Kazaz kendine yazık etti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, manken Tuğçe Kazaz'ın dinini değiştirmesiyle ilgili olarak, "İslam dininden başka bir dine geçen kendisine yazık etmiş olur" dedi. Bardakoğlu ayrıca, ancak Allah'ın (C.C.) kabul etmesiyle kişilerin "şehit" sayılabileceğini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Hollanda'ya gidişi sırasında Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bardakoğlu, bir televizyon programıyla adını duyuran Ata Türk adlı gencin ölümü ve ardından annesi tarafından şehit ilan edilmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, "Dini açıdan şehitliğin ne olduğu bellidir, çok açıktır. Dini nitelendirme olan şehitlik, kuralları, kaideleri, esası belli bir payedir. İnsanın demesiyle değil, Yüce Mevla'nın kabul etmesiyle insanlar şehit olurlar" dedi.

Manken Tuğçe Kazaz'ın din değiştirmesini nasıl değerlendirdiği sorulan Bardakoğlu, "Yasal açıdan, mevzuat, Anayasal haklar açısından bakarsak, insanların bir dini kabul edip etmemesi, bir dinden diğerine geçmesi vatandaşlık hakkıdır, insan hakkıdır. Ama biz Diyanet olarak, elbette ki İslam'ı hak din olarak görürüz. İslam'dan ayrılan herkesin kendine yazık ettiğine inanırız. Bu itibarla, İslam'ı bırakan, ayrılan, başka dine geçen insan kendine yazık etmiştir" diye konuştu.

Ali Bardakoğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı Kamu Diplomasisinden Sorumlu Müsteşarı Karen Hughes ile görüşme yapıp yapmayacağının sorulması üzerine, kendisine böyle bir talep gelmediğini ifade etti.

Diyanet İşleri Başkanı, Avrupa'da sorunlar olduğunu belirterek, "Arkadaşlarımız onların üstesinden gelmeye çalışıyor. Üçüncü nesil ve yeni nesiller, din ve maneviyat açısından ciddi boşluklar içinde. Onlara din hizmeti sunmamız, hem kendi insanımıza sahip çıkmamız açısından önemli, hem de dine dayalı barışın, huzur ve güvenin korunması açısından önemli. Dinle ilişkili şiddet ve terörün alternatifi veya çaresi dine dayalı barıştır, dine dayalı sağlıklı bilgidir. Biz dini doğru anlatamaz, doğru veremez, güzel din hizmeti sunamazsak inanıyoruz ve yakinen biliyoruz ki, bu farklı kesimlerce hep yanlış amaçlar için kullanılabilir bir alan, boşluk demektir" açıklamasında bulundu.