Kemal Derviş hükümeti uyardı
Abone olDaha önce "AKP'ye 6 ay tanımak gerekir" diyen Kemal Derviş, sessizliğini bozdu ve "Ekonomi çok ciddi tehlikelerle karşı karşıya" dedi.
Ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı, CHP Milletvekili Kemal Derviş, sessizliğini partili arkadaşlarına dağıttığı raporla bozdu. Derviş, ‘‘Ekonomi çok ciddi tehlikelerle karşı karşıya. Yalanı, sorumsuzluğu, yolsuzluğu sosyal politika veya halkçılık maskesiyle sunma zamanı geçti. İktidar, 2002'de elde edilen kazanımları tehlikeye sokuyor’’ dedi. Eski Devlet Bakanı ve CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş, suskunluğunu CHP milletvekillerine dağıtmak üzere hazırladığı ‘‘Ekonomik Durum’’ raporuyla bozdu. ‘‘Ekonomik gelişmenin bir çok alanda çok ciddi tehlikelerle karşı karşıya’’ bulunduğunu belirten Derviş, hükümetin ekonomik politikalarına ağır eleştirilerde bulundu. AKP Hükümeti'nin ilk dönemlerinde ‘‘Hükümete altı ay zaman tanımak gerekir’’ mesajı veren Derviş, ‘‘Yalanı, sorumsuzluğu, yolsuzluğu sosyal politika veya halkçılık maskesiyle vatandaşa sunma zamanı geçti. iktidarın bu anlayışla çalışması 2002 yılında elde edilen kazanımları tehlikeye sokmak, Türkiye'den hızlı büyümeyi esirgemek anlamına gelir’’ dedi. Kemal Derviş'in ‘‘Yenilenmiş Bilim Platformu’’ çerçevesinde hazırladığı ‘‘Ekonomik Durum Raporu’’nda, 2002 yılında yaşanan ekonomik gelişmeler değerlendirildi ve 2003 yılı için ‘‘önem taşıyan ekonomik politika seçenekleri’’ ele alındı. 2002'nin son verilerine göre ortaya konulan bulgu ve değerlendirmelerin iki olguyu birden ortaya koyduğuna dikkat çekilen raporda, bunlardan birincisinin ekonominin kritik alanların bir çoğunda ekonomik program kapsamında hayata geçirilen önlemler ve yapısal dönüşümler sonucu ciddi iyileşmeler sağlandığı, ikincisinin de söz konusu iyileşmeler ve ekonomik durumun bu aşamada kırılganlığı olduğu belirtildi. Raporda, ‘‘Ekonomik gelişme süreci bir çok alanda ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır’’ denildi. OLMAZSA OLMAZ KOŞUL Raporda, ‘‘olmazsa olmaz’’ koşul olarak gösterilen güvenin pekişmesinin, kamu dengesini koruyan ve bankacılık sektörünü sağlığa kavuşturmaya yönelik politikaların kararlılıkla uygulanmasına bağlı bulunduğu ifade edildi. Raporda şu görüşlere yer verildi: ‘‘Popülizme dönüş, olmayan kaynakları dağıtmak için verilen sözler bu güvenin sonu olur. Sosyal ihtiyaçlara yönelik harcamalar ve çabalar artırılmalıdır. Ancak her harcamanın gerçek kaynağı, her çabanın arkasında ciddi bir hazırlığın olması gerekir. Yalanı, sorumsuzluğu, hatta yolsuzluğu sosyal politika veya halkçılık maskesiyle vatandaşa sunabilme zamanı geçmiştir. Piyasalar buna anında tepki göstermekte ve böylece sorumsuzluğu cezalandırmaktadır. Buna rağmen ne yazık ki kolaycılığı sürekli olarak denemek isteyen sorumluluğu bir türlü kabul etmeyen bir anlayış hala çok yaygındır. İktidarın bu anlayışla çalışması, 2002 yılında elde edilen kazanımları yeniden tehlikeye sokmak ve Türkiye'den hızlı büyümeyi esirgemek anlamına gelir.’’ Enflasyonda yükselişin bedeli ağır olur Ocak ayında toptan eşya fiyatlarında (TEFE) yaşanan yüzde 5.6 oranındaki artışta en önemli etken faktörün kamudaki fiyat artışlarının yüksekliği olduğuna dikkat çekilen Kemal Derviş raporunda, ‘‘Kamuda 2002 yılında yapılması gereken fiyat artışları geçtiğimiz yıl yapılsaydı enflasyon hedefinde sapma gerçekleşmeyecekti. Bu durum bu tür gecikmelerin bedelinin kaçınılmaz olarak ödendiği gerçeğini yansıtıyor’’ denildi. TEFE'de yaşanan artışa rağmen 2003 yılında enflasyonun denetim altında tutulmasının mümkün olduğu vurgulanan raporda, ‘‘Ancak 1-2 ay daha benzeri şekilde yüksek oranların ortaya çıkması durumunda enflasyon tehlikesi ciddi boyutlara varacak ve bu konuda 2002 sonunda olumlu olan beklentiler bozulacaktır. Enflasyonda büyük bedeller ödenerek elde edilen köklü düşüş kaybedilmiş olacaktır’’ görüşü savunuldu. ABD yardımı için Kongre'yi unutmayın Kemal Derviş'in raporunda, Irak Savaşı'yla ilgili olasılıkların önemli ölçüde arttığı hatırlatıldı. Raporda, bölgede ortaya çıkması olası durum sonucu Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı zararların telafisine yönelik yardım paketinin nitelikleri, bileşimi ve bu amacı ne ölçüde karşılayacağının bilinmediğine dikkat çekildi. Raporda, ‘‘Eğer bu paket borç niteliğinde olacaksa bu ancak kısa vadeli bir çözüm oluşturacaktır; bu tür bir paket borç/GSMH oranını düşürmeyeceğinden ve faiz dışı fazla işlevi görmeyeceğinden makroekonomik durumun kırılganlığının aşılmasını sağlayamayacaktır. Paketin içinde önemli ve kullanılabilir nitelikte bir hibe unsuru bulunması durumunda bir rahatlama sağlanacaktır. Bu bağlamda bu tür paketlerin ABD Kongresi'nden geçme gereği de dikkate alınmalıdır’’ denildi. HÜRRİYET