Kayserililer CINE-5'i almakta kararlı
Abone olBir grup Kayserili işadamı, Cine5 konusunda ciddi adımlar atmaya hazırlanırken, grubun sözcülüğünü yapan Nuri Sarıdanişmend, kanalla ilgili projelerini anlattı.
Kayserililer.org sitesi konuyla ilgili grup sözcüsü ile bir
röportaj yaptı... İşte ilginç detaylar... "CINE-5 PARAYLA
SATILIYORSA ALIRIZ!" Geçtiğimiz günlerde bir Kayserili işadamı
grubunun TMSF'nin elindeki CINE-5'e talip olduğu yönünde haberler
yayınlandı. Bunun üzerine bütün Kayserililer, bu grubun kim
olduğunu, kanalı niçin almak istediğini ve hedeflerinin neler
olduğunu merak ettiler. Biz de açıklamaları yapan grup sözcüsü Nuri
Sarıdanişmend'i bulup konuşmak istedik. Sarıdanişmend bizi kırmayıp
sorularımızı cevapladı. H.S.: Öncelikle böyle bir grup ne zaman ve
nasıl oluştu? Kimler var? Hedefleriniz neler? N.S. Baştan şunu
belirtmekte fayda var. Daha önce yayınlanan haber bizim irademiz
dışında ve ikinci dereceden kaynaklardan alınan bilgilerle
yapıldığı için bir takım yanlış anlaşılmalar oldu. Biz somut
adımlar atmadan böyle bir açıklama yapmak niyetinde değildik. Ancak
kamuoyu bu şekilde duyunca sizin talebiniz üzerine biz de açıklama
yapma ihtiyacı hissettik. Şunu da tekrar hatırlatayım. Ben grubun
sözcüsüyüm. Bu açıklamaları şahsım adına değil grup adına
yapıyorum. Birincisi bu grup nedir. Türkiye'de özel sektörün
tarihine bakarsanız Kayserililerin ortaklaşa yaptığı birçok
başarılı iş görürsünüz. Kayserili derken biz bölgesel bir
ayrımcılık, dar bölge milliyetçiliği yapmak niyetinde değiliz.
Sadece bir başarı kültürünü benimsemiş, belli etik değerlerle
hareket eden insanları kastediyoruz. Zaten aramızda Kayserili
olmayan arkadaşlarımız da çok sayıda var. Bu başarı örneklerinden
biri ve en eskisi AKBANK mesela. Adana'da ticaretle uğraşan
Kayserililer biraraya gelip Adana'daki Kayserililer bankasını
kurmuşlar. Sonra adı AKBANK olmuş. Bugün finans sektörünün en
sağlam bankalarından biri. Belki de ilki. TEŞEBBÜS GÜCÜ VE ORTAKLIK
KÜLTÜRÜ O dönemde bu kurumları oluşturan büyüklerimizi saygıyla
anıyoruz. Hepsi gerçekten büyük kahramanlar. Onlar sayesinde bugün
binlerce insan ekmek yiyor. Ülkemizin ekonomisi ayakta duruyor. Bir
başka örnek Birlik Mensucat. Bugün Soley de dahil birçok markayı
bünyesinde bulunduran dünya çapında bir tekstil kuruluşu. Bunun
yüzlerce örneği var. Bu kurumlara bakarsanız temelinde iki unsur
vardır. Birincisi teşebbüs gücü. İkincisi ortaklık kültürü.
