Kemal Derviş açıklaması ABD'den geldi
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son günlerde yine ismi konuşulan Kemal Derviş ile iglili konuştu.
ABD’de temaslarda bulunan CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV’ye açıklamalarda bulundu.
Miray Akdağ Uluç’un sorularını yanıtlayan Kemal
Kılıçdaroğlu, birçok konuda önemli mesajlar verdi.
Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş ile ilgili olarak ABD gezisinin planlanmasında rol aldığını anlattı ve "Kemal Derviş zaten CHP'nin üyesidir" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplar şöyle:
ABD'YE GELMEKTE CHP GEÇ KALDI
“Obama’nın Ulusal
Güvenlik Danışmanı ‘iyi ki geldiniz, neden geç kaldınız?’ dedi, Siz
geç kaldığınızı düşünüyor musunuz?
37 yıl
kısa bir süre değil. Ama artık arkadaşlarımız daha sık gelecek.
Burada bir temsilciliğimiz var artık. Yeri olduğu zaman ben de
geleceğim.
Temsil düzeyinin düşük
olduğu yönünde eleştiriler vardı…
Biraz
kıskançlık olduğunu sanıyorum. Kongrenin daveti üzerine geldim
onlarla görüşüyorum. Buraya gelişim iktidar çevrelerini biraz
rahatsız etmiş.
Amerikan yönetimi
iktidarla ilgili ne düşünüyor?
Tabii bize
iktidarla ilgili bir görüş beyan etmediler, Türkiye'de basın
özgürlüğü, kadın erkek eşitliği, yargı bunlarla ilgili sorular
geldi. Biz de değerlendirmelerimizi kendilerine aktardık.
TÜRKİYE AKP'DEN İBARET DEĞİL
‘Türkiye'nin sadece AK
Parti’den ibaret olmadığını gördüler’ diye bir ifadeniz
oldu.
Bize yine ‘iyi ki geldiniz’ dendi.
Bir düşünce kuruluşunda ‘Türkiye'de sadece AK Parti var’ algısı
olduğunu oysa Türkiye'de çok partili hayat var, demokrasi var.
Biraz daha sık gelmenizi isteriz’ dediler. Biz de ‘umarız devamı
gelir’ dedik.
İran’a gidebileceğiniz
konuşuluyor, tarih netleşti mi? Amerika ile normalleşen
ilişkilerden yola çıkarak bu İran ziyaretini nasıl değerlendirmemiz
gerek? Yahudi lobisiyle de birtakım görüşmeleriniz oldu, Onlar
nasıl değerlendiriyor?
Hem Amerikan hem
İran diplomasisini kutlamak gerekiyor bunu ifade ettim. İran’ın
nükleer silah üretmesi uzun zamandır dünya gündemindeydi, bununla
ilgili adımlar atıldı. Yahudi lobisinin endişesi İran’ın verdiği
sözleri ne kadar yerine getirip getirmeyeceği tartışılıyor. Ama
İran köklü bir devlet. Dolayısıyla bir söz verdiği zaman, verdiği
sözün arkasında durur. ‘İran’ın böyle yumuşaması zaman kazanmaya
yönelik bir çabası mıdır?’ endişesi var. Eğer Cenevre’de bir araya
gelip sorunu çözmeye yönelik bir adım atmışlarsa ve bu dünyada bir
rahatlama yaratmışsa bunu önemli görmek gerekiyor. Davet gelmişse
tarihe bakacağız. Seçim süreci içinde vakit bulup bakacağız, İran’a
da gitmek isterim.
İsrail’e davet
edildiniz mi?
Öyle bir öneri gelmedi.
‘Sadece İsrail’e gitmek ister misiniz?’ diye soruldu. ‘Koşullar
uygun olursa, isteriz’ dedik.
Gazeteciler arasında
partinizin İsrail söyleminin veya Yahudi cemaati ile ilgili
söyleminin burada biraz değiştiğine yönelik bazı algılar
oluştu.
Kürecik’le ilgili
eleştirilerimizde haklıyız. Bir devlet hukukun üstünlüğü kuralları
içinde çalışır. Kürecik’e konulan radar istasyonu NATO’ya ait bir
istasyon değil. NATO’ya ait olmayan bir radar kuracak ve oraya
yabancı askerler gelecekse parlamentodan izin alınması gerekir.
Meclis’e getirmeden böyle bir tesis kurarsanız biz itiraz
ederiz.
BAŞBAKAN MISIR'A, IRAK'A, SURİYE'YE GİDEMEZ
Türkiye'de olumsuz
algının ortadan kaldırılması için sizden aktif bir katkı
istediklerini biliyoruz. Yahudi toplumunun Türkiye'deki olumsuz
algısının ortadan kaldırılması konusunda aktif katkı olarak ne
yapılabilir?
