Kemal Derviş 57. hükümeti anlattı
Abone olKemal Derviş Türkiye'nin iflasın eşiğine geldiği bir dönemde göreve geldiğini açıklarken ilginç tesbitte bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş ise uzun süreden bu yana
ilk kez Genel Kurul kürsüsüne çıktı ve son 15 yılda Türkiye'nin
büyümesinin çok yetersiz kaldığını söyledi. 2 yıl önce 23 Mart
tarihinde Devlet Bakanlığı'na geldiğini Şubat sonunda Hazine
faizlerinin yüzde 1000'in üzerine çıktığını ifade eden Derviş, son
krizlere ve krizlerden nasıl çıkıldığına değinerek, "Sanıyorum
hepimizin öncelikli görevi el ele verip ülkemizin bir daha böyle
bir duruma düşmesini önlemektir. Hep birlikte mücadele ettik.
Millet olarak çaba gösterdik. Ağır bedeller ödedik. Türkiye'yi
uçurumdan koruduk" dedi. 2001 yılında yüzde 97'ye kadar çıkmış olan
kamu borcunun milli gelire oranının 2002'nin sonunda yüzde 81'e
kadar düştüğünü belirten Derviş, bunun çok önemli bir düşüş
olduğunu vurguladı. "Bu oran çok önemli. Bu oranın her yıl 5-6 puan
düşmesi gerekiyor" diyen Derviş, Türkiye'nin ancak bu şekilde
orcunu azaltıp büyüyebileceğini ve istihdam sağlayabileceğini ve bu
şekilde uluslararası ilişkilerde güçlü olacağını ifade etti.
"ENFLASYON HEDEFİNİ TUTTURMAK GÜÇ OLACAK" 2003 yılında 2002 yılı
başarısının tersine enflasyon hedefinin tutmasının 'son derece zor
olacağını' söyleyen Derviş, hükümetin bu yönde seçtiği hedefin de
gerçekçi olmadığının altını çizdi. Derviş, "Hedefleri gerçekçi
seçip ondan sonra yerine getirmekte yarar var. Onun için benim
görüşüm her zaman gerçekçi bir hedef seçelim iddialı olsun ama çok
da iddialı olmasın. 2003 için hata yapılmış. TEFE'de yüzde 17,
TÜFE'de yüzde 20'yi tutturmak son derece güç olacaktır. Maalesef
yılbaşında bu hedef tutmadı demek durumunda kalma tehlikemiz var.
bunu üzülerek belirtiliyorum. Diğer konularda bari bunu yapmayalım"
dedi. "KENDİ AYAKLARIMIZ ÜZERİNDE DURALIM" Faiz ve borç yükünün
bitirilmeden Türkiye'nin büyüyemeyeceğini, faizlerin düşmesi için
de olmazsa olmazın güven unsuru olduğunu kaydetti. Derviş
konuşmasında şu ifadelere yer verdi. "Borç yükünü azaltmamız için
yüzde 6.5'luk faiz dışı fazlayı gerçekleştirmek zorundayız. Dönemin
hükümetinin AK Parti Hükümeti'nin bazı bakanları '6.5'u tutturmasak
da olur' söylemine girdiler. Sanıyorum bu piyasalara güven vermedi.
Tam ne oldu bilemiyorum. Fakat benim tahminim Irak ile ilgili çok
önemli bir Amerikan yardımının gelebileceğini düşünerek o yardım
sayesinde maliye politikasını gevşetebiliriz, 6.5, yerine başka 5
veya 4.5'luk faiz dışı fazla yeter diye düşünmüş olabilir bazı
arkadaşlar. Bu konuda sanıyorum çok dikkatli olmak lazım. Özellikle
ikili ilişkiler çerçevesinde herhangi bir yabancı ülkeden Amerika
olsun Almanya olsun Japonya olsun bir ilkili ilişki içinde hibeye
güvenerek hareket etmek dış politikayı ve bütün bağımsız
çıkarlarımızın desteğinde olması gereken bütün politikamızı her
zaman tehlikeye sokar. Benim tavsiyem hiçbir zaman ikili hibeye
güvenmemektir. Kendi ayağımız üzerinde duralım. Biraz zorlanalım.
Ama ikili ilişkiler içinde bir hibe arayışında bulunmayalım. Bugün
AK Parti 6.5'luk faiz dışı fazlanın gerekli ve yararlı bir hedef
olduğunu kabul etmiştir ve bu kararlılıkta ekenomi yönetimini
desteklemek ekonomiden anlayan her arkadaşımızın görevidir. Yüzde
6'nın üstünde bir faiz dışı gerçeklmeşmek zordur. Zor olmaya devam
edecektir. Ama yüzde 6.5'un üzerinde bir istek gelebilir. 6.5 son
noktadır. Bence 6.5'un üzerine gidemeyiz. Öyle 7-7.5-8 gibi faiz
dışı fazlayı ülkenin kaldıracak gücü yoktur. Onun da bilincinde
olalım". "BIÇAK KEMİĞE DAYANDI SOSYAL PATLAMAYA DİKKAT" Derviş,
6.5'luk faiz dışı fazlanın gerçekleşebilmesi için tek yolun her
alanda yapısal reformların gerçekleşmesi gerekliliğine işaret etti.
Bazı reformların ve özellikle bankacılık ile ilgili reformların
gerçekleştirildiğini kaydeden Derviş, güclü bir Merkez Bankası'nın
bulunduğunu bunun da bütün olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye'yi
koruduğunu belirtti. Derviş, "Bugün Türkiye'nin önündeki en büyük
sorun borcun sürdürülebilirliği değil, o da bir sorun ama bence en
büyük sorun sosyal sürdürülebilirliktir. Bıçak kemiğe dayanmıştır.
Türkiye'yi sosyal patlamadan hepimizin el ele verip korumamız
lazım. Maliye politikasında barışı artık ek vergilerle veya zaten
yetersiz olan sosyal harcamaları kısarak sağlanamaz" dedi.