Kemal Derviş'ten şartlı evet
Abone olDerviş, 23-24 Ekim'de yapılacak CHP Kurultayı'nda kendisine görev verilirse şartlı olarak kabul edecek.
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş, 23-24 Ekim tarihlerinde
yapılacak CHP Kurultayı'nda kendisine görev verilmesi durumunda
Parti Meclisi'nde (PM) yer alacağını belirterek, ''Kurultay isterse
görev kabul ederim ama takım halinde tabii, tek başıma değil''
dedi. Derviş, A.A muhabirinin kurultay sürecine ilişkin sorularını
yanıtladı. Derviş, TBMM'de görev yaptığı bir yıllık sürece ilişkin
değerlendirmelerde bulunurken, 8 ay süreyle Avrupa Konvansiyonu
üyeliği yaptığını ve oldukça yoğun, verimli bir çalışma
gerçekleştirdiklerini bildirdi. Bu süreçte üniversitelerde de
çağdaş sosyal demokrasi konulu pek çok konuşma yaptığını anlatan
Kemal Derviş, TBMM'de çok öne çıkmamasının nedenine ilişkin soruya,
''Bütçe konusunda ilgi uyandıran bir konuşma yaptım. Tabii parti
adına, partinin yönetimi var. Ayrıca ben, üniversitelerle, sivil
toplumla birlikte çalışmayı da en az bunun kadar önemsiyorum. İlgi
duyduğum ve sevdiğim bir çalışma ortamında bir sene geçti''
yanıtını verdi. CHP, SORUMLU MUHALEFET YAPTI Derviş, 3 Kasım
seçimlerinin ardından geçen süreçte CHP'ye etkin muhalefet
yapamadığı yönünde eleştiriler yöneltildiğinin anımsatılması
üzerine, ''CHP, sorumlu bir muhalefet yaptı. Bu kurultaydan sonra
daha da etkili olmasını diliyorum'' dedi. Kurultayda hem CHP'ye oy
vermiş hem de CHP'ye oy verebilecek vatandaşları kucaklayan, sosyal
demokrasinin ve demokratik solun bütün akımlarını bir sentez içinde
bütünleştirebilecek bir PM'nin, yönetimin ortaya çıkmasının önemine
dikkati çeken Derviş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ne kadar
kucağımızı açabilirsek, Türkiye'deki potansiyel sosyal demokratları
kendi çatımız altında toplayabilirsek, o kadar başarılı oluruz.
Sanıyorum kurultayın önemli bir işlevi de, hem bu mesajı topluma
vermek hem de parti kurullarını oluştururken çağdaş sosyal demokrat
sentezi simgeleyen isimlerle birlikte bunun toplum tarafından
benimsenmesine de yol açabilmek.'' TAKIM HALİNDE CHP Kurultayı'nda
gündeme gelmesi beklenen tüzük değişikliği konusu ve ''blok liste''
uygulaması konusunda bir değerlendirme yapmayan Derviş, kurultay
sonrasına ilişkin beklentilerini şöyle anlattı: ''Son yıllarda
Türkiye'de demokrasi çok önemli adımlar attı. Bu yolda yürürken,
mutlaka çok güçlü bir sosyal demokrasinin varolması, hem Türkiye,
hem Türk ekonomisi, hem Avrupa bütünleşmesi için çok önemli. Sosyal
demokrasi mücadelesinin bir boyutu siyaset, diğer boyutu sivil
toplumdur. Bu yolda devam edeceğiz'' Derviş, kurultayda PM'de görev
alıp almayacağına ilişkin soru üzerine de, ''Kurultaya bağlı.
Kurultay isterse görev alabilirim ama takım halinde olursa tabii,
tek başıma değil'' dedi. Kemal Derviş, ''Takımdan kastınız nedir?''
sorusuna da ''Takım çalışması çerçevesinde. Gerçekten çağdaş sosyal
demokrat çizgide çalışan arkadaşlarla birlikte iyi şeyler yaparız''
yanıtını verdi. CHP MERKEZDE DEĞİL SOLDA Bir başka soru üzerine,
CHP'nin ''Atatürkçülük ya da sosyal demokrasi tercihi ile karşı
karşıya olmadığını'' kaydeden Kemal Derviş, ''CHP, mutlaka hem
Atatürkçü hem de sosyal demokrat olmalıdır. Bazı aydın çevreler,
'bu ikisi bağdaşmaz, bunda bir sorun var' diyorlar. Ben buna
katılmıyorum. Atatürkçülük ve sosyal demokrasiyi mutlaka çağdaş ve
doğru biçimde tanımlamamız lazım. Doğru tanımlandığında bir çelişki
yok'' diye konuştu. Kemal Derviş, CHP'nin merkezde değil solda bir
parti olduğunu ve her sol partide olduğu gibi merkezdeki
vatandaştan oy istendiğini söyledi. YEREL SEÇİMLERDE İŞBİRLİĞİ
Derviş, yaklaşan yerel seçimlere yönelik bir soruya yanıt verirken
de, mutlaka tüm sosyal demokratların aynı adayları desteklemesinin
çok yararlı olacağını söyledi. İşbirliği için çaba gösterilirken,
CHP'nin aldığı oy oranının göz ardı edilemeyeceğini belirten
Derviş, şunları kaydetti: ''CHP'nin kalkıp da yüzde 1-1.5 oy almış
bir partiyle sanki eşit, eşitler arasında bir görüşme yapıyormuş
gibi davranması beklenemez. İşbirliğinin makul, sağduyulu ve
gerçekçi olması lazım. Masaya oturulurken, yüzde 20 almış bir
partiyle yüzde 1.5 oy almış bir partinin oy oranları gerçeği de göz
önünde bulundurulmalı'' SİYASET PROFESYONELLERİN ELİNDE Derviş,
1980'li yılarda yaşananlar, bölünmelerin ve kişisel çatışmaların
sosyal demokrasiye çok zarar verdiğini ifade etti. Bunların yanı
sıra sadece sol için değil tüm siyaset için geçerli olan bir başka
sorun daha bulunduğunu belirten Derviş, şunları söyledi: ''Bir
diğer sorun, siyasi örgütlerle sivil toplum ve sade vatandaşın
birbirine yeterli ölçüde yakın olmaması. Bugün normal bir vatandaş,
hayatını yaşayan, işi gücü olan. ülkesini seven bir vatandaşın da
partili olabilmesi ve partide söz sahibi olması gerekir diye
düşünüyorum. Kadının yeterli ölçüde siyasette yer alamamasının
nedeni de siyasetin çok fazla profesyonel siyasetçilerin elinde
kalması. CHP, PM'de kadın kotası uyguluyor ama TBMM'ye yansımadı.
Uzun vadede kota olmamalı. Ama geçiş döneminde mutlaka kota
taraftarıyım. Örneğin milletvekili adaylarının yüzde 40'nın kadın
olması gerektiğine inanıyorum. Sade vatandaş siyasete daha rahat
girebilmeli. Örgüt önemlidir ama örgüt sade vatandaşla bütünleşirse
güçlü olabilir, bu gereklidir.''