Kapatılan Refah Partisi
Genel Başkanı Necmettin Erbakan, kayıp trilyon davası sonucu
cezalı(!) biliyorsunuz.
Şimdi Altınoluk"taki yazlığında dolduruyor
cezasını. Cezalı olmasına rağmen her istediğini yapıyor, her türlü
imkâna sahip. Olabileceği kadar özgür yani içeride!
Ama yine de yaşından ve
sağlık problemlerinden dolayı, her yerde bulunabilmesi için,
affedilmesi söz konusu. Bunun için Cumhurbaşkanı"nın imzası
gerekli.
O"nu kuşlar kadar özgür
yapabilmek eski öğrencisinin elinde.
Ne kadar tuhaf.
Hâlbuki aynı davadan
yargılanmaları gerekiyordu. Ama Cumhurbaşkanı
yargılanamıyor…
Cumhurbaşkanı olmak,
dokunulmazlık zırhını geçiriveriyor üzerine…
-Bilmiyorum, dünyanın
başka her hangi bir ülkesinde devletin en başındaki insanın
yolsuzluk dosyası var mıdır?-
Böylece…
Dokunulmazlık zırhı kayıp
trilyonların da üzerine giydirildi.
Zırh çıktığında, yoksulun,
yetimin parası da ortaya çıkar mı bilemeyiz…
…
Adalete güvenimiz tam.
Yasal imkânsızlık yüzünden Cumhurbaşkanı"nı
yargılayamıyorlar…
Ama ya
Cumhurbaşkanı?
Kendi kendini yargılıyor
mu?
Giydiği bu zırhın
kapattıkları yakmıyor mu canını?
Sızlatmıyor mu
vicdanını?
Aynı davadan dolayı
yargılanması gereken iki kişiden biri, aslında koşulları mükemmel
olsa da cezalı ama diğeri yargılanamadığı gibi, cezalı olanın
affedilmesi için imza yetkisine de sahip…
Ne dersiniz…
İçler acısı bir durum
değil mi?