Ortaklık kültürü çok önemli. Düşünün ondan fazla insan biraraya
gelip paralarını birleştiriyorlar. Bu insanların biraraya
getirdikleri para da kendileri için ciddi rakamlar. Çoğunluğu orta
ölçekli esnaf bunların. Bu kadar insanın birbirine güvenmesi ve bu
ortaklığın sağlıklı olarak yürümesi ciddi bir iş. Ama bunu
başarmışlar. Önceliği kendi menfaatlerine değil kurumlaşmaya
vermişler. Kurumları yaşatmak için çalışmışlar. BİRBİRİNE GÜVENEN
İNSANLAR Bizim arkadaşlarımız birbirine güvenen insanlar. Biz çok
parası olanlarla, iyi iş bitirenlerle değil doğru değerlere sahip
olanlarla birlikte yola çıktık. Büyüklerimizin geçmişteki başarı
modellerini inceledik. Zaten hepimiz çeşitli sektörlerde faaliyet
gösteren firmalara sahibiz. Birlikte neler yapabileceğimizi uzun
süredir değerlendiriyoruz. Aramızda çok tecrübeli büyüklerimiz de
var. Genç, dinamik iyi eğitimli arkadaşlarımız da var. Hedefimiz bu
başarı geleneğini devam ettirecek işler yapmak. Hem kazanmak, hem
de ülkemize, bölgemize, insanımıza kazandırmak. Kararlarımız
netleşip somut adım atıncaya kadar gruptaki arkadaşlar isimlerinin
açıklanmamasını istediler. Onun dışında herşeyi gayet şeffaf bir
şekilde ortaya koyduk zaten. Şunu da belirteyim ki bizim
arkadaşlarımızın her biri bu kanalı almak için ortaya koyacağı
paranın hesabını kuruşu kuruşuna verir. H.S.: Televizyon satın
almak nereden aklınıza geldi? MEDYAYI UZUN SÜREDİR İNCELİYORUZ N.S.
: Medyayı uzun süredir inceliyoruz. Sadece Türkiye'de değil dünyada
bu sektörün nasıl işlediğini anlamaya çalışıyoruz. Önce
Türkiye'deki yapıyı inceledik. Sonra Dünya'ya bakarken bizde birçok
şeyin yanlış ve eksik yapıldığını gördük. Birçok boş alan var
sektörde. Türkiye'deki medya sektörünün en büyük yanlışlarından
biri de maliyetler. Hesapsız, kitapsız yapılan işlerden dolayı da
birçok kurum doğmadan ölüyor. Halen devam eden yanlışlar da var.
Medya sektörünün tecrübeli patronları bile kurumlarına ve
yaptıkları işe tam hakim değil. Biz boyumuzdan büyük işlere
girmeyeceğiz. Üzerinde çalıştığımız bir model var. Ticari bir iş
yapmak istiyoruz. Siyaset-medya oyununa girmek değil hedefimiz.
Bizim yapacağımız işin siyasetle falan ilgisi yok zaten. Tamamen
ticari. H.S: Niçin CINE-5? N.S. : Biz CINE-5'i CINE-5 olduğu için
seçmedik. Bize ulusal bir frekans gerekli. Bu frekansa ve ulusal
erişim imkanlarına sahip ve devletin satmak istediği 2 kanal var.
Birisi Star diğeri CINE-5. Star büyük bir şirket, büyük yatırımı
var. Ayrıca hukuki sıkıntılar doğurabilir ileride. CINE-5 bizim
hedeflerimize daha uygun. H.S.: Büyük medya gruplarıyla ringe
çıkmaya hazır mısınız? N.S. : Daha önce söylediğim gibi biz işin
siyasi tarafına bakmıyoruz. Başka bir gerçek de gözümüzde
büyüttüğümüz medya kuruluşlarının gerçekte ne kadar büyük olduğu.
Biz iş yapmak istiyoruz. Eğer bu kanal, bu frekans parayla
satılıyorsa ve işimize gelirse alırız. Gördüğümüz kadarıyla hükümet
de bu konularda hassas. Bu tür satışlar şeffaf yöntemlerle
yapılıyor. Şunu tekrar belirteyim ki biz üreterek, çalışarak
kazanılmış parayla iş yapacağız. Bunun için bizim paramız çok
kıymetli. Değerinden 1 lira fazla vermeyeceğimiz gibi değerinden 1
lira aşağı satılmasına veya borcunu ödemeyecek birine verilmesine
de razı gelmeyiz. H.S: Diğer medya gruplarıyla bu konuda bir
görüşmeniz oldu mu, herhangi bir ortaklık birlikte hareket etme
durumu var mı? N.S. : Bizi arayanlar oldu. Biz de bir kısmıyla
konuştuk. Ancak ortaya somut birşeyler çıkınca bunlar konuşulur.
