Kelliğe karşı inanılmaz öneriler
Abone olKellik derdine düşenler isteyenler yılana sarıldı. Şaka değil gerçekten.. Halk arasında öyle inanışlar var ki
Kelliğe karşı ''yılan yağı'' ile istenmeyen tüylere karşı
''karınca yumurtası yağı'' kullanılmasının hiçbir bilimsel
geçerliliğinin olmadığı açıklandı..
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Ekrem Aktaş, tıbbi ilaçların
geliştirilmesinin uzun yıllar aldığını ve çeşitli testlerden
geçtikten, binlerce kişi üzerinde denendikten sonra piyasaya
sürüldüğünü söyledi.
Piyasada çeşitli isimler altında satılan ve hiçbir bilimsel
geçerliliği olmayan ilaçlara itibar edilmemesi gerektiğini
vurgulayan Prof. Dr. Aktaş, şöyle devam etti:
''Halk arasında kelliğe karşı kullanılan yılan yağı ile istenmeyen
tüylere karşı kullanılan karınca yumurtası yağının hiçbir bilimsel
geçerliliği yoktur. Bu tür tedaviler tıpta incelenmeden,
araştırılmadan, binlerce kişi üzerinde denenerek
değerlendirilmeden, 'ben sürdüm iyi geldi, komşudan aldım iyi
geldi, amcam kullandı, dayım kullandı iyi geldi' gibi söylemlerle
insanları kandırmak doğru değildir. Uydurma, ebelerimizden,
dedelerimizden kalma, bilimsel geçerliliği olmayan tedavilerle
insanların kandırılması çok yanlış ve üzücüdür. Bunlar memleketi
gerileten sistemlerdir. Millet aya giderken biz karınca
yumurtasıyla yılan yağıyla uğraşmamalıyız.''
''ŞİFALI BİTKİLERE'' DE DİKKAT
Prof. Dr. Aktaş, halk arasında şifalı olarak bilinen bazı
bitkilerin de çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini
belirterek, bu tür bitkilerin kullanımına da çok dikkat edilmesi
gerektiğini ifade etti.
Kendilerine ''koca karı'' ilaçlarının verdiği zararlar nedeniyle
başvuran hastalar olduğunu bildiren Prof. Dr. Aktaş, şu bilgileri
verdi:
''Örneğin bir hasta dizindeki ağrıya karşı bir ot kullanmış. Bu ot
bacak derisini yakarak kemik ve tendonları görünür hale getirmiş.
Hasta 'Aman doktor bey dizimin ağrısından vazgeçtim benim yaramı
iyileştir, perişan oldum' diyor. Hipokrat 'önce zarar verme' diyor.
Önce hastaya zarar vermeyeceksin. Çoğu hastalık kendi kendine
iyileşir ya da belirli bir şiddette devam eder. Hastasına zarar
vermeyen doktor büyük doktordur, ama faydalı olan doktor daha büyük
doktordur. Büyük doktor olmak istiyorsan önce zarar verme, faydalı
olmaya çalış. Verdiğin bir maddenin iyi geldiğinİ sanıyorsun, ama
bakalım iç organlara ne kadar zarar veriyorsun? Bağırsaklarını,
karaciğerini, böbreğini acaba harap ediyor musun? Bunu biliyor
musun? Bunun incelenmesi lazım. Bu tür şeyleri televizyon
reklamlarında da görüyorum.''