Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
7 Haziran gecesinden bu yana ne yazmışım diye yazı arşivime
girip şöyle bir göz attım.
İzin verirseniz 7 Haziran'dan sonraki üç gün ne yazdığımı kısacık
bölümler halinde sizinle paylaşacağım. Sonra 1 Kasım seçimlerini
özetleyemeye çalışacağım.
8 Haziran:
"Bu ülkede AK Parti'nin yanında olmadığı hiç bir parti, iktidar olamaz. Bırakın iktidar olmayı, koalisyon bile kuramaz! AK Parti de liderine, değerlerine ve seçmenlerine aylardır küfür ve hakaret eden partilerle bir koalisyonda yer alacak kadar ilkesiz ve omurgasız bir parti değil!
Özetle "Yeni Türkiye" yolunda "ikinci yarı", asıl şimdi başlıyor!
Size alaycı bakışlar atıp gülenlerin suratlarındaki o pis
sırıtışı silmek hepinizin namus borcu olsun! Toparlarının ve erken
seçime hazırlanın!"
9 Haziran:
"Altını kalın çizgilerle çizerek söylüyorum. Seçmen yapılan bu
hatalara rağmen AK Parti'ye sadece "Sarı Kart" gösterdi. Bu hatalar
devam ederse siyaset oyunundan ihracı gerektiren "Kırmızı Kart"ın
gelmesi kaçınılmaz.
Seçmen AK Parti'ye, "Yine gel, yeniden gel ama, yenilen gel"
diyor duymuyor musunuz? Uzatılacak bir el ve yapılan hatalardan
kısa vadede dönüş partiye gönül verenlerin koşaradım geri gelmesine
yeter de artar bile... "Beraber yürüdük biz bu yollarda" denilen
insanlar kayıp. Onların bulunması yeniden dirilişin anahtarı
olacak..."
10 Haziran:
"Size bütün değerlerim üzerine yemin ederim ki AK Parti'ye oy vermediği için yüreği tutuşan binlerce insanın kahır satırlarını okumaktan yoruldum. "Tepkimiz vardı ama iktidardan düşeceğine asla ihtimal vermiyorduk. Bugün seçim olsa bu hatanın kefaretini öderiz" diyenlerin haddi hesabı yok.
Gelen mesajlardan ortaya çıkan bir başka gerçek de şu ki AK Parti seçmeni bedeli ne olursa olsun herhangi bir partiyle koalisyona gidilmesine asla razı değil.
"Haklı bir davada yalnız kalmak veyahut yok olmak, aşağılık
ilişkiler içinde olanların ortağı olmaktan çok daha onurludur"
Yurdun dört bir yanından gelen bu mesaja kulak verin!"
Geride bıraktığımız 5 aylık süreçte AK Parti'nin yapması ve
yapmaması gerekenleri de peyderpey dile getirip her fırsatta,
"Yeni bir destan yazmak hiç zor değil" demeye
çalıştım gücüm ölçüsünde...
O yazının devamını arşivden bulup okursanız AK Parti'nin zafere
adım adım yürüdüğüne tüm yüreğimle inandığımı belirterek noktayı
koymuştum.
Bugün günlerden 2 Kasım.
Allah'a sonsuz şükürler olsun ki 5 aylık süreçte yazdıklarımdan
dolayı şu an birilerinin alay konusu olmuyor, "Ne yapayım,
tahminim tutmadı işte!" diye savunma yapmıyorum.
7 Haziran gecesi davası zarar gördüğü için ağlayanları, 1 Kasım
gecesinde sevinçten ağlatan Allah'a binlerce kez hamdolsun.
"Hak davasında yenilgi yoktur, imtihan vardır. Bu imtihanı
geçmek bizim namus borcumuz olsun" demiştik.
7 Haziran gecesi Filistin'den, Mısır'dan, Arakan'dan, Somali'den,
Suriye'den, Doğu Türkistan'dan hıçkırıklar yükselmişti. 1 Kasım
gecesi aynı yerlerden "Allah-u Ekber" nidaları
arşa yükseliyorsa bu imtihan başarıyla verilmiştir.
Yani ilk sınav verilmiş, ikinci yarı için serüven başlamıştır.
İkinci yarıda neler yapılması gerektiğini de yarın bu saatlerde
konuşalım.
DEMİRTAŞ, BAHÇELİ, KILIÇDAROĞLU VE SÖZCÜ
Gelelim muhalefet partisinin liderlerine... "Hepsi başarısızlıktan
başarı hikayesi çıkarmak için yarıştı" desek yalan olmaz.
Demirtaş yüzde 13'ten yüzde 11'e gerilemesini hem zafer olarak ilan
etti, hem de "Biz kampanya dahi yapmadık. Buna rağmen zafer
kazandık. Önümüzdeki günlerde parti kurullarımızı toplayıp nerede
hata yaptık, araştıracağız" dedi! Zafer kazanmış ama
kurulları toplayıp hatayı nerede yapmışlar araştıracak!
Sağ kroşe fena etki etmiş ki kampanyanın hasını Diyarbakır, Suruç
ve Ankara'da yaptığını unutmuş. 3 partinin ve merkez medyanının
kendisini sınırsız desteklediğini de unutmuş olmalı..
Kılıçdaroğlu da başarılı olduğunu iddia edenlerden biriydi. Ekrana
çıktı, yine baş parmağıyla işaret parmağını birleştirip o tuhaf
işareti yaptı ve meşhur sol kaşını yukarı kaldırıp
"Demokrasiyi bu ülkeye biz getirdik arkadaşlar. 7
Haziran'dan bugüne kadar 400 insan öldü. Sorumluluğumuz
arttı!" dedi. Ardından da istifa etmeyeceğini açıklayıp
çekip gitti. "O 400 kişi ölmese ve bize oy verse şimdi
iktidardaydık" demek istedi herhalde...
Bahçeli'nin hali ise Polyanna'da bile yok vallahi!
Ne kendisi ekrana çıktı, ne bir başkasını çıkarttı. Çok sevdiği
Emsalettin bey bile ortalıkta yoktu! Ekrana çıkmadı ama bunun
yerine yazılı açıklama yaptı.
AK Parti'yi ve seçmenini iğrenç sözlerle aşağıladığı açıklamasının
sonunda, "Biz barajı aştık" diyerek istifa
etmeyeceğini duyurdu. Açıklamaya yansıyan ruh halinden anladığım,
baraj altında kalsaydı bile kesin başarı olarak açıklardı.
MHP'li arkadaşlara tavsiyem, Bahçeli'nin çay içmesinin önüne geçin.
Olmadı azaltmasına yardımcı olun.
Yan etki yapıyor besbelli!
3 partinin durumunu ve açıklamalırını da yarınki yazıda enine boyuna tartışacağız inşallah...