Kaynak: El Kaide yok CIA var!
Abone olEski MİT mensubu Mahir Kaynak'tan yine 'ezber bozucu' açıklamalar geldi. Prof. Kaynak'a göre göre El Kaide diye bir örgüt yok. El Kaide, CIA operasyonunun kod adı...
Bütün dünyanın dengelerini, ilişkilerini, hatta yaşama biçimini,
anlayışını ve kültürünü sarsan, değişime zorlayan büyük terör
olayları yaşanıyor. Bu terör olaylarının her birinin altında da El
Kaide imzası var. El Kaide, yeryüzünde istediği her yeri istediği
zaman vurabiliyor, yeryüzünün her tarafında eylemleriyle
görünebiliyor ama yeryüzünün hiçbir yerinde görülmüyor ve
yakalanmıyor. Dünyanın bütün devletleri istihbarat da dahil
ellerindeki bütün güçlerle bu örgütü yakalamaya çalışıyor ama
yakalayamıyor. Sanki bütün dünyadan daha güçlü bir örgütle karşı
karşıyayız. Bu örgütün yaptığı terör eylemlerinin somut bir amacı
ve somut bir talebi de yok. Bu nedir peki? Böyle bir şey mümkün
olabilir mi? Dünyadan daha güçlü bir örgüt nasıl hiç görülmeden var
olabilir? Bu anlaşılmaz ve açıklanması neredeyse imkânsız
görüntünün arkasındaki gerçekleri, ihtimalleri, El Kaide'nin ne ve
kim olduğunu, kim tarafından desteklendiğini, amacını, hangi siyasi
çekişmenin içinde yer aldığını eski bir istihbaratçı olan Mahir
Kaynak'a sorduk. Üniversitede 20 yıl iktisat profesörlüğü yapan ve
10 yıl MİT'te çalışan Kaynak, bilinen iddialardan değişik ve
tartışılacak görüşler ileri sürdü.
Dünya yine El Kaide paniği yaşıyor. Bu örgüt dünyanın her tarafında
kendi varlığını gösterebiliyor ama dünyanın hiçbir yerinde
görülmüyor ve bulunmuyor. Bu öyle bir terör örgütü ki, tarifi,
tanrının tarifine benziyor. Dünyanın her yerinde var olabilen ve
dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir örgütten söz edildiğinde,
bir istihbaratçı ne düşünür?
Bu örgütün olmadığını düşünür.
El Kaide diye bir örgüt yok mu? Bu terörü başkaları yapıyor da, biz
olmayan bir örgütü mü arıyoruz?
El Kaide diye bir örgüt yok. Eğer bir örgütten bahsediyorsanız, bu
örgütün siyasal bir hedefi olması gerekir. El Kaide'nin hedefi
nedir sorusunun daha cevabı yok. Kimse El Kaide'nin hangi somut
hedefe ulaşmak istediğini bilmiyor. Oysa İRA, ETA gibi terör
örgütlerinin somut hedefleri ve somut coğrafi alanları vardır.
Ayrıca bunların bir kadrosu ve bir örgüt yapısı da vardır. El
Kaide'de bu unsurların hiçbiri yok. Ne kadrosu var, ne de coğrafi
bir alanı. Bütün dünya eylem alanları bunların.
El Kaide'nin bir dönem Afganistan'da kurulan Taliban düzenini bütün
İslam dünyasında kurmayı hedeflediği söyleniyor. Sizce El Kaide'nin
böyle bir amacı yok mu?
Bir amaç ile eldeki araçlar arasında uyum olması gerekir. Elinize
bir topluiğne alıp 'Ben adam öldüreceğim' derseniz olmaz. El
Kaide'nin kendi gücüyle, İslam dünyasında öngördüğü rejimi kurması
mümkün değil. Ne gücü, ne kadrosu, ne de destekleyicisi var.
Aslında El Kaide diye bir örgüt yok. El Kaide, bir istihbarat
servisinin yaptığı operasyonun kod adıdır. Bu yüzden de bizim önce
yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz gerekir. Çünkü El Kaide
operasyonuyla dünyada bir siyasi sonuç yaratılmak isteniyor.
El Kaide terörüyle nasıl bir siyasi sonuç yaratılıyor sizce?
El Kaide eylemlerinden çıkan tek siyasi sonuç, Batı dünyasında bir
İslam aleyhtarlığının doğuşudur ve İslam'ın terörle
özdeşleşmesidir. Böyle bir siyasi sonuç niçin isteniyor ve bunu kim
istiyor sorusunun cevabını bulmalıyız. Çünkü El Kaide'nin eylemleri
dünyadaki dengeleri değiştiriyor. Küçük bir örgütün dünyaya şekil
verdiğini kabul etmek kadar saçma bir şey olamaz. Bu büyük bir
operasyondur. Öyle ki, dünyada, halklar nezdinde, İslam karşıtı bir
cephe oluşuyor her şeyden önce.
