Kemal Buurkay PYD için ne dedi?
Abone olHak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Kemal Burkay, PYD lideri Müslim'in Türkiye'de temaslarda bulunmasını olumlu buldu.
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK - PAR) Genel Başkanı Kemal
Burkay, Suriye'nin kuzeyinde denetimi elinde tutan PYD'nin lideri
Salih Müslim'in Türkiye'ye gelmesi ve çeşitli temaslarda
bulunmasını olumlu karşıladı.
Görüşmelerin daha önce de kamuoyuna duyurulmadan yapıldığını
dikkat çeken Burkay, Suriye'de mevcut yönetimin gitmesinden yana
olduklarını belirterek, "Bir demokratik sistemden yanayız. Türkiye,
güneyinde demokratik bir ülke görmek istiyorsa, herkesin hakkını
alacağı demokratik bir rejimi desteklemelidir." dedi.
Kemal Burkay, partisin genel merkezinden yaptığı basın
toplantısında, yeni anayasa yapımı, çözüm süreci ve gündeme ilişkin
gelişmeleri değerlendirdi. Burkay, silahları bırakması beklenen ve
çözüm sürecinde taraf gibi davranan PKK'nın, DTK-BDP'nin barışa ve
Kürt sorununun çözümüne ilişkin projelerinin net olmadığını, bu
kesimin kamuoyuna derli toplu bir çözüm projesi sunmadığını
söyledi. Kürt sorununun terör örgütü PKK ile ortaya çıkmadığını,
PKK'nın silahları toptan bıraksa, ortadan kalksa bile bu sorunun
devam edeceğinin altını çizen Burkay, dünyanın değişik
bölgelerindeki sorunların çözümleri nasıl gerçekleştiyse bu sorunun
da öyle çözüleceğini savundu.
YA BÖLÜNME YA FEDERAL YAPI
Çözümün kendilerine göre; Kürt halkının ayrılması ve kendi
devletini kurması veya Türkiye'de Türk halkı ile federal biçimde
bir arada yaşaması olduğunu ileri süren Burkay, "Biz HAK-PAR olarak
ikincisini tercih ediyoruz ve böyle bir çözümü ülke ve bölge
koşullarına uygun ve gerçekçi buluyoruz. Kürt halkının ezici
çoğunluğunun da bunu tercih edeceği kanısındayız. Kürt halkı
nüfusunun çoğunluğunu oluşturduğu coğrafyada, Tarihi ve bugünkü
adıyla Kürdistan'da fedaral bir statü edinmeli, serbest seçimlerle
yerel yönetimini oluşturmalıdır. Kürtçe Türkçe'nin yanı sına
ülkenin ikinci resmi dili olmalı, kamu alanı ve eğitim dahil
hayatın her alanında kullanılmalıdır. Nüfusu ve yaşadığı geniş
coğrafya olarak, Türklerin yanı sıra ülkedeki ikinci büyük ulusal
grup olarak Kürt halkının ulusal kimliği anayasada yer almalıdır.
Yeni anayasanın gerçekten demokratik bir anayasa olması kürt
sorununun çözümüne zemin hazırlaması buna bağlıdır." diye
konuştu.
İktidar partisinin, ne kürt sorununun çözümüne ne de anayasaya
ilişkin köklü, kapsamlı bir projesi olmadığını kaydeden Kemal
Burkay, CHP'nin, hükümetin mevcut sistemle, yüz yıllık paradigma
ile çelişen bazı sınırlı, palyatif adımlarını bile ihanet
saydığını, MHP'nin de her türlü değişim ve dönüşüme karşı
statükonun yılmaz bekçisi olduğunu söyledi.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun bugüne kadar uzlaşmaya vardığı 48
maddenin parlamentodan geçirilmesinin yeni anayasa problemini ve
temel sorunları çözemeyeceğini ifade eden Burkay, "Oysa Türkiye'nin
köklü bir değişime, çağdaş bir demokrasiye, bunun için de baştan
sona yeni anayasaya ihtiyacı var." dedi.
"ÖZERKLİKTEN KORKMAMAK LAZIM"
Burkay, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını
cevapladı. Bir gazetecinin, Türkiye'nin PYD temsilcisi Salih Müslim
ile yaptığı görüşmeyi sorması üzerine Burkay, şunları söyledi: "Bu
görüşmeyi olumlu buluyorum. Devletin yetkili birimleri daha önceden
görüşmüşlerdi. PYD'nin de Türkiye ile diyalogunu olumlu buluyoruz.
Amaç ne? Medyaya yansıyan bilgilere göre, Türkiye şunu istemiş
PYD'den: Esat rejimi ile ilişkilerinizi kesin, özerklik ilan
etmeyin ve muhalefete entegre olun. Esat rejimi ile ilişkilerini
kesmeyi biz de olumlu buluyoruz. Bu zaten eleştiriyorduk.
Muhalefetle entegre olmak nedir? Birlik olmak lazım.Oradaki Kürt
hareketi bunu sağlayamadıysa, muhalefetinde bölgedeki Kürtlere
yönelik müspet bir programa sahip olmamasından ileri gelmekteydi.
