgütlenme, basın özgürlüğü koşulsuz güven altına
alınacaktır. Medya özgürlüğü evrensel ölçülerde güvence altına
alınacaktır. Bir devlet hukukun üstünlüğünden ve adaletten
vazgeçerse o devlet bir süre sonra organize suç örgütü haline
dönüşebilir. Dönüşmemesinin temel nedeni zaten anayasalardır. Bir
kişinin baskısıyla devlet yönetilemez. İkinci ilkemiz, Türkiye'nin
toplumsal barışı vehuzuru sağlanacaktır. Başta Kürt sorunu olmak
üzere demokrasi temelinde, TBMM'nin öncülüğünde çözülecek. Kürt
sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak kullanmasına izin
vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir
devlet politikası haline getirilecektir.
''Seçim yasası değişecek''
Tüm terör örgütleriyle mücadele ödün verilmeksizin sürdürülecektir.
Yeraltı dünyasında hala suç örgütleri var. Bunlar güçlerini
meclisteki bazı siyasi otoritelerden alıyorlar. Liyakat sistemi
hakim kılınacaktır. Devlet hizmetlerinin partizanca yapılmasına
engel olunacaktır. İşi ehline vermek bir devlet politikası
olacaktır. Güreşçiden banka yönetim kurulu üyesi olmayacak.
Akademik hırsızdan rektör, rüşvetçiden büyükelçi olmayacak. Seçim
yasası değişecek. Milletin vekilini millet seçecek. Seçim barajı
kaldırılacak. Milletin iradesinin meclise tam olarak yansıması
sağlanacaktır.
''Sahte pusula gönderip ben Meclis'teyim diyenden
milletvekili mi olur?''
Seçim yasası değişikliği ile cinsiyet kotası getirilecek,
kadınların parlamentoda temsili yasal güvence altına alınacaktır.
CHP'li kadın milletvekilleri bu yasa teklifini hazırlayacak TBMM'ye
verecektir. Parlamentoda kadınlar hak ettiği yeri alacaklardır.
Vatandaşla siyasi arasındaki güven yeniden oluşturulacaktır. Para
ile iş takipçisinden, yolsuzluk yapandan milletvekili mi olur?
Kendisi Hac'da iken sahte pusula gönderip ben Meclis'teyim diyenden
milletvekili mi olur?
''Bizim subaylarımız şu anda Katar Ordusu'nun emri
altında çalışıyor''
Kamu İhale Kanunu ivedikle değiştirilecek. Kamu ihalelerinin şeffaf
bir şekilde yapılması sağlanacaktır. İsrafı nasıl itibar olarak
kabul ediyoruz? Devlette itibar israfı önlediğiniz sürece olur. Her
kuruşun hesabını vermek her namuslu siyasetin onurlu görevidir.
Halkın iktidarında bir hastane, bir havaalanı kaça yapıldıysa
vatandaş bilecek. 83 milyon vatandaşıma sesleniyorum, bu kamu özel
işbirliği ile sizin alın terinizi sömüren bütün yatırımları
devletleştireceğiz. Bu bağlamda, Avrupa'nın en büyük entegre tesisi
Tank Palet Fabrikası bir kuruş, bir dolar, bir avro ödenmeden Katar
Ordusu'na peşkeş çekildi. Bizim subaylarımız şu anda Katar
Ordusu'nun emri altında çalışıyor.
''TBMM'de kesin hesap komisyonu kuracağız''
Sayıştay gerçek işlevine kavuşturulacaktır. TBMM adına ödenen bütün
vergilerin denetimini Sayıştay yapıyor, onların tüm raporları
gizleniyor. Biz milletin önüne getireceğiz. Her kuruşun hesabını
vereceğiz. Lütfedip devlete bağış yapıyorlar, o bağışı da vergiden
düşüyorlar. Buna son vereceğiz. TBMM'de kesin hesap komisyonu
kuracağız. Kesin hesap komisyonunun başkanı iktidar partisinden
değil muhalefet partisinden olacak. Kendisini denetletmekten
korkmayan korkmayan bir iktidar olacağız. Hedefimiz budur. Güçlü
bir stratejik planlama teşkilatı kurulacaktır. Üretim ve hakça
paylaşım stratejik planlamanın ana hedefi olacaktır. Tarım
stratejik sektör olarak görülecektir.
