Kemal Kılıçdaroğlu CNN Türk'e konuştu
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili öfkesinin hala dinmediğini söyledi. 16 Nisan akşamı sokağa çıksaydık çok kan dökülürdü diyen Kılıçdaroğlu, referandumla ilgili YSK'yı suçladı.
Adalet Yürüyüşü'nde İstanbul'a gelen CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'a sonuna kadar sahip çıkmaya devam
edeceklerini söyledi. Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili de
öfkesinin hala dinmediğini belirten Kılıçdaroğlu, Ahmet Şık ve
Kadri Gürsel'in tutukluluk haline ise tepki gösterdi.
Adalet Yürüyüşü'nün 23. gününde dün İstanbul'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN TÜRK'te gündemi değerlendiriyor. Ankara'dan başlayan yürüyüşün parti yürüyüşü olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, konaklamak için tercih ettiği karavanla ilgili de "Bana sağladığı tek avantaj uyuyabileceğim bir yer olması" diye konuştu. İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"Eleştirileri saygıyla karşılıyorum. Lüks karavanda yattığım söyleniyor, karavanın bana sağladığı tek avantaj akşamları uyuyabileceğim yer olması.
İki doktor arkadaşım var bana yardımcı oluyorlar. Her yürüyüşten sonra ayaklarımı buzlu suya koyuyorum, dolayısıyla dinleniyorum ve yola devam ediyorum. Bu yürüyüşü daha önce hiç düşünmemiştim. 450 km'lik bir yürüyüş aklıma hiç gelmemişti.
ENİS BERBEROĞLU'NUN TUTUKLANMASI
Öfkem geçmedi. Yargıya olan güvenim temelden sarsıldı. Yargının siyasi otoriteye bağımlı hale getirilmesi ve belli bir merkeze göre karar verilmesi beni derinden sarsıyor. Bu yürüyüşün adının adalet olmasının temel nedeni bu. Belli makamlara belli kişiler yerleştiriliyor. Ve bu kişiler hükümetin istemediği kişiler yargılanırken en ağır cezayı veriyor. Şimdi Enis Bey ne yaptı? Aklın mantığın alacağı şey değil.
Elde belge olmadan, bilgi olmadan insanları alıp mahkum etmek, nerede vardır böyle bir adalet düzeni? Ne casusluğu Allah aşkına? Adalete olan güvenimiz temelden sarsılmış halde.
Enis Berberoğlu olayı bardağı taşıran son damladır. 15 Temmuz'dan sonra bütün Türkiye darbeye karşı birleşmiş haldeydi. Yenikapı'ya da gittik. 20 Temmuz'a nasıl geldik? OHAL kararının parlamentodan çıkmasıyla geldik. Ne kararı verildi? Ülkeyi OHAL ile yöneteceğim.
"BU YÜRÜYÜŞ ADALET İSTEYEN HERKES İÇİNDİR"
Hapisteki akademisyenler için, tutuklu vekiller için hepsi için yürüyoruz. Yürüyüşümüze taşeron işçiler de geldi, Kıbrıs gazileri de geldi. Çocuklar, sanatçılar, engelliler geldi. Köprüde linç edilen askerin ailesi geldi, herkes geldi... Bu yürüyüş adalet isteyen herkes içindir. Toplumun adalete susadığını bu yürüyüşte gördük.
Motive olmamı sağlayan çok olay var aslında. Yaşlı kadınlar mesela gelip boynuma sarılıyorlar. Küçük çocuğunu alıp gelenler, anneler... Her görüşten insan var. AK Partilisi de var MHP'lisi de var CHP'lisi de var... Haksızlığına uğradığını söyleyen herkes geldi.
"GÜBRE DÖKENLER DE OLDU..."
Mesela yolda yürüyen bir grup bizi alkışlıyor, aynı gruptan 4-5 kişi de rabia işareti yapıyor. Bunlar arkadaşlar, halk arasında bir kavga yok. Bu yürüyüş izim Cumhuriyet tarihimizin en barışçıl yürüyüşüdür. Bize eleştiriler yapanlar, yuhalayanlar, taş atanlar, gübre dökenler de oldu. Biz hiçbirisini sorun yapmadık. Düzcelilerin çok üzüldüğünü biliyorum.
BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARI
Öncelikle şunu söyleyeyim yanımızda yürüyen çok sayıda ülkücü kardeşimiz var. Ülkünün temelini adalet oluşturur. Adalet olmazsa ülkü olabilir mi? Ben aldığımız duyumlara göre bazı provokasyonlar yapılacağı ve bunun ülkücüler üzerinden yapılabileceğini söyledim. Ülkücüler gelecek burayı provoke edecek diye bir düşüncem yok, ülkücüler vatanlarını, bayraklarını, halkını severler.. Bir leri ülkücü kılığı altında bu yürüyüşü sabote etmek isteyebilir dedim.
MİTİNG İÇİN UYARI
Pazar günü mitinge gelecek olanlardan şunu istiyoruz, güvenlik kuvvetlerine de rica ediyoruz, adalet pankartı dışında başka pankart istemiyoruz. Atatürk posteri ve Türk bayrağı olabilir ancak 6 oklu bayrak bile olsa alacaklar orada. Hiçbir parti afişi, bayrağı, flaması kabul etmiyoruz.
"SOKAĞA ÇIKMIŞ OLSAYDIK..."
Eleştirileri saygıyla karşılarım ancak geç gelen bir olay değil. Eğer biz 16 Nisan akşamı sokağa çıkmış olsaydık, toplum zaten çok gergindi, çok sayıda can kaybına neden olabilirdik. Biz sorumlu bir partiyiz. Sorun bizim insanlarımızda değil, sorun YSK içindeki çetede. 1 üye hariç YSK içindeki çetede. O çete yasaya uymadı ve aksine karar verdi. Onların yatacak yeri yoktur. Tamamının atılması lazım. Mühürsüz oy pusulası gerçersizdir diyor, bunlar diyor ki geçerlidir. Neye dayanarak bunu yapıyorsunuz siz?
"ANMALARA KATILACAĞIZ"
İki tane 15 Temmuz var. Biri sokağın diğeri sarayın. Sokağın 15 Temmuz'una sahip çıkıyoruz. 249 şehidimiz, 1000'in üstünde gazimiz var. Sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıyız. Ama bir de sarayın 15 Temmuz'u var. Darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz'da sivil darbe yaptılar. Anmalar yapılırsa tabi ki katılacağız."