Kazakistan'da kadife devrim korkusu

Kazakistan'daki yetkililer son birkaç haftadır, ülkede faaliyet gösteren Amerikan kuruluşlarının ve diğer yabancı örgütlerin kapısını çalıyor. Başsavcılık yetkilileri, vergi dairesi görevlileri ve mali polis memurları, Kazak siyasi partilerine para verip vermediklerini saptamak amacıyla, çoğu Amerika merkezli 30'dan fazla kuruluşun kayıtlarını inceliyor. Zira Kazakistan'da, siyasi partilerin yabancı kaynaklardan mali yardım alması yasak. Sağlık ve eğitim alanında çalışan, aynı zamanda demokratik yönetim anlayışını teşvik eden bu kuruluşların çoğu, Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Kurumu (US-AID) tarafından finanse ediliyor. US-AID'in Bölgesel Hukuk Danışmanı David Harden, inceleme ve soruşturmalar nedeniyle işlerini yapamaz hale geldiklerini söylüyor ve ülkedeki Amerikan sivil toplum örgütlerinin siyasi faaliyete karışmadıklarını vurguluyor. Kazaklar'ın, dış kaynakların ülke siyasetini etkileyebileceklerine ilişkin kaygıları, Ukrayna'daki halk hareketinin Kiev yönetimini devirmesinden sonra parlamentoda ilk kez dile getirilmişti. Geçtiğimiz Şubat ayında da, Kırgızistan'daki tartışmalı seçimler ardından protesto hareketleri yükselince, o sırada devlet başkanı olan Askar Akayev, yabancı kuruluşları ülkede istikrarsızlık yaratmaya çalışmakla suçlamıştı. US-AID'in Bölgesel Hukuk Danışmanı David Harden ise, Kazakistan'da demokrasiyi teşvik etmek amacıyla faaliyet gösteren Amerikan kuruluşlarının, partizan bir yaklaşıma sahip olmadıklarında ısrarlı. Harden, bu kuruluşların faaliyetlerinin, Kazakistan Hükümeti tarafından onaylanan bir çerçevede yürütüldüğünü söylüyor. Cumhurbaşkanlarını yolsuzlukla suçlayan Kazakistan muhalefeti ise, Kırgızistan'daki olayları büyük bir keyifle izlemişti. Muhalefet, önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'i nihayet alt edebileceğini umuyor. Öte yandan, Kırgızistan'da yaşananlardan sonra, Kazakistan yönetimi hiçbir şeyi şansa bırakmaya niyetli değil.