''Darbecilerin getirdiği YÖK
kaldırılacaktır''
Millet 50 yılını planlıyor, biz yarın ne olacağını bilmiyoruz.
İşsizliği nasıl önleyeceğiz diye planlama örgütü çalışacak. Her
toprağımızda fabrika olacak. Eğitim sistemi yeniden
yapılandırılacak. Tüm paydaşlarıyla birlikte yeniden
planlanacaktır. Üniversitelerimizde her türlü düşünce özgürce
tartışılabilecek, darbecilerin getirdiği YÖK kaldırılacaktır. Tüm
organize sanayi bölgelerinde iş garantili yatılı teknoloji liseleri
kurulacaktır. Gençlerimizin de işsiz kalmalarının önüne
geçilecektir.
''18 yıldır yapamadılar, Allah'ın izniyle 1 yılda
yapacağız''
Gelecek nesiller için ekosistem hakkı korunacaktır. Gelecek
nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen
sorumluluğun bilincindeyiz. Bu hak anayasal güvence altına
alınacaktır. Bizim de kuş görme, orman görme, deniz görme, güneşi
görme hakkımız var. Gelecek kuşaklara bu hakkı devretmek
görevimizdir. Aile Destekleri Sigortası uygulamaya konacaktır. Bu
topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecektir. Vatandaş devlet
yardımlarını lütuf olarak değil hakkı olarak görecektir. Bu ülkede
huzur istiyorsak hiçbir babanın çocuğuma pantolon alamadım diye
intihar etmemesi lazım. 18 yıldır yapamadılar, Allah'ın izniyle 1
yılda yapacağız.
''Kayyum uygulamalarına son verilecek''
Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır. Devletin tüm kapasitesi
en verimli şekilde kullanılacaktır. Hizmetin vatandaşa daha etkin
bir şekilde ulaşılması sağlanacaktır. Kayyum uygulamalarına son
verilecek, seçimle gelenlerin ancak seçimle gitmeleri garanti
altına alınacaktır. Bütün belediye başkanlarımız pandemi sürecinde
bir tarih yazdılar. Hepinizin huzurunda onları yürekten kutluyorum.
Kimin ihtiyacı varsa hangi partidensin diye sormadılar.
''Orta doğuyu bir savaş alanı değil bir barış alanına
dönüştüreceğiz''
Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatı kurulacaktır. Uluslararası
hukuka önem veren bir dış politika izlenecektir. Atatürk buna
"Yurtta barış dünyada barış" diyordu. Altındaki petrol üstte
yaşayan vatandaşların kaderini değiştirdi, bedeli kanlar ödüyorlar.
Silahları da egemen güçler veriyor. Komşuda yangın varsa sizde
huzur olmaz. Biz orta doğuya huzuru, barışı getireceğiz. Orta
doğuyu bir savaş alanı değil bir barış alanına dönüştüreceğiz.
Beyanname oy birliğiyle kabul edildi
İkinci yüzyıla çağrının 13 maddesi. Her bir delegemiz 13 maddeyi
ezberleyecek. Her sorunun çözümü var. 5 temel sorunun çözümü var.
Huzurlu bir toplum var. Ayrıştırma bölme kin öfke yok herkesi
kucaklama var. TBMM'nin açılışının 100. yılına tanıklık eden
CHP'nin delegeleri olarak önümüzdeki en önemli görevi olarak
cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak olduğunun bilincindeyiz.
Yukarıda saydığımız vaatleri gerçekleştireceğimize milletimizin
önünde söz veriyoruz. Bildirgemiz budur! İkinci Yüzyıla Çağrı
Beyannamesi, Kılıçdaroğlu tarafından oylamaya sunuldu. Beyanname oy
birliği ile kabul edildi.