Kürtlerin talepleri var. Kendi kendilerini yönetmek istiyorlar.
Özerklik veya federal yönetim isteyebilirler. Öte yandan,
özerklikten korkmamak lazım. Biz, mevcut yönetimin gitmesinden
yanayız ama gelecek yönetimin de demokratik olmasını isteriz. Sırf
bu yönetimin gelmesi diğerinin gitmesi ile sorun çözülmüyor.
Demokratik bir Suriye'den yanayız. Silahlar sussun. Barış masasında
herkes bir araya gelsinler. Bir demokratik sistemden yanayız.
Güneyinde demokratik bir ülke görmek istiyorsa Türkiye bence
herkesin haklarını alacağı böyle bir demokratik bir rejimi
desteklemelidir, Türkiye. "
"ULUDERE PROVOKASYONDU, HÜKÜMET KRİZİ
YÖNETEMEDİ"
Sorular üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Uludere'de
hayatını kaybedenlerin yakınları ile bir araya gelmesini
değerlendiren Kemal Burkay şöyle konuştu: "Bu görüşme olumludur.
Roboski'de jetlerin bombalaması ile ilgili emri kendisinin
vermediğini ve olayla ilgisi olmadığını söyledi. Başbakanın böyle
bir emir vermesi, zaten büyük bir sorumluluktur. Katliam olmuştur.
Hükümet bu işin üzerine gitmeliydi ama, yapmadı. Sorumlular kimdi?
Kim yaptı bu saldırıyı? Oradaki insanların kaçakçı olduğu
biliniyordu. Bu olayın hemen ertesinde, provokasyon olduğunu
söylemiştim. Aynı şekilde, hükümeti sıkıştırmayı amaçlayan bir
provokasyon olduğunu söylemiştim. Bence hükümet krizi iyi
yönetemedi ve bu yüzden de zor duruma düştü. Yakınlarını kaybeden
köylüler, bunların aydınlatılmasını istiyor."
"ERBİL'DEKİ KÜRT KONGRESİNDEN ÇOK ŞEY BEKLENİRSE KÜRTLER
BAKIMINDAN DÜŞ KIRIKLIĞI OLABİLİR"
Erbil'de yapılacak Kürt kongresini nasıl değerlendirdiği sorulması
üzerine Burkay, bu kongreyi de olumlu bulduğunu dile getirdi.
Çeşitli ülkelerdeki Kürtlerin bir araya gelip ortak bir ses çıkarma
çabasının 1970'li yıllardan bu yana devam ettiğini bilgisini veren
Burkay, kendisinin de böyle bir çalışma içinde bulunduğunu ama
bunun mümkün olmadığını dile getirdi. Kongrede görüş alış verişi ve
ortak noktalarda ses çıkarılmanın amaçlandığını kaydeden Burkay,
"Bu kongreden çok fazla şey beklenirse, Kürtler bakımından bu düş
kırıklığı olabilir. Bundan korkmak için de bir neden yok. Bölgenin
gerçeği bu. Şu an gördüğümüz kadarı ile Türkiye de bundan tedirgin
değil. Kürt tarafından sağduyulu, barışçıl bir sesin yükselmesi
herhalde Türkiye'nin de isteyeceği bir şey. Çözüm sürecinden sonra
gelmesi de bu sürecin etki olarak düşünüyorum." şeklinde
konuştu.
"KÜRTLER VE SOL SİLAHA YÖNELDİĞİ ZAMAN
KAYBETTİ"
HAK - PAR Genel Başkanı Kemal Burkay, demokrasinin sandıktan ibaret
olmadığını vurguladı. Demokrasinin bir çok ilkesi olduğunu kaydeden
Burkay, şöyle devam etti: " Demokrasi yurttaşların sandığa gidip
yatmaları değil. Hükümetin ben yaptım oldu, anlayışı değil. Aldığı
yetkiler ve yasalarla toplumu yönetir. Bu yasalarda yetersizdir.
Uluslar arası hukuk var. Onun için diyoruz, Türkiye yeni bir
anayasa yapmalıdır. Türkiye'de ölesiye bir diktatörlük yok. Eskiden
sol partiler yasaktı. Her şeye rağmen 60'lı yıllarda demokratik
ortam vardı ve daha iyiydi. İllegaliteden daha iyiydi. Silah
kullanmaktan daha iyiydi. Çünkü sol ve Kürt hareketi, silaha
yöneldiği zaman kaybetti. Kürdistan Sosyalist Partisi'ni kurduk,
ama Kürtlerin örgütlenmesi mümkün değildi, o dönemde. Hiç bir şey
söylemezdiniz. Şimdi durum öyle değil ki. Çok şey değişti. Sol bir
değişim yaşadı. Kürtler her ne kadar kendi adları ile parti
kuramasalar da partileri kapatılmıyor. BDP özerklik istiyor, biz
federal yönetim istiyoruz. Türkiye'de demokrasiyi ilerletmek için
çalışırız."