KCK'dan şok Cizre iddiası
Abone olKCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Cizre'de yaşanan çatışmalarla ilgili olay yaratacak iddialarda bulundu.
İNTERNETHABER.COM - Şırnak’ın
Cizre ilçesi savaş alanına çeviren PKK ile HÜDA-PAR üyeleri
arasındaki 3 kişinin öldüğü çatışmalarla ilgili KCK AK Parti'yi
suçladı.
'Hüseyin Ali' mahlasıyla Özgür Gündem’de yazan KCK
Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, olay yaratacak iddialarda
bulundu.
Mustafa Karasu, son dönemde PKK ile Hüda-Par arasında yaşanan çatışmalar hakkında, “Hüda-Par’ın kullanılması ve Özgürlük Hareketi’nin önüne çıkarılması Milli Güvenlik Kurulu’nda kararlaştırılmıştır. Ya da Milli Güvenlik Kurulu içindeki çekirdek yapıyla bu saldırılar planlanmıştır. Dolayısıyla bu saldırı planının baş sorumlusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır” dedi.
Cizre’deki olayların "Hüda-Par yanlılarının polis ve asker himayesinde Kürt yurtseverlerine saldırması" olduğunu öne süren Mustafa Karasu, "Cizre’deki olaylar ne iki taraflı çatışmadır, ne de bilinmez güçlerin provokasyonudur. Cizre’deki olaylar, devlet ve AKP hükümetinin Hüda-Par denilen kesimleri Kürt halkına ve gençlerine saldırtmasıdır. Bunun dışındaki tüm tespit ve değerlendirmeler yanlıştır, suçluların görülmesini önleyen bir ele alıştır" iddiasında bulundu.
Mustafa Karasu'nun bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:
MGK'DA PLANLANDI
İDDİASI
Eğer bir provokasyon varsa o da AKP hükümetinin provokasyonudur.
Kürt Özgürlük Hareketi’nin çözümü dayatması ve müzakereyi
gündemleştirmesini boşa çıkarmak, seçime kadar oyalamak ve seçimden
sonra saldırıyı arttırmak planlanmıştır. Hüda-Par’ın kullanılması
da bu planlama içinde vardır. Hatta Hüda-Par’ın kullanılması ve
Özgürlük Hareketi’nin önüne çıkarılması Milli Güvenlik Kurulu’nda
kararlaştırılmıştır. Ya da Milli Güvenlik Kurulu içindeki çekirdek
yapıyla bu saldırılar planlanmıştır. Dolayısıyla bu saldırı
planının baş sorumlusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır.
Ancak Hüda-Par’ın saldırıları bilinçli olarak iki taraflı bir
çatışmaymış gibi gösterilmektedir. Halbuki AKP’nin zihniyeti,
politikası ve Hüda-Par çevresinin söylem ve tutumu iyi takip
edilirse ortada AKP- Hüda-Par yapımı bir saldırı ve provokasyon
olduğu görülür. Bir provokasyon yapılıyor, bu da Kürt Halk Önderi
ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin çözümü dayatmasına karşıdır.
Saldırılar da çözümü olmayanların çözümden kaçınmak için yaptığı
provokatif saldırılardır.
YENİ SALDIRILARA ZEMİN HAZIRLANIYOR
İDDİASI
Kürt halkı da Kürdistan’ın ve Türkiye’nin tüm demokrasi güçleri de
Kürt halkı ve Türkiye’nin demokrasi güçlerine yeni bir saldırı
planı ve kampanyası planlandığını ve yürütüldüğünü görmelidir.
Demokrasi güçleri ve Kürt halkı sinmediği ve çözümü dayatmaktan
vazgeçmediği müddetçe bu saldırılar sürecektir. Ya hayduda teslim
olunacaktır ya da haydudun saldırılarına maruz kalınacaktır! Olayı
böyle ele almayanlar kültürel soykırımcı güçler karşısında teslim
alma politikasını ve soykırımcı sistemin kendi pozisyonunu
güçlendirmesini kabul etmiş olacaklardır.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç, Yalçın Akdoğan “Hüda-Par
saldırıya uğramıştır” diyerek yeni saldırılara zemin
hazırlamaktadırlar. Açıkça Hüda-Par yanında yer almaktadırlar.
Hüda-Par’ı Kürt Özgürlük Hareketi’ni geriletme enstrümanı olarak
kullanmak istemektedirler. Tüm açıklamalar ve yaklaşımlar bunu
göstermektedir. Bunu anlamamak, gerçeklere gözünü kapatmak ve
kendini kandırmaktır. Kürt Özgürlük Hareketi’ni zayıflatmak için
bir tane gerilla komutanının içinde olduğu düşünülen kaçakçı
konvoyunun vurularak 34 gencin öldürülmesi, Türk devletinin
karakterini ortaya koymaktadır. Roboski’yi yapma zihniyeti
olanların Kürt Özgürlük Hareketi’ni zayıflatmak için bu tür
komplolara rahatlıkla girişeceği açıktır.
ÇÖZÜM POLİTİKASI YOK
Hükümet yetkililerinin “Çözüm için bir gelişme olduğunda bu tür
olaylar oluyor” demesi de kendi yüzlerini gizlemeye yöneliktir.
Aslında bu söylemlerle bu olaydaki rollerini ele veriyorlar. Çünkü
çözüm politikası olmayanlar en başta da kendileridir. Bu tür
söylemlerle kendi suçlarını hem başkalarına yıkmış oluyorlar hem de
çözüm için adım atmamalarına gerekçe yaratmaya çalışıyorlar. Eğer
hükümet yetkililerinin söylemi iyi analiz edilirse gerçekliğin bu
olduğu daha iyi anlaşılacaktır.