Kaymakama medya tepkisi
Abone olAntalyalı gazeteciler Manavgat Kaymakamı Dayıoğlu'nu içişleri Bakanlığı'na şikayet ettiler
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler
Federasyonu Genel Sekreteri Erdoğan Kahya, Manavgat'ta 4 kişinin
ölümü, 25 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan tüp patlamasından sonra
olaylara seyirci kaldığı ve soruşturmayı savsakladığı gerekçesiyle
Manavgat Kaymakamı Fikret Dayıoğlu'nu İçişleri Bakanlığı'na şikayet
ettiklerini açıkladı.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin talebi üzerine Manavgat olaylarını
incelemek üzere Antalya Barosu bünyesinde bir "Hukuk Kurulu"
oluşturuldu. Avukat Münip Ermiş başkanlığında Çağdaş Şahin, Nusret
Gürgöz, Bilal Doğan ve Erhan Altınkaynak'dan oluşan Hukuk Kurulu
üyeleri, Manavgat'ta 4 kişinin ölümü, 25 kişinin yaralanmasıyla
sonuçlanan tüp patlamasının olduğu bölgeye giden gazetecilerin
dövülmesiyle ilgili hiç kimsenin cezalandırılmamasını içlerine
sindiremediklerini söyledi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Erdoğan Kahya ise, "Suçlular ortalıkta dolaşıyor. Gazeteciler
dövüldükleriyle kaldı. Bu da yetmiyormuş gibi meslek araçları
fotoğraf makineleri ve kameraları kırıldı. Bu duruma sesini çıkaran
yok" dedi.
Gazetecileri döven kişilerin bulunup adalet önüne çıkarılıncaya
kadar bu olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen Kahya, İçişleri
Bakanlığı'na gönderilmek üzere Antalya Valiliği'ne verdiği şikayet
dilekçesinde şu görüşlere yer verdi:
"25 Haziran 2006 tarihinde Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde dünyaca
ünlü turistik bir yer olan Manavgat Şelalesi'nde patlama meydana
gelmişti. Olay ve olay sonrası yaşananlar Türkiye genelinde yankı
uyandırdı. Olaydan sonra birçok gazeteci, patlamayla ilgili haber
yapmak üzere olay yerine gitmişti. Olay yerinde sanki patlamaya
sebep olan basın mensuplarıymış havası oluşturulmuş ve olayı
görüntülemek, olayın fotoğrafını çekmek isteyen ve o esnada salt
görevlerini yapmaya çalışan basın mensupları linç edilmişlerdir.
Birçok gazeteci yaralandı. Olayın oluş şekli düşünüldüğü takdirde
ölen olmaması tesadüftür. Patlamadan sonra olay yerinde delillerin
toplanması için güvenlik şeridi çekilmiştir. Ancak şeridin içinde
kolluk görevlileri yerine herhangi bir görevi bulunmayan 7'den 70'e
her yaştan insanın bulunması olayların oluşmasına zemin hazırlayan
bir başka etken olmuştur. Saat 19.00 civarında olay yerine gelen
gazetecilere eli telsizli, sivil bir kişi, 'Çekmeyin. Niye geldiniz
buraya?' demiştir. Bu sözler üzerine halk galeyana gelmiş ve
gazeteciler Lütfü Aykurt ve Mehmet Fetullah Akpınar sille tokat
dayak yemişlerdir. Olayda, Mehmet Fetullah Akpınar'ın burnu
kırılmış, Lütfi Aykurt'un ise kulağı kesilmiş ve çok sayıda dikiş
atılmıştır. Yine gazetecilerin fotoğraf makineleri, kameraları da
kırılmış, yaralama haricinde ayrıca gasp ve mala zarar verme suçu
da işlenmiştir. Olay yerinde ciddi bir patlama olmasına rağmen çok
ilginçtir ki, yeterli güvenlik önlemi alınmamış ve gazeteciler
evirile çevrile dövülmüşlerdir. Bu esnada hiçbir görevli
gazetecilerin dövülmemesi için girişimde bulunmamıştır. Yine
gazeteci Bülent Tatoğulları ile Sercan Aytiş de sille tokat dayak
yemişlerdir. Antalya basını bu tür patlama olaylarında haber
yaparken Antalya'nın bir turizm kenti olmasının verdiği
sorumlulukla, sağ duyulu hareket etmiştir. Bu yaşananlar da
Manavgat Kaymakamı'nın görevini ihmal ettiğini göstermektedir. 5442
sayılı kanunun 27. maddesine göre, ilçenin genel idaresi, başı ve
mercii kaymakamdır. İlçede kamu düzenini sağlamak kaymakamın asli
görevlerindendir. Onun için Manavgat Kaymakamı hakkında soruşturma
ve gerekli işlemlerin yapılmasına karar verilmesini istiyoruz."