Kemal Kılıçdaroğlu neden hala 'Erdoğan kaçacak' diyor? Kılıçdaroğlu'nun anket planı...
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesiyle ABD'ye kaçacağını iddia etti. Muhalefet cephesi bile iddiasını "komik" bulurken, Kılıçdaroğlu halen aynı iddiasını tekrarlamayı sürdürüyor. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Kılıçdaroğlu'nun bu ısrarının arkasında yatan "Anket Planı"nı yazdı...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve
iktidarın üst düzey isimleri ve işadamlarının Türkiye'den
kaçacaklarını bunun için yurtdışına para kaçırdıklarını iddia etti.
Bu iddiasını da sık sık tekrarlamayı sürdürüyor. Ahmet Hakan,
Kılıçdaroğlu'nun tüm uyarılara rağmen bu iddiayı tekrarlamaya devam
etmesinin altında yatan planı yazdı. İte Ahmet Hakan'ın o
yazısı...
Objektif yorum yapan herkes Kemal Kılıçdaroğlu’nu
uyardı:
“Yapma. Etme. Abartma. ‘Kaçacak’ falan deme. Bu Erdoğan’a değil
sana zarar verir. Erdoğan için ‘Kaçacak’ demek, muhaliflikten gözü
dönmüş kişilerin bile aklına yatmaz. Böyle taktik olmaz. Böyle
strateji olmaz. Oyuna gelme.”
Son durum şu: Bu
uyarıların hiçbirine kulak asmayan Kemal Kılıçdaroğlu, ısrarla
ve inatla “kaçacak edebiyatı”nı sürdürüyor.
Neden böyle yapıyor acaba?
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu anda tek bir amacı
var: Anketlerde Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ı
geçmek.
Erdoğan için “Kaçacak” derse... Erdoğan’a çok sert vurursa...
Kavga çığlıkları atarsa... Uzlaşmaz bir profil çizerse... Meydan
üstüne meydan okursa...
Erdoğan’dan nefret eden tüm muhaliflerin arkasına düşeceğine
inanıyor.
Böylece de anketlerde İmamoğlu/Yavaş ikilisini geçeceğini
düşünüyor.
Yani plan şu: Anketlerde öne geçecek. Ardından alacak anket
sonuçlarını... Koşa koşa altılı masaya koşacak...
“Siz kazanılacak aday diyordunuz. İşte bakın: Ben kazanıyorum.
Aday benim” diyecek.
Kılıçdaroğlu’nun oyun planı, sanırım bu.
Ancak bu planın çok esaslı üç kocaman
sorunu var:
- BİRİNCİ SORUN: Bu söylemle, bu üslupla, bu yaklaşımla biraz daha giderse... CHP tabanı dışındaki kesimlere açılması, yani yüzde 25’lik kesimin dışına taşması, neredeyse imkânsız hale gelebilir.
- İKİNCİ SORUN: Seçime üç beş ay kala bu söylemi, bu üslubu, bu yaklaşımı değiştirmeye kalktığında ise hiçbir inandırıcılığı kalmayabilir. “Kaçacak edebiyatı”ndan “Helalleşme edebiyatı”na geçmesi iyice zorlaşabilir.
- ÜÇÜNCÜ SORUN: Bu söylemle, bu üslupla, bu
yaklaşımla partisinden memnuniyetsiz AK Parti seçmeninde öfkeye yol
açabilir. Yani bu söylem, bu üslup, bu yaklaşım... AK Parti’ye
yarayabilir.