Kemal Kılıçdaroğlu başörtü kararını neden aldığını ilk kez açıkladı! 'İstismar edecekleri bir şey kalmadı'
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'ye sunduğu "başörtüsü" yasasıyla ilgili ilk kez açıklamalarda bulundu. AK Parti'nin "CHP gelirse başörtüsünü yasaklayacak" diye propaganda yaptığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Şimdi artık böyle istismar edecekleri, kara propaganda yapacakları bir imkan kalmadı ellerinde" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne de güvence olması amacıyla TBMM’ye verdiği yasa teklifi gündem oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yasa değil anayasa ile güvence altına alalım" karşılığını verdi. Başörtüsüne de yasal güvence verin yasa teklifi ve Erdoğan’ın karşı hamlesi nedeniyle Kılıçdaroğlu’na eleştiriler yöneltildi. Gazeteci Fikret Bila, konu ile ilgili Kılıçdaroğlu ile görüştü.
İstismar edecekleri imkan kalmadı
Başörtü teklifiyle ilgili ilk kez konuyan Kılıçdaroğlu, başörtüsü kanun teklifine ilişkin, "'CHP gelirse başınızı açmanız için sizi zorlayacak, kamudan atacak, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz' diye konuşmaya başlamışlardı. Şimdi artık böyle istismar edecekleri, kara propaganda yapacakları bir imkan kalmadı ellerinde" dedi. İşte o röportajdan bazı bölümler:
Fikret Bila: Yasa teklifiniz gündem oldu. "Başörtüsüne yasal güvence sağlayalım" açıklamanızın ardından yasa teklifini verdiniz. “Gündemde böyle bir konu yokken Kılıçdaroğlu neden bu teklifi yaptı. Gündemde yüksek enflasyon, iktidara yönelik rüşvet iddiaları, sosyal medyaya sansür yasası vardı. Bu konular dururken, sorun olmayan başörütüsü-türban gibi bir konuda teklif verilmesi gündemi değiştirdi, Erdoğan’a koz verdi, Erdoğan’a pas verdi, o da gole çevirdi, niye 4 Ekim Medeni Kanun'un kabulüne denk getirildi" gibi eleştirilere ne diyorsunuz?
Kılıçdaroğlu: Aniden gündeme getirdiğimiz bir konu da değil. Bizim verdiğimiz teklif sadece başörtüsüyle de ilgili değil. 'Hakim de avukatın etek boyuna karışmasın, uyarı yapmasın,' teklifidir aynı zamanda. Hatırlarsınız bir zamanlar Erdoğan, Kadıköy’de “kadınlara bakıyorum” diyordu ve kıyafetlerini eleştiriyordu. Ben de “kadınları mı gözetliyorsun” diye eleştirmiştim. Bana tazminat davası açmıştı. Ben görüşümü açıklarken, yasa teklifini verirken herhangi bir siyasi hesap yapmadım. Özel bir gün seçmedim. Gündem hesabı da yapmadım. Çok önemli gördüğümüz bir yarayı kesin olarak kapatmak için yaptım. Bildiğiniz gibi ben genel başkanlık görevine seçildikten sonra başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakan yönetmelik düzenlemelerine itiraz etmedim. Böylece katkı da vermiş oldum. Kamuda da itiraz etmedim. Oy hesabıyla da yapmadım. Samimi düşüncemi açıkladım ve ona uygun yasa teklifini verdim. Teklifimizin de arkasındayım.
Sorun yoksa neden anayasa teklif ettin
Fikret Bila: Cumhurbaşkanı Erdoğan sizin yasa teklifinize karşılık, “anayasaya koyalım” teklifinde bulundu. Böyle bir karşı teklif bekliyor muydunuz? İktidarın anayasa hükmü teklifi gelince tavrınız ne olacak?
Kılıçdaroğlu: Erdoğan bu konuda samimi değil. Yıllarca kadının kılık-kıyafeti üzerinden siyaset yaptı, istismar, etti, oy topladı. Erdoğan, konuşmasında hem “ortada bir sorun yok, o sorun çözüldü, yasa yapmaya, anayasada düzenleme yapmaya ihtiyaç yok, diyor; hem gelin anayasaya koyalım diyor. Samimi değil. Madem ortada sorun yok niye anayasaya koyalım diyorsun? Sorun varsa, niye yok diyorsun? Kendisiyle çelişiyor, bu da samimi olmadığını gösteriyor. Alevi vatandaşlarımız da dahil getirecekleri metinde bir başka plan yoksa, bizim hak ve özgürlük anlayışımıza uygunsa ona göre tutum alırız, değilse başka tutum alırız. Önyargıyla bir şey söylemek istemem.
Çarşaflı, takkeli, şalvarlı hakim
Fikret Bila: Teklifinizin yasalaşması halinde kamuda çalışan kadınlar arasından çarşafla gelip üzerine cübbesini giyip yargıç kürsüsüne çıkan veya takke ve şalvarla gelip üzerine cübbe giyecekler olabileceği eleştirisi yapıldı. Bu eleştiriye ne diyorsunuz?
Kılıçdaroğlu: Bunlar çok uç örnekler. Ciddiye alınacak düzeyde bu tür girişimler olacağını sanmıyorum.
Fikret Bila: Bir diğer eleştiri konusu, bazı mesleklerde siyasi veya dini simgelerin kullanılamayacağı konusu. Örneğin yargıçlıkta, savcılıkta, subaylıkta, polislikte türbanın olmaması gerektiği savunuluyor. Siz bu konuda bir sakınca görmüyor musunuz?
Kılıçdaroğlu: Hayır. Bir sorun olacağını sanmıyorum. Yargıç hukukun gereğini yapıyorsa, hukukun üstünlüğüne göre doğru karar veriyorsa başörtülü olmasının bir sakıncası olmaz. Diğer meslekler için de öyle; görevini hakkıyla yerine getiriyorsa, o görevi yapacak liyakate sahipse sorun yok, demektir.
Kapalı kaplar ardında söylemeye başlamışlardı
Fikret Bila: İktidarın “CHP gelirse başörtünüzü açtıracak. Türbanlıları işten atacak. Kazanımlarınızı kaybetmek istemiyorsanız AK Parti’ye oy verin" propagandası yapılacağı böyle bir yasa teklifi getirerek, bunu önlemek istediğiniz de söylendi. Teklifi yaparken böyle bir amaç güdüyor muydunuz?
Kılıçdaroğlu: Elbette onu düşünerek yaptım. Kapalı kapılar arkasında bunu söylemeye başlamışlardı. İşte CHP gelirse başınızı açmanız için sizi zorlayacak, kamudan atacak, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz, diye konuşmaya başlamışlardı. Şimdi artık böyle istismar edecekleri, kara propaganda yapacakları bir imkan kalmadı ellerinde. İşte “endişeli muhafazakarlar var, bu propaganda onlar üzerinde etkili oluyor” deniliyordu. Aksini söyleyenler de oldu. Asıl “endişeli modernler baskı altında, onlara kılık kıyafet baskısı yapılıyor, onlara güvence lazım” eleştirileri geldi. Evet. Bizim yasa teklifimiz hem endişeli muhafazakarlar hem endişeli modernler için güvencedir. İki taraftan kadınlar için güvence sağlıyor.