İslam karşıtı bir cephe oluşturularak ne elde edilmek
isteniyor?
Bakın, bugün dünyadaki yeni dengenin nasıl kurulacağıyla ilgili iki
ayrı yaklaşım var. Biri, küresel sermayenin yaklaşımı. Diğeri
Bush'un Amerikası'yla Putin'in Rusyası'nın yaklaşımı. Küresel
sermayenin yaklaşımı, Huttington'ın 'Medeniyetler Çatışması' tezini
benimsiyor. Dünyayı Batı medeniyeti ve onun dışında kalanlar diye
ayrıştırıyor ve 'Dünyadaki yeni denge, Batı dünyasıyla diğerleri
arasında kurulsun' diyor. İkinci yaklaşım ise dünyayı, geçmişteki
gibi yine bir tarafta Amerika, diğer tarafta Rusya diye ikili bir
dengeye oturtmak istiyor. Bugün dünyadaki çatışma işte bu kurulacak
yeni denge konusunda yaşanıyor. Şu anda Bush'un Amerikası'yla
Putin'in Rusyası anlaşmış durumda. Bunların karşısında da küresel
sermaye farklı bir güç odağı olarak duruyor. Şu anda bunlar dışında
bir siyasi hedefi olan başka bir güç odağı yok dünyada. Küresel
sermayenin de dünya için biçtiği bir yönetim biçimi var.
Nedir o?
Küresel sermayenin bir 'ılımlı İslam' politikası var. İslam'ın
kapitalizmle uzlaşmazlıklarının kaldırılması ve piyasa ekonomisine
sokulması politikası bu. Küresel sermaye, 'İslam dünyasını Batı
sisteminin ve pazarının içine sokarız ve böylece sorun biter'
diyor. El Kaide ise küresel sermayenin ılımlı İslamı'ndan tamamen
farklı bir hedefi devreye sokuyor. 'Müslümanlar dünyadaki düşman,
öteki olsun' diyor. Nitekim El Kaide'nin eylemleri sonucunda
dünyada öyle bir İslam karşıtı cephe oluşuyor ki, ılımlı ya da
radikal ayrımı yapılmadan bütün İslam 'terörist' kabul ediliyor.
Böyle bir sonucu bir İslami odağın yaratmasının mantığı yok. Bunu
Batılı bir odak yapıyor. Küresel sermayenin 'ılımlı İslam modeli'ni
ve siyasal İslam'ı tasfiye etmek için yapıyor bunu.
Kapitalizmle çatışmayan bir ılımlı İslam'ı, Amerika niye yok etmek
istesin ki?
Çünkü küresel sermayenin İslam içinde bir örgütlenmesi, yapılanması
var. Küresel sermaye petrole sahip değil ve petrol şirketlerini
kontrol etmiyor ama petrolü üreten ülkelerin yönetimini ele
geçiriyor. Yeltsin döneminde Rusya'yı da ele geçiriyordu. Şu anda
Suudi Arabistan'daki para sahipleriyle küresel sermaye arasında da
bir bütünleşme var. Amerika işte bu yapıyı tasfiye edecek. Yoksa
Amerika, bir zamanlar kendi vilayetinden daha yakın telakki edilen
Suudi Arabistan'daki rejimi neden değiştirmek istesin ki?
Geçenlerde Bush yönetimine yakın bir isim, bir Arap zenginin
ABD'den çektiği parayı Türkiye'ye sevk ederek Türk ekonomisini
ayakta tuttuğunu yazdı, şikâyet etti.
Türkiye'nin çatışmada yeri ne?
Türkiye bugün, ılımlı İslam modeliyle küresel sermayenin
yönetiminde olan en önemli ülkelerden biridir. Hükümetin Amerikan
yönetimiyle arası iyi değil. Başbakan Erdoğan 'Düğmeye bastılar'
diye şikâyet ediyor. Bush ve Putin yönetimleri, küresel sermayenin
ılımlı İslam tezini ortadan kaldırmak istiyorlar. 'Ilımlı İslam
yok. İslam bir bütündür, hepsi radikaldir. Ya sekülerleşeceksiniz
ya da yok olacaksınız' diyorlar. Bunlar, İslam'ı siyasal olmaktan
çıkaracaklar. Sonuçta, dünyadaki bugünkü çatışma mağaradaki bir
adamla dünya arasında değil. Çatışma, küresel sermaye ile Bush'un
Amerikası arasında yaşanıyor. El Kaide de, Bush ve Putin'in temsil
ettiği cephe adına bütün provokasyonları yapıyor, küresel
sermayenin ılımlı İslam modelini bitiriyor.
Sizin küresel sermayeden kastettiğiniz nedir?
