Kayıp yakınlarından özüre davet
Abone olAileler, "Eğer bir çözüm aranıyorsa, bunun için Kürt sorunu demokratik bir şekilde çözülmelidir" dediler.
Hükümetin çıkarmak istediği 'Pişmanlık Yasası'na ençok da tepki
gösteren kayıp yakınları oldu. Mağdur durumda kendilerinin olduğunu
belirten kayıp yakınları, "Devletin gelip, bizden özür dilemesi
gerekiyor. Pişmanlık duyulacak birşey yapmadık. Öldürülen biziz.
Pişman olunması gereken biri varsa oda devlettir. 'Kürtler haklı
mücadele yürüttü' 1995 yıllında İstanbul'da gözaltına alındıktan
sonra katledilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, devletin
sürekli 'Pişmanlı Yasası' dayattığını ve böylesi yasaların çözümden
ziyade sorunu daha da derinleştireceğini söyledi. Kürtlerin pişman
olacak bir şey yapmadığını, haklı, demokratik ve meşru mücadele
yürüttüklerine dikkat çeken Karakoç, şunları ifade etti: "Devlet
binlerce kişiyi öldürdü. Köyleri yakıp boşaltı. Milyonlarca insanı
yerinden yurdundan etti. Yine binlercesini kaybettirdi ve Kürtlere
katliam uyguladı. Pişman olması gereken biri varsa o da devlettir."
Kürt sorununun 'pişmanlık yasaları'ya çözülemeyeceğini dikkat çeken
Karakoç, "Kürt sorunun çözüm şarttı, Kürtlerin sosyal-siyasal ve
kültürel haklarını verilmesi ile olacaktır" diye konuştu. 'En
değerli varlıklarımızı aldılar' 8 yılı aşkındır kayıp olan Fehmi
Tosun'un aileside yasaya tepki gösterelenlerden. Tosun'un eşi Hanım
Tosun, devletin kendilerinde özür dilemesi gerektiğini
kaydederek,"Devlet gelip pişman olduğunu söylemelidir. Biz kimsenin
kanına girip, öldürmedik. Kimseyi canlı canlı yakmadık. Eger
'Pişmanlık Yasası' çıkarılacaksa, devlet kendine çıkarmalıdır. Biz
pişman değiliz. Böyle bir yasanın ismini bile duymak istemiyoruz.
En değerli varlıklarını kaybeden biziz. Çözüm aranacaksa herkesi
kapsayacak bir genel affın çıkarılması gerekiyor. Aksi taktirde
böyle bir yasa Kürtlerin kini ve öfkesini daha da arttırır"
şeklinde konuştu. 'Demokrasiyi ihlal eden kurumlara çıkarsınlar'
1996 yıllında İstanbul'da katledilen Hasan Ocak'ın Babası Ali Ocak
ise sistemin kendi yaptığı ihlalleri örtmek için böylesi bir yasaya
başvurduğuna dikkat çekti. 'Pişmanlık Yasası' kirli savaş
yürütenlere ve demokrasiyi ihlal eden kurumlara çıkarılmalı
çağrısında bulunan baba Ocak, Türkiye'nin sorunları ancak, Kürt
halkının kendini ifade etme hakkının verilmesi ile çözüleceğini,
aksi takdirde'Gelin devlete sığının'. 'Sıcak çorba içmeye gelin'
vb. söylemlerle, sonuç alınmaktan ziyade daha da derinleşeceğini
vurguladı. 'Devlet eşimi getirsin' 1995 yılında Mardin'de gözaltına
alınıp keybetirilen A.Latif Yağızay'ın eşi Erdiğan Yağızay da,
yasaya tepki göstererek," Devlet benim eşimi kaybettirdi. 8 yıldır
haber alamıyorum. 7 çocuğumla yoksulluk içinde yaşıyorum. Yaptığım
bütün başvurular sonuçsuz kaldı. Böylesi yasalar çıkaracağına benim
eşimi getirsin. Bu sorun ancak barış ve demokratik bir çevreçevede
çözülür. Biz her şeye rağmen barış istiyoruz" diye konuştu. 1994
yılında Mardin'de kaybetirilen Piro Ay'ın oğlu Mehmet Ay da, Pişman
olunması için birşey yapmadıklarını belirterek, "Bizi hakkımızı
arıyoruz. Pişman değiliz. Mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz"
dedi. 2000'den fazla kayıp İnsan Hakları Derneği'nin verdiği
bilançoya göre şu ana kadar derneğe yapılan başvurularda 800'e
yakın kayıp başvurusu oldu. Ancak, kayıtlara geçmeyen 2000'den
fazla kayıp olduğu belirtiliyor. Kaynak : Özgür Politika