Kazayla ilgili skandal belge
Abone olKazadan 52 saat sonra Yazıcıoğlu bulundu. 'Nokta tespiti yapılamıyor' dendi. Ama bu belge herkesi, her şeyi yalanlıyor. İşte o belge;
Helikopter kazası aramalarında skandal gelişme. Devletin
resmi kurumunun basın bülteni her şeyi açıklıyor. Bilgi
Teknolojileri İletişim Kurumu'nun belgesinde enkazın nokta
tespitinin kazadan sonra bir saat içinde yapıldığı ve bunun
yetkili mercilere iletildiği belirtiliyor.
ENKAZIN NOKTA TESPİTİ YAPILMIŞ AMA
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kazadan yaklaşık bir saat
sonra ilgili birimlere enkazın nokta tespitini rapor
etmiş. Buna rağmen enkaz farklı noktalarda arandı.
Helikopterin düştüğü alanın çok geniş olduğu ve nokta tespiti
yapılamadığı söylendi. Oysa üzerinde basın bülteni yazan ancak
basınla ve kamuoyuyla paylaşılmayan bir bilgi notu gerçeklerin hiç
de öyle olmadığını gösterdi.
İŞTE O SKANDAL BELGE
Belgede şöyle yazıyor: Helikopterin bulunduğu bildirilen yer kaza meydana geldikten sonra 25.03.2009 tarihinde saat 16.25'de kurumumuzca yapılan yer tespiti sonucunda ilgili mercilere bildirilen yer bilgisi ile bire bir örtüşmektedir.
ATV Haber'in ele geçirdiği bu belge
TC Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na ait. Kamuoyuyla
paylaşılmayan ve o karmaşa içinde gözden kaçırılan bir bülten.
Helikopter saat 15.30 sularında düşüyor.
İşte bu sırada TC Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu cep
telefonu sinyalleriyle nokta yer tespiti yapmaya
çalışıyor. Bu çalışmalar kazanın ilk dakikalarında sonuç
veriyor. 3 farklı GSM operatöründen alınan sinyallerle belirlenen
koordinatlar 16.25'ten itibaren ilgili birimlere gönderiliyor.
Sinyal istasyonundan alınan baz istasyonu ise Çardak
tepesindeki Tüllüce tepesinde bulunan baz istasyonu.
Enkazın bulunduğu yerle iletişim kurumunun 16.25'te verdiği
koordinatlar örtüşüyor. Kurumun verdiği yazılı belgede
"Helikopterin bulunduğu bildiriler yer kaza meydana geldikten sonra
25.03.2009 tarihinde saat 16.25'te kurumumuzca yapılan yer
tespiti sonucunda ilgili mercilere bildirilen yer tespitiyle
örtüşmektedir" ifadesi yer alıyor.
Peki ülkenin resmi kurumu bu bilgi notunu ilgili birimlere
iletilmiş. Başbakanlık Kriz Merkezi'ne, Jandarma Genel
Komutanlığı'na ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne koordinatlar
bildirilmiş. Resmi kurumlar başka bir resmi kurumdan gelen
ciddi uyarıyı dikkate almadı mı? Aramalar neden bu bölgede
yapılmadı? Yetkili kurumların ve aramaları yapan kurumun
bir açıklama yapması gerekiyor. İsmail Güneş o saatlerde yaşıyordu.
Eğer bu bilgi doğrultusunda hareket edilseydi Güneş kurtulabilir
miydi?