Küresel sermaye, herhangi bir işletmeyi, şirketi, fabrikayı
yönetmeyen, bunların da sahibi olmayan, sadece paraya hükmeden ve
parayı kullanan gruptur. Finans kesimindeki bu kişilerin kullandığı
paralar sadece kendi servetleriyle de sınırlı değildir. Çünkü
bugünün dünyasında paranın sahibi ve kullananı farklıdır. Yani siz
paraya sahip olursunuz, bu parayı bankaya yatırırsınız, bu parayı
bankanın yöneticisi kullanır. Dolayısıyla küresel sermaye bugün
dünyada kendi servetini çok aşan bir biçimde trilyonlarca dolara
hükmeder ve ulus-devletler kadar güçlüdür. Üstelik bir coğrafyaya
bağlı da değildir. Her yer onun mekânıdır. Amerika'nın yıkılması
onu çok da rahatsız etmez.
Soroz bunlardan biri mi?
Soroz, Rochild, Rockefeller küresel sermayenin temsilcileridir.
Küresel sermayenin devleti aşan bir gücü var. Şu anda Amerika ve
Rusya'daki yönetim, küresel sermayenin siyasal gücünü tasfiyeye
uğraşıyor. El Kaide, küresel sermayeye ve İslam'a karşı
kullanılıyor. Ama bazıları 'Afganistan'da mağarada yaşayan bir
Usame bin Ladin var, o bütün dünyayla savaşıyor' diyor.
El Kaide, sizin dediğiniz gibi bir operasyonun kod adıysa, sonuçta
yine operasyonu yapan bir örgüt var demektir. Dünyanın bütün
istihbarat örgütlerinin aradığı ama izini bulamadığı, bir anlamda
dünyadaki bütün istihbarat örgütlerinin toplamından daha güçlü bir
örgüt nasıl olabilir?
El Kaide operasyonunu CIA yürütür ve Putin yönetimi de bunun
farkındadır ya da ortağıdır. Diğer ülkelerin gizli servisleri ise
operasyonu sadece anlamakla kalırlar. Amerika'ya karşı bir şey
yapmak kolay mı? Zaten devlet operasyonlarında da gerçek hiçbir
zaman ortaya çıkmaz. Kennedy'nin devlet tarafından öldürüldüğüne
dair neredeyse kesin kanaat var ama bunun kanıtı asla ortaya
çıkmaz. Burada da Amerikan istihbaratının kullandığı adamların
adına El Kaide demişler. Yapılacak eyleme göre üç-beş kişi temin
ediliyor ve o eylem yaptırılıyor. Bunlar örgüt falan değil. CIA
tarafından kullanılan adamlar bunlar. Bu terörü devletler yapıyor.
Bunları intihar saldırılarına falan sürüyor. Kendi ikiz kulelerini
vuruyor. Buna, Amerikan siyaset yapımcıları karar vermiştir. Bush
da bilmeyebilir. CIA da büyük bir gücün içerisinde sadece
uygulayıcı organdır.
CIA, ikiz kuleleri vurarak vatandaşlarını mı öldürdü?
11 Eylül'ü CIA neden yapmasın?
Eğer size bunun alternatifinin bir savaş olduğunu söyleseydi, 'Bunu
yapmasaydım savaşacaktım ve bu savaşta 1 milyon kişi ölecekti'
deseydi...
İkinci Dünya Savaşı'nda da benzer bir hesaplaşma, bir yerleri ele
geçirme kavgası vardı ve sonuçta 50 milyon insan öldü. Şu anda
dünyada çok düşük maliyetli bir savaş yaşanıyor. Bize de,
çatışmanın tarafı olarak bir tarafta El Kaide, diğer tarafta bütün
dünya gösteriliyor. Bunu kabul ederseniz bir sürü mantıksızlığın
içine düşersiniz.
Ne gibi?
Bugün, dünya savaşının sonucuna benzer sonuçlar yaratılıyor. Bunu
bir avuç militanın yaptığını kabul etmek mümkün değil. Yani öyle
bir güç var ki, yaptıklarıyla dünya yeniden şekilleniyor, ama bu
örgütün içinden hiçbir ihanet çıkmıyor, ona para hiç tesir etmiyor,
hiçbir bilgi sızmıyor. Niye? Çünkü El Kaide diye bir örgüt yok.
Operasyonlarda projeye uygun olarak üç-beş Müslüman kullanılıyor.
Ellerinde de zaten Afganistan ve Pakistan'da daha önce Sovyetler'e
karşı yetiştirdikleri adamlar var. Militanlar çok kısa süreli
istihdam ediliyor ve hatta eylemi yapanlar da ölüyor. Bilgi
sızmaması için bütün tedbirleri alırlar. Mesela bazen militanın
kendisi bile militan olduğunu bilmeyebilir. Adamı gizli servis için
angaje edersiniz, al şu çantayı götür dersiniz. Uzaktan kumandayla
çantayı patlatırsınız. Alın size bir intihar bombacısı işte. Bir
kamyoncuya şu sütleri götür dersiniz. Yoldan geçerken de
patlatırsınız.
