Kemal Derviş'ten 3 uyarı
Abone olEski Devlet Bakanı Derviş, Merkez Bankası'nın politikalarına destek verdi ve gaza basma polemiğinde tarafını açıkladı.
2001 krizinden Türkiye’yi çıkaran Eski Devlet Bakanı
Kemal Derviş, büyümede gaza basma tartışmaları için ‘mali disiplin
çok önemli’ diyerek Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın mali
istikrar politikasına destek verdiğini söyledi.
konuşan Derviş gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda
bulundu.
- Türkiye’de büyüme konusunda bir fikir ayrılığı var. Bir
grup ‘büyümenin önündeki frenleri kaldıralım gaza basalım’ derken
diğer grup ise ‘hava bulutlu frene basmak lazım’
diyor..
Evet, ‘Arabayı kullanan gaza basmasını bilir’ diye bir demeç oldu
bugün de değil mi? (Gülüyor)
- Sizin görüşünüz ne bu konuda?
Türkiye’de 3 noktayı vurgulamak lazım. Birincisi, mali istikrar ve
maliye politikasının istikrarlı götürülmesi çok önemli. Bu konuda
sayın Babacan’a katılıyorum. Mali istikrar ve maliye politikasının
sorumlulukla devam ettirilmesi çok önemli.
- Siz 2001’de Türkiye’ye geldiğinizde de bu konuya çok önem
vermiştiniz.
Türkiye’deki en önemli yapısal değişikliklerden biri de mali
disiplinin sağlanmasıydı. Ama tek başına yetmiyor tabi bu büyüme
için. Yapısal reformlar sektör bazında büyüme stratejileri. Her iki
sistemin düzenli olması. Kayıt dışının kayıt içine girmesi. Ama
mali istikrar ana koşul. Türkiye bunu sağladı.
10 yıldır sağlamaya devam ediyor. Bazen gevşediği dönemler oldu. Bu
bakımdan çok başarılı. Kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 40’ın
epey altında. 37’lere düşmüş durumda ve düşüyor. Bu, Türkiye’yi
Avrupa’da zorluk çeken ülkelerden çok ayrı bir yere götürüyor.
Dolayısıyla maliye politikası daha esnek olabilir. Madem şu an
büyüme ciddi şekilde yavaşladı, talep düştü. Türkiye; Avrupa’daki,
Amerika’daki, Çin’deki sorunların etkilerini yaşıyor. Maliye
politikası daha rahatlatılabilir mi? En önemli sorun cari açık.
Maliye politikasının alanının geniş olması lazım. Türkiye’de borç
açısından alanı geniş ama cari işlemler açısından geniş değil. Cari
işlemler ciddi açık verirken fazla bir gevşeme daha da büyütebilir
cari açığı. Mali politika çok hassas bir denge tutturmak
durumunda.
- Türk ekonomisi nominal anlamda son 10 yılda yüzde 200’den
fazla büyüdü. Ancak sabit fiyatlarla hesaplandığında kişi başına
düşen milli gelirde sadece yüzde 30’luk bir artış var. Siz dünyada
büyüme konusunda sayılı uzmanlardan birisiniz. Bu rakamlar size ne
söylüyor?
Türkiye hızlı büyüyebiliyor son derece dinamik bir ülke ama krize
de girebiliyor. 2001 krizi çok kötüydü ama ondan önce de çok
krizler olmuştu. 2009’da da Türkiye aslında dünya bunalımından
kısıtlı da olsa kısa bir süre de olsa çok etkilendi.
- ‘Teğet geçti’ yorumuna katılıyor musunuz
peki?
(Gülüyor) Büyüme eksi 4.7 oldu bir yılda. Dolayısıyla ortalamayı
düşürüyor. Bu zor yılların ortaya çıkmasının temel nedeni iç
tasarrufun yetersizliği. Ve son bir söz: İnsanların geleceklerine
güvenmeleri, barış içinde, özgürlük içinde, kardeşlik içinde
yaşayacaklarına inanmaları, demokrasinin düzgün işlemesi, bu
güvenin temel unsurlarından. Buna güvenen insan yatırım yapar,
tasarruf eder. Dolayısıyla ben sadece ekonomiye odaklanıyorum ama
ekonomi içinde siyasal güven ve insanları barıştıran bir siyasi
yapı çok önemli.
2023 HEDEFLERİ TUTAR AMA...
- Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı olan 2023 için
belirlenmiş hedefler var. Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ekonomisi
arasına sokmak. Kişi başına geliri 25 bin dolara çıkarmak. 500
milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmak gibi. Önümüzde 10 yıllık
bir sure var. Türkiye’nin bu 10 yıllık kalkınma planında en önemli
temel politikaları neler olmalı?
Ben gerçekten Türkiye’nin bu hedefleri elde edebileceği
kanısındayım. Birçok koşula bağlı tabi. Birincisi, büyümenin hızlı
devam etmesi ve bu seneki gibi yüzde 3’lerde kalan senelerin az
olması gerekiyor. Büyümenin yüzde 5-7 arasında gerçekleşmesi hem
mümkün hem gerekli. Bu konuda doğru makro politikaların uygulanması
maliye politikasından ödün verilmemesi ama para politikasından
taviz verilmemesi ve kurun yarışmacı olması önemli faktörler.
- Türk lirasının değerinin biraz daha aşağı çekilmesi
gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
Tabi yapay olarak çekmek doğru değil de toplam makro tedbirler
içinde yarışmacı kurun olması çok önemli. Bütün bunların ulusal
tasarrufun artmasına yol açması gerek. Önemli eksiğimiz ulusal
tasarruf oranımızın yüzde 13-14-15’lerde dolaşıyor olması.
Hindistan’da yüzde 35, birçok ülkede yüzde 25. Biz yüzde 15’i ancak
yakalıyoruz. Bunu sihirli bir değnekle değiştirmek mümkün değil.
Doğru makro paketle doğru vergi politikasıyla tasarrufu önemseyen
politikalarla tasarruf oranını 2013 hedeflerini yakalamak için hiç
olmazsa 21-22’lere çıkarmak lazım Türkiye’nin dinamizmi insanların
daha iyi bir yaşama ulaşma isteği, coğrafi konusu, enerji konusunda
güneş ve rüzgara önem vermek gerek Türkiye’de.