Kemal Gürüz Çelik'e meydan okudu

Abone ol

Kemal Gürüz, Türkiye'de tek bir eğitim sistemi olduğunu vurgulayarak Bakan Çelik'e mahkeme yolunu gösterdi.

YÖK Genel Kurulu Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün başkanlığında toplandı. Prof. Dr. Kemal Gürüz, YÖK Genel Kurulu öncesinde bir gazetecinin, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in bir gazetede ''meslek liselilere hak gaspında bulunulduğuna'' ilişkin ifadelerinin yer aldığını hatırlatarak, 2004 ÖSS'de düzenlenme yapılıp yapılmayacağını sorması üzerine, ''gaspın suç olduğunu ve mahkemede çözülebileceğini'' söyledi. Prof. Dr. Gürüz, bu yönde kendilerine yüzlerce dava açıldığını ve hepsini kazandıklarını ifade ederek, ''Demek ki ortada gasp diye bir şey yok'' dedi. Türkiye'de artık bazı şeylerin çok açık biçimde konuşulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Gürüz, şunları kaydetti: ''Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel vasfı laikliktir. Laiklik, din ile devlet işlerinin ayrılması demektir. Bunun operasyonel anlamı Türkiye'de laik eğitimdir. Türkiye'de iki kulvarda eğitim sistemi olamaz. Hepsi, laik Türk Devleti ve milletine, batıya dönük sistemler olacaktır. İkincisi de şerri hukukun yani kutsal vahiyle gelmiş olan hukukun yerini insan aklının süzgecinden geçmiş olan pozitif hukukun almış olmasıdır. Bu kelimeler arkasında nelerin yattığını çok iyi biliyoruz. Bunlar giderek daha çok anlaşılacak. Türk üniversiteleri Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve yüksek yargı organlarının pozitif hukuka göre vermiş oldukları kararları, sonuna kadar uygulamada kararlıdırlar. Olay burada düğümlenmektedir. Herkes bunu iyi görmelidir ve görüyor. Biraz zor olsa da herkes anlayacaktır.'' ''Gasp varsa mahkemeye buyursunlar'' görüşünü yineleyen Prof. Dr. Gürüz, ''Türk eğitim sistemini çoktan seçmeli bir yapıya hapsetmenin hiçbir manası olmadığını'' belirtti ve ''Bunların hepsinin arkasındakilerini biliyoruz'' diye konuştu. Prof. Dr. Gürüz, ''Milli Eğitim Bakanlığı düşünün ki öğretmenlerin verdiği notu hiç nazara almayacak, bunlar hiç konuşulmayacak. Gelip bunları söyleyeceğine gasp masp diyecek böyle şey olmaz'' dedi. Prof. Dr. Gürüz, amaçlarının öğretmenlerin, ilköğretimden ortaöğretimin sonuna kadar verdiği notu öne çıkarmak olduğunu belirtti. Prof. Dr. Gürüz, mesleki eğitimin 6 kat fazla maliyeti olduğuna dikkati çekerek, amacın üniversite önündeki yığılmaları azaltmak ve gençlere hemen para kazanabilecekleri becerileri kazandırmak olduğunu anlattı. ''Meslek liseleri mezunlarının arkasında yatan olay imam hatip liselerinin önünü açmaktır. Herkes bunu böyle bile'' diyen Prof. Dr. Gürüz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biliyorsunuz beyanlar var, doğruysa esef vericidir. Filan lisede bu tür okul, şu okular yok diye milli bilinç yoktur deniliyor, bunlar İETT oldu deniliyor. İmam hatipten çıkanlar ilahiyat fakültesine gidebilecekler, ama serbesttir diğerlerine de başvurabilirler. Aldıkları ortaöğretim puanı neyse onu alacaklar.'' Prof. Dr. Gürüz, ağırlıklı ortaöğretim puanının ÖSS'deki etkisinin artırılması gerektiğini de dile getirerek, Amerika'daki benzer uygulamalardan örnekler verdi. Prof. Dr. Gürüz, şöyle konuştu: ''Ama bu meslek lisesinin arkasında yatan herkes bilmelidir ki imam hatiplerin önünü açmaktır. Biz milletimizin dinine falan karşı insanlar değiliz. Bugün açtığımız önlisans programında tüm diyanet mensupları eğitim görüyor. Bir ülkenin anayasal kurulu ülkesinin dinine karşı olamaz, ama bizim karşı olduğumuz; din ağırlıklı eğitim yoluyla toplumun, milletin şeklinin değiştirilmesi, milletin yeniden tanımlanmasıdır. Herkes bunu bilsin.'' ''BEN BÜROKRAT FALAN DEĞİLİM'' Prof. Dr. Gürüz, hükümetin Meclis'te 365 milletvekili olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle noktaladı: ''Hiç lamı cimi yok. Buyursunlar ne yapacaklarsa yapsınlar demokrasi bu. Ama sonuçlarına hep beraber katlanırız. Memleketin sanayisi de katlanır, ticareti de katlanır, toplumu da katlanır. Bakın ne hale geldi Türkiye . Türkiye'de bundan 20 sene önce böyle şeyler olacak denildiği zaman 'hadi canım' diyeceğiniz olaylar sık sık oluyor. 'Meslek lisesi hakkı gasp ediliyor' denilmesinin arkasında yatan budur. Gasp varsa gasp var diyen mahkemeye gitmek zorundadır. Gidilmiştir tüm davalar kazanılmıştır. Buyursunlar bir daha gitsinler. Burası hukuk devletidir. Öyle konuşup tedirgin etmek... Bir şey daha söyleyeceğim ben bürokrat falan değilim, ben anayasal bir kurumun başkanıyım ve öğretim üyesiyim. Bunun da altını çizerek belirtmek istiyorum.''

Günün Önemli Haberleri