El Kaide'nin kendisi gibi bir de hayalet lideri var. O da ne
görülüyor, ne bulunuyor. Böyle aranan biri, güçlü bir destek
olmadan bu kadar uzun süre gizlenebilir mi?
Gizlenemez, mümkün değil. Gizli servislerce saklanıyor olması
lazım.
İslam'la terör arasında bağlantıyı El Kaide kuruyor. El Kaide
sayesinde artık Batı'da Müslüman denildiğinde akla terör geliyor.
Her yanda Müslümanlar baskı görüyor. El Kaide'nin, İslam'la terörü
böyle birbirine bağlamaktan amacı ne?
İslam terörle özdeşleştiği zaman siyasal vasfını kaybetmek zorunda
kalır. Amaç, İslam'la terörün özdeşleşmesi ve böylece İslam'ın bir
düşünce, bir siyasal söylem olmaktan çıkarılmasıdır. Zaten bir
siyasal fikri yok etmek istiyorsanız, önce onun içini düşünceden
boşaltacaksınız sonra da o hareketi sadece eylemci yapacaksınız.
Türkiye'de sol da böyle bertaraf edildi. Solun içi düşünce olarak
boşaltıldı ve solcular sadece birer 'silahlı eylemci' profiline
dönüştürüldü. Kürt hareketi de böyle oldu. Sınıfsal hareket olarak
başladı, terörist haline geldi. Bugün de Batı, İslam için aynı
metodu kullanıyor. Amerikan derin devleti, siyasal İslam'ı böyle
tasfiye ediyor.
Siyasal İslam niye bitirilmek isteniyor sizce?
Siyasal İslam dünyada solun yerini alıyordu. Batı toplumlarında da,
ezilmiş insanlar İslam'ı bir kurtuluş dini olarak görüyordu. Şimdi
hem İslam'ın içini düşünce olarak boşaltıyorlar hem de küresel
sermayenin İslam ülkelerindeki egemenliğini bitiriyorlar. Yaşanan,
ulusal-devletlerle küresel sermayenin kavgasıdır. Küresel sermaye
devlete karşıydı ve devleti aşacaktı. Şu anda ulus-devletin
egemenliği korunmaya çalışılıyor. Kapitalizmin üst ürünü olan
küresel sermaye devletlerin kontrolü altına alınmaya çalışılıyor.
El Kaide'nin eylemleriyle de, küreselleşmenin mekanizmaları
yıkılıyor. Zaten dünyada İslam'ın yükselişi de İslam'ın kendi
dinamikleriyle olmamıştı. Sovyetler'i kuşatmak için yaratılan Yeşil
Kuşak projesi olmasaydı, biz bugün etrafta bu kadar namaz kılan
adam görmezdik. Ama artık küresel sermayenin, Yeşil Kuşak ve
siyasal İslam içindeki gücü görüldüğü için Yeşil Kuşak'ı ve siyasal
İslam'ı bitiriyorlar.
Bir de bizim PKK terörü sorunumuz var. PKK, pek başvurmadığı kanlı
bir yönteme başvuruyor şimdi. Batı bölgelerindeki sivil hedeflere
saldırıyor. Niye yapıyor bunu?
PKK'nın kim olduğu belli değil, bölündü. Terör eylemlerini hangi
parçası yapıyor ya da PKK mı yapıyor, çok şüpheli. PKK, İran ve
Suriye'yle mücadelede. Amerika ve Avrupa terörist ilan etmiş.
Barzani ve Talabani'yle geçinemiyor. Böyle bir örgüt, 'Bu kadar
düşman şu anda bana az, ben bir de TSK'yı üzerime çekeyim de, beni
iyice ezsinler' der mi? PKK'nın tasfiyesini isteyen bir güç, adına
PKK deyip eylem yapıyor. Mesela ben Barzani olsam böyle bir işi
yaparım, PKK derdinden kurtulurum. Bu terör eylemleri sonucu eğer
biz Türkiye'dekileri Irak'a doğru sürersek, orada zaten izole
edilmiş olduklarından aç ve parasız kalırlar ve siyasi destekleri
kalmadığından mecburen Barzani'nin emrine girerler. Bir örgüt
silahla değil satın alınarak tasfiye edilir zaten. Şimdi de PKK'nın
tasfiyesi isteniyor ve şu anki proje PKK'nın Barzani'nin kontrolüne
girmesini sağlamaktır. Yapılan o... PKK'lılar paralı asker haline
gelecekler...
Söyleşi: Neşe Düzel
Kaynak: www.radikal.com.tr