Şimdi herkes kendi pozisyonunu oluşturuyor. Şu an bir ortaklık
yoksa da aldıktan sonra ortaklık yapmamızı gerektirecek şartlar
var. Medya sektöründe doğru iş yapabilmek için büyük gruplarla
paralel hareket etmek gerekebilir. Sektörün birçok unsuru
birbiriyle içiçe. İçerik üretim sürecinde başlıca 2-3 kurum var
zaten. Pazarlama işinde de birlikte hareket etmek gerekebilir. H.S.
: En çok konuşulan konulardan biri de Playboy tv. CINE 5'in
içeriğinde ne gibi bir değişikliğe gideceksiniz? N.S.:Evet herkes
bunu soruyor. Biz frekansı alıyoruz. İçeriği nasıl değiştireceğimiz
tamamen elimizde olan birşey. Bizim projemizde erotik yayın yok.
Daha doğrusu şifreli yayın konseptinden tamamen çıkmayı
düşünüyoruz. Televizyonculuk popüler bir iş. Birşey yaparken
seyrettirmek için yapmak zorundasınız. Kendi zevkinize göre değil
toplumun zevklerine göre bir düzenleme yapmayı gerektiriyor
yayıncılık. Bununla birlikte, sosyal sorumluluklarınızı yerine
getirmeniz, kalitenizi de korumanız lazım. Televizyonu satın
alırken 5 ayrı şeyi alıyorsunuz. Birincisi o televizyonun isim
hakkı yani marka, bilinirlik değeri. İkincisi lisansı. Lisansın
kıymeti kapsama alanıyla ilgili. Üçüncüsü çalışanları. Çalışanların
oluşturduğu takımın değeri. Dördüncüsü arşivi yani yayınlama hakkı
olan filmler, diziler. Beşincisi de teknik altyapısı. Bu altyapı da
üçe ayrılıyor. Prodüksiyon altyapısı, yayın altyapısı ve dağıtım
altyapısı. CINE-5'in prodüksiyon altyapısı yok denecek kadar az.
Yayın altyapısı da bizim hedeflediğimiz işi yapabilecek boyutta
değil. Dağıtım altyapısı idare eder ama bazı vericiler başka
şirketler üzerine. Yani köklü yatırımlar gerektiriyor aslında.
Buradan gelmek istediğim nokta şu. Biz kanalı alıp olduğu gibi
devam ettirmek mecburiyetinde değiliz. Kanalın bizim için avantajlı
yanı hantal bir yapısının olmaması. Doğru bir yapılanmayla
istedğimiz şekle çevrilebilecek kabiliyette olması. Bu kanalda 7
gün 24 saat, sanat yayını da yapabilirsiniz. Ama ne kadar
seyredilir? Bu seyirci kitlesinin size sağlayacağı reklam bu işi
çevirmenize yeter mi? Bunları düşünmeniz gerekir bu işi yaparken.
Biz hedef kitlemizin beğenerek seyredeceği kaliteli bir yayıncılık
yapmak istiyoruz. H.S. : Medya sektöründe bugüne kadar birlikte
hareket ettiğiniz ileride aranıza katılacak isimler var mı? N.S.:
Medyada araştırmalarımız sırasında bize yardımcı olan çok değerli
isimler var. Ancak bizim iş yapma şeklimiz büyük paralarla yönetici
transfer etmeyi gerektirmiyor. Kendi işimizi kendimiz
yönetebileceğimize inanıyoruz. Ancak medya sektöründe kaliteli iş
yapan orta düzey yöneticilere ve çalışanlara ihtiyacımız olacak.
Bunları da araştırıp bulup alacağız. Şu an için isim telaffuz etmek
arkadaşlar açısından yanlış olur. Kaynak:superpoligon