Kazlarda tüy kalmadı...

1.600'lü yıllarda yaşayan Karl Louis'in Maliye Bakanının vergilendirme ile ilgili bir sözü yüz yıllar geçse de hala güncelliğini korumakta. Maliye Bakanı Colbert; "Vergilendirme sanatı kazı bağırtmadan, ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy almaktır." demiş.

Özkan Taştan ih-ozkantastan@internethaber.com

Enflasyonu mali müşavirler mi yoksa vergi mükellefleri mi yükseltti?

İlginç bir soru oldu ama bence EVET...

Enflasyonu ya mali müşavirler ya da vergi mükellefleri yükseltti.

Hatta her iki grubun bunu birlikte yapmış olma ihtimali de var.

Yoksa deyim yerindeyse pimi çekilmiş bu el bombası (Enflasyon Muhasebesi) hem mali müşavirlerin hem de mükelleflerin kucağına bırakılmış olmazdı. 

Uzun zamandır "insani yaşam hakları" yok sayılan mali müşavirlerden mi yoksa aslında "gerçekte olmadığı halde" vergi ödemek zorunda bırakılan vergi mükelleflerinden mi?

Açıkçası enflasyon muhasebesi uygulamasının neresinden başlasam, Maliye'nin ne kadar büyük bir hatanın içinde olduğunu nasıl anlatsam bilemedim. O kadar çok yönü var ki...

MALİ MÜŞAVİRLERİN EN YENİ "NUR TOPU GİBİ SORUNU" ENFLASYON MUHASEBESİ...

Hali hazırda mali müşavirlerin zaten geçmişten gelen ve çözüm üretilmesini beklediği sayısız sorunu bulunmakta. 

Vergi kanunlarımızdaki karmaşıklık,

GİB sistemindeki alt yapı problemleri,

Beyan ve bildirimlerde sadeleştirilmeye gidilmemesi,

İnsani hata kaynaklı her durumda ağır cezalara muhatap edilmesi,

Uygulanıp uygulanılamayacağına bakılmaksızın çok sık mevzuat ve kanun değişikliğine gidilmesi,

İş yükü sebebiyle ailesine/kendine zaman ayıramaması,

Tatil hakkı olmayan ender mesleklerden biri olması,

Daha niceleri...

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bu sene uygulanmaya başlanan enflasyon muhasebesi müşavirler için bardağı taşıran son damla oldu. Bundan sonra olaylar nereye evrilir, sonuçları nasıl olur açıkçası kestirmek güç gibi duruyor. 

Yukarıda yazdığım sorunlar nedeniyle güncel beyanname ve bildirimlerini dahi zar zor yetiştiren bu meslek mensupları bu işin altından hakkıyla nasıl kalkacak belli değil.

Hatta olayı bir adım öteye taşıyayım...

Yakında bürolarda çalışan personelleri kalmayacak.

Birçok meslek mensubu bilgi ve birikimine bakmaksızın "ruhsatlarını yakıp" bu mesleği bırakacak. 

Buradan uyarımı da yapmak istiyorum.

Maliye bu sorunlara köklü çözümler getirmediği sürece, her seferinde bir lütuf bahşetmişçesine beyanname süresini uzatarak hatta uzatmanın da uzatmasını yaparak çözüm bulduğunu zannediyorsa yanılıyor. Ortada beyan verecek bir meslek mensubu kalmayacak. 

MÜKELLEFLERİN ENFLASYON MUHASEBESİ İLE İMTİHANI

Teknik detaylara girmeden enflasyon muhasebesinin mükellef kısmına değinecek olursam...

Bu taraf daha da karışık.

Aslında geliri olup da vergi ödemesi gereken birçok mükellef, enflasyon kaynaklı gider yazıp vergi ödemekten kurtulurken reel bir geliri olmadığı halde enflasyon muhasebesi kaynaklı gelir yazan birçok mükellef de olmayan gelirleri için vergi ödeyecek. 

Örneğin; geçmiş senelerde çok fazla kâr elde eden ve "geçmiş yıl kârları" çok olan bir mükellefin aktifinde ev, arsa, araba, hisse senedi gibi varlıkların olmadığını düşünelim. Bu mükellefin "geçmiş yıl kârları" enflasyon oranında güncelleneceğinden, güncelleme sonrası oluşan fark gider olarak yazılacak. Bu durumdaki bir mükellef 2024 yılının ilk altı ayı için ya daha az vergi ödeyecek ya da hiç ödemeyecek. 

Bir de fazladan vergi ödemesi gereken bir kesim var...

Örneğin; 2023 yılında almış olduğu mallarını henüz satmamış olan bir mükellef, Haziran ayı itibariyle elindeki stoku enflasyon oranından güncelleyecek. Henüz hiçbir satış yapmamış ve gelir elde etmemiş olsa bile güncellediği tutar sanki gelirmiş gibi görünecek. Daha bir kuruş siftah dâhi yapmamış olsa da enflasyon farkının yüzde 25'i (şirket olduğu varsayılmıştır) kadar vergi ödeyecek.

ENFLASYON MUHASEBESİ VERGİSİZ, YILLIK HESAPLANMALIDIR

Maliye, enflasyon muhasebesi uygulaması sebebiyle verilen bilançolardan alacağı "damga vergisinin" peşine düşmüş, buradan gelecek olan vergilerle ek bütçe yaratma gayretinde ise büyük bir yanlış içerisinde. 

Sanırım bir yerlerde hesap hatası yaptı.

Büyük olasılıkla "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olacak."

KAZLARDA TÜY KALMADI...

1.600'lü yıllarda yaşayan Karl Louis'in Maliye Bakanının vergilendirme ile ilgili bir sözü yüz yıllar geçse de hala güncelliğini korumakta.

Maliye Bakanı Colbert; "Vergilendirme sanatı kazı bağırtmadan, ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy almaktır." demiş.

Bu söz ülkemizde son birkaç yıldır iyice abartıldı. Kazların üzerinde neredeyse hiç tüy kalmadı. 

Maliye; vergi gelirlerini artırmak, vergi adaletini sağlamak istiyorsa artık "kümesteki kazları" (vergisini düzgün ödeyen mükellefi) yolmayı bırakıp biraz da kümes dışına odaklanmalıdır. 

Örneğin; köşe başındaki manavla uğraşmak (Bu gün 10 fiş eksik kestin, sana ceza yazacağım) yerine büyük "toptancı hallerine" el atmalı,

Kira gelirini bilerek veya bilmeyerek üç beş bin TL eksik beyan eden mükellefleri incelemek için günlerce memurlarına mesai harcatmak yerine; özellikle büyük şehirlerde aylık 100 bin TL'ye yakın kira alıp ta nerdeyse hiç vergi ödemeyen taksi, dolmuş plakası sahiplerine dokunmalı,

Küçük esnaftan, memurdan ve çalışandan alacağı vergiye değil, yıllarca hiç vergi ödemeyen sözüm ona "büyük şirketlerden, holdinglerden" nasıl vergi alırım diye kafa yormalı. 

Dikkat!

Vergi sistemimiz de, vergilerin hesaplanmasına ve toplanmasına aracılık eden Mali Müşavirler de "S.O.S." veriyor.

Benden uyarması...