Azınlıklara yönelik olarak…
Türkiye'de onlar bizim ülkemizin yurttaşları. İsrail olarak ele
aldığımızda, bizim Musevilerle olan ilişkimiz tarihi derinliği olan
bir ilişki. İnsanlardan inançlarından dolayı nefret etmek doğru bir
yaklaşım değil. Dış politikaya gelince iki ülkenin çıkarlarını
dengelediğiniz anda iki ülkede yarar görmüş olur. Bir dönem
bölgenin stratejik ortağıydı. İsrail’le aramız bozduk, Suriye ile
bozduk, Irak’la bozduk, Mısır’la bozduk; komşu kalmadı. Dış
politika ülkenin çıkarları üzerine inşa edilir. Bu dış politikadan
Türkiye, işadamları, halklar arasında bir kırılma oluştu; hepsi
zarar gördü. Sayın Başbakan bugün Mısır’a, Irak’a, Suriye’ye
gidemez.
Dershanelerle ilgili
yeni bir açıklama geldi. İki yıl sonrasına ertelenmesi ile ilgili
karar çıktı. Siz de bu sürecin daha uzun bir süreye yayılması
halinde destek verebileceğinizi
söylemiştiniz.
Sürecin uzaması bu süre
içinde hükümetin daha sağlıklı düşünmesine yol açacaktır. Eğitim
sistemini yeniden yapılandırır, dershaneye ihtiyaç olmayacak
şekilde yapılandırılırsa biz buna her zaman ‘evet’ deriz. Tasarı
parlamentoya geldiği zaman göreceğiz ama bu aşamada geri adım atmış
olması bence önemli.
BELGELERİN ARKASI GELİRSE HÜKÜMET İSTİFA ETMELİ
Her gün yayınlanan
birtakım belgeler var. Sizin 28 Şubat benzetmenizde oldu. Bu
belgeler devam ederse ne olacak?
Devam
ederse hükümetin istifa etmesi lazım. Hangi gerekçe ile insanları
fişliyorsunuz? Bu hükümet ‘İnsan haklarına aykırıdır, demokrasiye
aykırıdır, özgürlüklere aykırıdır’ demiyor muydu? Bunların bir
milletvekili vardı; ‘Hep onlar bizi fişliyorlardı, şimdi biz onları
fişliyoruz’ diyordu. Demek ki o milletvekili fişlemelerin
yapıldığını biliyordu. Eğer bu fişlemeleri yasadışı yapmışsa o
siyasi partinin orada olmaması lazım, en azından bakanın oradan
ayrılması lazım. Ama ayrılmaz. Bu hükümetin ahlaki değerleri
erozyona uğramış. Yolsuzluk yapan birinin koltuğu sağlamlaşırsa,
halkına doğruyu söylemeyen bir bakanın koltuğunda oturması
sağlanırsa bu hükümet istifa etmez, ne yaparsanız yapın. Bu da
Türkiye'de siyasete olan güveni sarsacaktır.
Burada Gülen
Cemaati’ne yakın sivil toplum kuruluşuyla kahvaltıda bir araya
geliyorsunuz. Onlara bu söz konusu gerilimle ilgili ne gibi
mesajlar vereceksiniz?
Ne konuşulacak
bilmiyorum. Biz Türkiye'de bir gerilim olmasını istemeyiz. Siyaset
duygularla, kin ve nefretle yapılmaz. Bütün yurttaşları
kucaklayacaksınız. Seçimden sonra balkon konuşması yapıp, ertesi
gün kendisine oy vermeyenleri düşman yapamazsınız. Bunu belki
konuşuruz.
Hükümet ile cemaat
arasındaki gerilimde taraf olmamaya çalıştığınız yönünde bir algı
var.
Taraf değiliz, biz mazlumdan
yanayız. Bize oy verir vermez, düşüncelerimizi paylaşır paylaşmaz o
ayrı ama kim haksızlığa uğruyorsa onun yanında olacaksınız.
Geldiğimiz noktada hükümet zaman zaman karar alırken kişiler
üzerinde ‘haksızlık yaratırım, yaratmam’ bunları hiç düşünmüyor.
Ben karar alırım, uygularım diyor. Ama sonuçta yara alan siyaset
kurumu oluyor.
OBAMA'YA NE ANLATACAKTI?
Bugün konuşmanızda
Başkan Obama’nın Mısır’daki konuşmasından bir alıntı yaptınız. Üstü
kapalı olarak hükümete yönelik bir eleştiriniz vardı. Eğer
Obama’yla yüz yüze görüşmüş olsaydınız, ‘Biz iktidara gelirsek
demokrasi söylemini sürdüreceğiz’ gibi bir ifade kullanır
mıydınız?
