KCK'dan silah bırakma iddiasına yalanlama
Abone olKCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, baharda silah bırakacaklarına dair haberlerin seçim propagandası olduğunu belirterek, iddiayı yalanladı.
İNTERNETHABER.COM - 'Hüseyin
Ali' mahlasıyla Özgür Gündem’de yazan KCK Yürütme Konseyi Üyesi
Mustafa Karasu, gündeme bomba gibi düşecek açıklamalar
yaptı.
"AKP iktidarının şefi olan Tayyip Erdoğan’ın
konuşmaları ortadadır. Bu zihniyette olan AKP iktidarında sorun
çözülemez. Böyle bir iktidar ortamında savaş bir 30 yıl daha
sürer" diyen Mustafa Karasu, silah bırakacaklarına
dair iddiaları ise, seçim propagandası olarak
niteledi:
-Baharda silahlı mücadele bırakılacak, silahlı güçler Türkiye’yi terk edecek haberleri akla yine bir seçim taktiğini getiriyor. Seçimden önce AKP hükümeti gerillayı Türkiye’den çıkartacak ve silahlı mücadeleyi sonlandıracak güç olarak gösterilmeye çalışılıyor. Böylece AKP’ye bir seçim daha kazandırılmak isteniyor. Çünkü gerillaya silah bıraktırmak Türkiye’de tavan yapar, AKP’yi kimse sollayamaz.
Mustafa Karasu'nun 'Kürt sorununun çözümünde hangi adımların atılacağı tartışılmalıdır' başlıklı yazısı şöyle:
HÜKÜMETİN ÇÖZÜM NİYETİ
YOK
Türkiye’de herkes HDP ile AKP’lilerin yaptığı görüşmeyi ve
İmralı’ya ne zaman gidileceğini tartışıyor. Sürecin akıbeti merak
ediliyor. Öyle ki sanki çözüm olmuş, sıra silahlı mücadeleyi
bırakmaya gelmiş. Devlet ve hükümetin bırakalım çözüm niyeti, çözüm
zihniyeti olmadığı halde neden bunlar tartışılıyor? Çözüm zihniyeti
ve niyeti ile ilgili hiçbir olumlu işaret yokken neden bunlar
tartışılıyor? Türk devletini bilmeyen ve tanımayanlar bu tartışmaya
şaşırmayabilir ama bilenler şaşırır ve ne oluyor diye düşünür.
Arkasındaki niyeti sorgular.
AK PARTİ İKTİDARINDA SAVAŞ
SÜRER
Bu tür değerlendirmeler HDP’li bir iki milletvekilinin
söylediklerine dayandırılıyor. Kuşkusuz devletin ve hükümetin çözüm
zihniyeti olsa telaffuz edilen şubat ve mart aylarından önce de
sorun önemli oranda çözülür. Çünkü Kürt Özgürlük Hareketi yirmi
yıldan fazladır çözüme hazırdır. Dünyada hiçbir yerde
gösterilemeyen makul yaklaşımı göstermektedir. Ancak hükümetin
çözüm niyeti var mıdır? Bu soruya olumlu cevap vermek mümkün
değildir. AKP iktidarının şefi olan Tayyip Erdoğan’ın
konuşmaları ortadadır. Bu zihniyette olan AKP iktidarında sorun
çözülemez. Böyle bir iktidar ortamında savaş bir otuz yıl daha
sürer. Herhalde biz ve halk Tayyip’in ne dediğine
göre durumu değerlendiririz. Tayyip ise ne Öcalan’ı, ne İmralı’sı,
biz kendimiz süreç başlatmışız diyor. Bir halkın sorunu ortadayken,
ben kimseyi muhatap almam diyor. Kendi projelerinin adını da “Milli
birlik ve kardeşlik” koymuş. AKP’li bakanların bu sürecin ‘terör
örgütü’nü etkisizleştirmek için kullanıldığını söylemektedir.
SİLAH BIRAKMA YOK, SEÇİM TAKTİĞİ
VAR
Baharda silahlı mücadele bırakılacak, silahlı güçler Türkiye’yi terk edecek haberleri akla yine bir seçim taktiğini getiriyor. Seçimden önce AKP hükümeti gerillayı Türkiye’den çıkartacak ve silahlı mücadeleyi sonlandıracak güç olarak gösterilmeye çalışılıyor. Böylece AKP’ye bir seçim daha kazandırılmak isteniyor. Çünkü gerillaya silah bıraktırmak Türkiye’de tavan yapar, AKP’yi kimse sollayamaz. Bu nedenle AKP seçim öncesi böyle bir gündemle en güçlü propagandasını yapmış oluyor.
