Kemal Derviş ABD'yi eleştirdi
Abone olCHP Milletvekili Kemal Derviş, Fransız medyasına yaptığı açıklamada Türk ekonomisi ve Irak savaşını değerlendirdi.
Kemal Derviş, "Les Echos" gazetesinde, Pierre-Alain Furbury'nin
sorularını cevaplandırdı. Geçen yıl Kasım ayına kadar Türkiye'nin
ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı, bugün ise muhalefet partisinin
milletvekili olan Kemal Derviş, ABD'yi eleştirdi. Kısa sürecek bir
savaşın Türk ekonomisi üzerindeki etkisinin fazla olmayacağını
söyleyen Derviş, "Savaş, Nisan ayı sonunda biterse bedeli 16 milyar
dolardan çok daha düşük olur, zira turistik sezon kurtarılabilir.
Ancak devam ederse durum tamamen değişir ve tüm bölge bunun acısını
çeker" dedi. TBMM'de birinci tezkerenin kabul edilmemesinin
Türkiye'yi ABD'nin yardımından yoksun bırakmasıyla ilgili bir
soruya Kemal Derviş, şu cevabı verdi: "Sorun, hükümetin bu yardımı
alma ümidini beslemiş olmasıdır. Mayıs 2001'de uygulanmaya başlanan
IMF destekli ekonomik programın çok da şart olmadığı yolunda Aralık
ayından beri sinyaller vermeye başlamıştır. Bu tutarlılık eksikliği
faiz oranları anlamında pahalıya mal oldu. Bugün program yine
rayında, 2003 bütçesi 4 ay boyunca kaybolanı yakalamaya çalışıyor.
Ancak meyve vermeye başlayan bir planın uygulanmasını kesiklik
olmadan devam ettirmek daha akıllıca olurdu. Enflasyon 2001'de
yüzde 68 iken 2002'de yüzde 30'a indi. Sıkıntı içinde olan bir
dünya ekonomisinde ihracat reel anlamda yüzde 15 oranında arttı, bu
da ülkenin gücüne işaret etmektedir. Günlük hesap balansı,
neredeyse dengede kaldı ve para yıl boyunca istikrarını korudu.
Gelişmeye gelince, yine de yüzde 7.8'ye ulaştı." Kuzey Irak savaşı
öncesi gelişmeler nedeniyle ABD'yi eleştiren Kemal Derviş, "Dost ve
müttefikimiz olan Amerikalıların anlamadıkları şey, Türkiye'nin
Kuveyt olmadığı. Birkaç eksikliği olsa da Türkiye, güçlü bir
kamuoyuna ve özgürce hareket eden bir Meclis'e sahip demokratik bir
ülkedir. Çünkü Türkler ülkelerinin savaşa girmesini istemiyorlar,
özellikle de BM'nin meşruiyeti olmadan. Türk halkı İspanyollar,
Fransızlar, Almanlar ya da İngilizlerle aynı duyguları
paylaşıyorlar. Bu da zaten Türkiye'nin Avrupa'ya ne kadar yakın
olduğunu gösteriyor" dedi. AK Parti hükümetinin kendisini tatmin
etmediğini belirten Derviş, şu açıklamayı yaptı: "İlk 4 ay beni
tatmin etmedi, mali piyasaları tatmin etmedi, kamuoyunu tatmin
etmedi. Çok fazla tereddütler oldu, dış politika kararlarında
olduğu gibi ekonomik işlerin yürütülmesinde de fazla git-gel oldu.
Türkiye, şu anda tarihinin bir dönüm noktasında. Bu özellikle
Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz için geçerli. Avrupa'nın kendi
içinde yaşadığı zorluklara rağmen biz de Avrupa süreci içindeki
yerimizi almalıyız. AKP büyük bir şansa sahip: Kesin bir halk
desteği ile 1990'li yıllar boyunca birbirini takip eden
koalisyonların sakıncalarından kaçmasını sağlayan bir mutlak
çoğunluğa sahip. Hükümetin bundan yararlanmasını bileceğini ümit
ediyorum. Yeni bir parti için, büyük bir iktidar deneyimine sahip
olmayan kişiler için 4 ay çok büyük bir süre değil. Umarım çabuk
öğrenirler. Görevleri ağır. Ancak beklentiler o kadar çok ki
yanılgıya hakları yok. Özellikle, gençlere mutlaka istihdam
yaratmak gerekiyor. Güçlü bir mali politika izlemek gerekir ve
özellikle yapısal reformlar konusunda atılımda bulunmak gerekir.
Bir antibiyotik kürü tedavinin tam ortasında bırakılmamalı, tedavi
tamamen iyileşene kadar sürdürülmelidir. Ancak iflas etmiş bir
devletten bahsetmek abartılı olur. Türkiye 2001'de bulunduğu feci
durumda değil." Türk siyasetinde ordunun rolünün abartıldığını
ifade eden Derviş, "Irak kriziyle sivil iktidar ilgilendi, pek de
iyi bir şekilde değil ama. Ordu ise biraz kenarda durdu" diye
konuştu.