Kemal Kılıçdaroğlu: Başbakan’ın çıkıp halktan özür dilemesi gerekiyor
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın görevlerini yerine getirmesini istediklerini ...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın görevlerini yerine getirmesini
istediklerini belirterek, "Başbakan’ın çıkıp halktan özür dilemesi
gerekiyor, bunu istiyoruz, bunu talep ediyoruz. Özür dilediği andan
itibaren umuyorum olaylar tümüyle bitmiş olur" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Çankaya Köşkü önünde
bekleyen gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu,
"Türkiye’de son günlerde yaşanan acı olaylarla ilgili olarak Sayın
Cumhurbaşkanı’nı ziyaret ettim. Kendisine kaygılarımızı anlattım.
Taksim’de yaşananlar, oradaki olaylar, benim Taksim’e gidişim,
oradaki insan profili, gençlerin ağırlıkta oluşu ve onların
demokrasi ve özgürlük taleplerini dile getirdik. Bu taleplerin dile
gelmesinin demokrasiler için son derece doğal olduğunu, Sayın
Cumhurbaşkanı’na aktardım. Başbakan’ın kullandığı dilin olayı
yatıştırmak değil, olayı tırmandırmak yönünde olduğunun, bu konuda
Sayın Cumhurbaşkanı’na da büyük görevler düştüğünü ve bu görevleri
yerine getirmesini istedim. Böyle bir görüşme oldu arkadaşlarım.
Eğer daha farklı ayrıntılar gündeme gelirse belki onları Sayın
Cumhurbaşkanı aktarır" dedi.
"ORANTISIZ GÜÇ KULLANILMASAYDI, HALK AYAKLANMAYACAKTI"
Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını
cevaplandırdı. Bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı’ndan aldığınız cevap
neydi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Ben düşüncelerimi aktardım,
Sayın Cumhurbaşkanı da düşüncelerini aktardı. İki kez kamuoyuna
çağrı yaptığını, bugünkü açıklamasının demokrasinin önemini
vurgulamak açısından önemli olduğunu ifade etti. Doğrudur, çok
önemliydi bugünkü açıklamaları. Ve bu çerçevede güzel bir görüşme
oldu" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı’ndan Bakanlar Kurulu’nu olağanüstü
toplamasını istediniz mi?" şeklindeki soruya da, "Sayın
Cumhurbaşkanı’nın yetkileri olduğunu söyledim" cevabını verdi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, polisin orantısız güç kullandığı
iddialarına karşılık olarak, Cumhurbaşkanı’ndan il emniyet
müdürlerinin ve valilerin uyarılmasını talep edip etmedikleri
sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Bu konuda bir iddia yok arkadaşlar. Polisin orantısız güç
kullandığı gerçeği var. Önce bu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor.
Taksim’de, Gezi Parkı’nda, parkı, ağaçları korumak isteyen
gençlerin üzerine sabahın 5’inde biber gazıyla gitmek, onların
çadırlarını yakmak hangi demokraside vardır? Bunlar kendi
kentlerini koruyorlar, kendi parklarını koruyorlar. O insanların
üzerine orantısız güç kullanılmasaydı Türkiye bugün ayağa
kalkmayacaktı. Önce bu gerçeğin görülmesi lazım."
"ANCAK SORUMSUZ BİR BAŞBAKAN BÖYLE AÇIKLAMA YAPABİLİR"
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine Başbakan Erdoğan’ın "Biz yüzde 50’yi
evlerinde zor tutuyoruz" şeklindeki sözlerini değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, "Ancak sorumsuz bir Başbakan böyle bir açıklama
yapabilir. Bir başbakanın, ’Biz yüzde 50’yi evlerinde zor
zaptediyoruz’ demesi ne demektir değerli arkadaşlarım? Toplumu
sükunete davet etmek gerekiyor, sağduyuya davet etmek gerekiyor.
Çatışma kültürünü beslememek gerekiyor. Çatışma kültüründen,
çatışmadan, söylemden Başbakan’ın özenle kaçınması gerekiyor. Eğer
siz ’toplumun da yüzde 50’si de benim kontrolümün altında, ben
onları isteğim an sahaya sürerim, ellerinde sopalarla bir meydan
savaşı çıkar ortaya’ diye tehdit ediyorsa, bunun adı demokrasi
değildir. Bu ancak diktatörlerin söyleyeceği, kullanacağı bir
dildir" diye konuştu.
"BİZ KAMU MALINA ZARAR VEREN BİR EYLEMİ ASLA TASVİP ETMİYORUZ"
Kılıçdaroğlu, Ankara Kızılay’daki olayların hala devam ettiğini,
bundan sonra durumun ne olacağına ilişkin bir soru üzerine ise
Başbakan’ın özür dilemesi gerektiğini söyledi. Marjinal grupların
kamu mallarını yakmasını tasvip etmediklerinin de altını çizen
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Başbakan’ın çıkıp halktan özür dilemesi gerekiyor, bunu istiyoruz,
bunu talep ediyoruz. Özür dilediği andan itibaren umuyorum olaylar
tümüyle bitmiş olur. Biz kamu malına zarar veren bir eylemi asla
tasvip etmiyoruz. Şiddete dönüşmemeli hiçbir eylem. Aksi halde
demokratik olmaktan çıkar. Kişilerin talepleri olabilir,
düşüncelerini özgürce dile getirebilirler ama şiddet olması, kamu
malına zarar verilmesi bizim kabul edeceğimiz bir uygulama
değildir. Doğru da bulmayız."
(İHA)