Tabii böyle bir konuşma olsaydı
seçimin her şey demek olmadığını ifade ederdik. Demokrasi ve
özgürlüğün bütün toplumların gündeminde olduğunu, Türkiye'de
yurttaşlarında en çok özgürlük ve demokrasi istediklerini ve
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu gerçekleştirmek için çaba
harcayacağımızı söylemek isterdik. Bazı batılı ülkeler Türkiye'deki
demokrasiyi yeterli görüyorlar ama biz yeterli görmüyoruz. Çağdaş
bir demokraside bir yurttaş için öngörülen kurallar ve haklar neyse
onların Türk insanı içinde olması lazım. Biz 1. sınıf bir
demokrasiye layık bir ülkeyiz. Bunun mücadelesini de vereceğiz.
Hükümet tarafından
aday olacak bakanların istifa edeceği belirtildi. Bir geri adım
olarak bunu nitelendiriyor musunuz? Bir de bununla ilgili
Danıştay’a itiraz başvurunuz olacaktı, hala bunu sürdürecek
misiniz?
Ahlaki olarak bakanların istifa
etmeleri yönünde bir karar almaları doğrudur. Danıştay’a artık
gerek yok.
Sabahat Tuncel’den
gelen bir açıklama vardı. ‘CHP’ye kapımız açık’
dedi.
Bir temenniden ibarettir.
Adaylarımızı göstereceğiz ve seçime gireceğiz.
ANKARA VE
İSTANBUL'U ANKETLER
BELİRLEYECEK
Amerikalılarla
yaptığınız görüşmede ‘İstanbul’u alacağız’ dediniz. Neden İstanbul
vurgusu var?
İstanbul aynı zamanda
Türkiye'yi temsil ediyor. İstanbul’da yaşayanlar kendilerini
İstanbullu olarak göstermiyorlar. Elbette almak için çaba
harcayacağız.
Adayınız olabilecek
isimler arasında tek adaylık başvurusu yapmayan isim Mustafa
Sarıgül. Ondan sonra adayınız kendisi mi
olacak?
Bir kamuoyu anketi yapacağız ve
sonuca göre adayımızı belirleyeceğiz.
Gönlünüzden geçen isim
kim?
Halkın seçtiği.. Son sözü parti meclisi
söyleyecek.
Ankara için geçen
isimler var. Hangisini aday olarak
göreceğiz?
Anketlerin daha nasıl sonuç
verdiğini bilmiyorum. Her seçim bölgesi saptadığımız küçük bir
komisyonda her seçim bölgesini bağımsız değerlendiriliyor.
Ankara’da kim olacak, henüz bir karar verilmiş değil.
Seçimden önce bir MYK
değişikli olacak mı?
Hayır.
KEMAL
DERVİŞ ZATEN BİZİM PARTİMİZİN
ÜYESİ
Kemal Derviş’i aktif
olarak tekrar Cumhuriyet Halk Partisi’nde görecek
miyiz?
8-9 Aralık’ta İstanbul’da bir ilki
gerçekleştireceğiz. Dünyanın sayılı iktisatçılarını İstanbul’da
topluyoruz, Türkiye'deki iktisatçılarla bir araya geleceğiz. Hem
dünya hem Türkiye ekonomisini masaya yatıracağız. Toplantıyı Sayın
Kemal Derviş yönetecek. Derviş zaten partilimiz.
Bu ziyaretinizi
organize ederken kendisinin yardımı olduğu doğru
mu?
Kendisi katkı verdi.
KAMER GENÇ'İ YEMEK KOLAY DEĞİLDİR
Muharrem İnce’den
bugün ‘Kamer Genç’i yedirmeyiz’ şeklinde bir açıklama geldi. Siz bu
söylemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kamer
Genç’i yedirmek çok kolay değil.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e bir mektup
yazmanız söz konusu… Anayasa çalışmalarının devam etmesini
isteyeceksiniz. O sırada BDP’den bir mektup ulaştı ve 3 partinin
devam etmesi yönünde bir teklifleri oldu. Bu teklife nasıl
bakıyorsunuz?
O zaman komisyon, Uzlaşma
Komisyonu olmaktan çıkar. Komisyonun özelliği partide grubu olan
partilerin milletvekili sayıları dikkate alınmaksızın eşit sayıda
milletvekili görevlendirmeleri ile oluyor.
KILIÇDAROĞLU ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜR MÜ?
Eğer iktidara
gelirseniz Öcalan’la görüşmeyi sürdürecek misiniz? diye
sordular…
Bizim görüşümüz parlamentoda bu
sorunu çözmek için bir Uzlaşma Komisyonu oluştururuz. Ona paralel
bir Akil Adamlar Heyeti oluşur, Akil Adamlar herkesle görüşür.
Öneriler sorunlar hepsi parlamentoya yansır.
Etem Sarısülük
davasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok
üzüldüm. Yargıç ve savcı için üzüldüm. Türkiye'de adalet böyle bir
tabloyu hak etmiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını yargıyı
hangi noktaya taşıdığını bu fotoğraf çok iyi gösteriyor. Bunlar mı
adalet dağıtacak? Acı bir tablo.