Basın öyle propaganda yapıyor ki, İmralı’ya gidiş sanki çok
önemli bir gelişmeymiş; sanki çözüm olacakmış gibi bir algı
yaratılıyor. AKP açısından adım atılmadan yıllarca görüşmeye gidip
gelinmesi arzulanan bir durumdur. Zaten AKP hep bunu sağlamaya
çalışıyor. İmralı’ya heyetler gitsin gelsin ama çözüm olmasın.
Şimdiye kadar ortaya konulan tutum ve sonuç budur. Son haftalarda
yarattığı gerilim de Kürt Özgürlük Hareketi’ne bunu kabul ettirmek
içindir. Ancak Kürt Halk Önderi bir daha böyle gelinmesin demiştir.
Müzakere ve demokratik çözüm dışında sadece tartışma için
gelinmesin demiştir. Çünkü yıllardır fazlasıyla tartışılmıştır.
Tartışılmayan hiçbir şey kalmamıştır. Bu nedenle bundan sonra
sadece diyalog ve görüşme tekrar ve oyalama dışında bir anlam
taşımaz. Dolayısıyla İmralı’ya gidiş olacak, o zaman her şey iyi
gidiyor, çözüm için gelişme oluyor, demek yanlıştır. Tek başına
diyalog ve görüşme yetmez. Artık bu gidişin ne için olduğu ve hangi
sonucu vereceği önemlidir.
SORUN ÇÖZÜLÜRSE SİLAHLI MÜCADELE
BİTER
Kürt sorunu çözülürse tabii ki Türkiye’ye karşı yürütülen silahlı mücadele de sona erer. Ama çözülürse! Dolayısıyla anahtar Kürt sorununun çözümüdür. Peki bu tartışmalarda Kürt sorununun çözümü için bir şey söyleniyor mu? Kürt sorununun çözümü için şu adımlar atılacak deniliyor mu, ya da gündeme konuluyor mu? Var yok, terör olarak tanımlanan silahlı direnişin son bulması! Peki bu istek yeni midir? Tabii ki değil. Kırk yıldır Türk devleti “Gelin teslim olun, silah bırakın” çağrısı yapmaktadır. Kürt sorununun nasıl çözüleceği ortaya konulmuyorsa bu tartışmaların on yıllardır özel savaş basını tarafından dile getirilenlerden ne farkı vardır?
ZORDA KALDIKLARI İÇİN ÖCALAN'LA GÖRÜŞÜYORLAR
Kuşkusuz Türk devleti kırk yıldır yürütülen mücadele karşısında zorlanmıştır. Kendini bazı değişikliklere uğratmak zorunda kalmıştır. Ama değişim özde değildir. Mücadeleyi yeni koşullarda sürdürmek için psikolojik savaş karakterinde bazı rötuşlar yapılmaktadır. Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi’yle de zorlandıkları için görüşmek zorunda kalmışlardır. Ancak bu görüşmeleri çözüm için değil, oyalama ve zaman kazanma için yapmaktadırlar. Yıllardır sürdürülen görüşme pratiğinin ortaya koyduğu budur.
Sorun Türk devletinin ve hükümetinin bir çözüm zihniyeti ve projesi olmamasıdır. Bu nedenle yıllardır görüşmeler olmasına rağmen sorunun çözümünü getirecek adımlar atılmıyor. Eğer çözülecek olan Kürt sorunuysa AKP’nin bu konuda bir niyeti, iradesi ve projesi olup olmadığına bakılmalıdır. Buraya bakılmadan yapılan tüm tartışma ve değerlendirmeler boştur. Ortada hükümetin çözüm niyeti ve projesi yoksa konuşulan hiçbir şeyin anlamı olmaz. Sorun Kürt sorunudur, bunu yaratan da ne Kürtlerdir ne de Kürt Özgürlük Hareketi’dir. Eğer bu sorunu Türk devleti yaratmışsa çözümü de devletin bu konuda ortaya koyacağı proje ve adımlarla gerçekleşir. Bunun yerine Kürt Özgürlük Hareketi’nin silahıyla, mücadelesiyle uğraşmak, hep bunu konuşmak bir çarpıtmadır, gerçeği saptırmadır. Bu da bir psikolojik harekat olmaktadır.
Sorunun çözümüyle ilgili olanlar AKP’nin bu konuda projesi olup olmadığına, hangi adımları atacağına bakmalıdır.