Kayıp trilyona ilginç benzetme
Abone olErbakanın yakın adamlarından Şevket Kazan yeni kitabını tanıttı. Kazan kayıp trilyon davasına ilginç benzetmede bulundu
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, ''Kayıp
trilyon'' olarak bilinen davanın, ''Dreyfus davası gibi bir
dava olduğunu ve bir yolu bulunarak mutlaka yenilenmesi
gerektiğini'' savundu.
Şevket Kazan, düzenlediği basın toplantısında ''kayıp trilyon''
davasıyla ilgili sürecin anlatıldığı ''28 Şubat Ürünü Bir
Dava ile Erbakan Nasıl Yargılandı'' kitabının tanıtımını
yaptı.
Bu dava nedeniyle ''ev hapsi'' cezası verilen ve halen Altınoluk'ta
cezasını çekmekte olan Erbakan'ın başbakanlık görevinde bulunduğunu
anlatan Kazan, siyasette 40 yıldan beri şerefle görev yaptığını
söyledi. Kazan, Erbakan'ın daha önce de kurduğu partiler
kapatıldığı için siyasi yasakla karşılaştığını, ancak bu dava ile
''yüz kızartıcı bir suç isnadı ve verilen mahkumiyet kararıyla
siyasi yaşamına son verilmek istendiğini'' öne sürdü.
Kazan, kitabıyla ''Erbakan'ın siyasi yaşamına noktayı koyan davanın
iç yüzünü, dosyada yer alan belgelerle ortaya koymak istediğini''
ifade ederek, ''Yıllarca Adalet Bakanlığı yapmış ve yargı erkinin
her ihtiyacını karşılamak için büyük bir özveriyle hizmet etmiş bir
siyasetçi olarak, bir adli hatanın düzeltilmesi amacıyla da olsa
böyle bir kitabı yazmış olmaktan gerçekten üzgünüm'' dedi.
Kitaptaki bazı belgelerden örnekler göstererek, ''yargılama
aşamasında bunların dikkate alınmadığını'' iddia eden Kazan,
''kayıp'' olduğu belirtilen 896 milyar liranın nerelere
harcandığının bu belgelerle ortaya koymak istediklerini, ''karar
verilmeden konuya ilişkin 900 çuval belge ve faturanın ne mahkeme
ne de bilirkişi tarafından incelendiğini'' öne sürdü.
Kazan, ''Biz bugüne kadar sustuysak efendiliğimizden sustuk.
Erbakan Hocamız kendisi de bir hakim oğlu olduğu için bize 'hep
sakin olun, yargı eninde sonunda adil bir karar verecektir'
demiştir ama maalesef bu gerçekleşmemiştir'' diye konuştu. Şevket
Kazan, ''Bu, Dreyfus davası gibi bir davadır. Bir yolu bulunup
mutlaka yenilenmelidir'' dedi.
CUMHURBAŞKANI GÜL HAKKINDAKİ KARAR
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kazan, ''Erbakan'ın
cezasının cumhurbaşkanı tarafından affedilmesi yönünde beklentiler
bulunduğunun'' hatırlatılması üzerine, ''Cumhurbaşkanı'nın affı bu
lekeyi silmez. Bizim mücadelemiz o değil. Biz haksız bir kararın
ortadan kaldırılmasını istiyoruz'' diye konuştu.
Şevket Kazan, aynı davayla bağlantılı Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında ''yasal
imkansızlık nedeniyle soruşturma yapılmasına gerek olmadığına''
karar verdiğinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
''O tarihte, Abdullah Gül de benim gibi genel başkan yardımcısıydı.
Ancak, mahkeme, bu davada sadece iki kişiyi sorumlu bulmuştur;
Erbakan ve o dönemde partinin mali işlerinden sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Rıza Ulucak. Rıza Ulucak'la ilgili ceza davası felç
geçirdiği için askıya alınmıştır. Davada diğer yöneticilerin hepsi
beraat etmiştir. Abdullah Gül ise o dönemde milletvekili olduğu
için dosyası ayrılmıştır. Eğer yeniden dava görülse ne olacak?
Abdullah Gül de beraat edecek bizler gibi. Başsavcının aldığı karar
isabetli bir karardır.''
Şevket Kazan, bir gazetecinin, ''CHP'lilerin, Cumhurbaşkanı Gül'ün
Erbakan'ın cezasını affetmesinin etik olmayacağı görüşünü
savunduğunu'' söylemesi üzerine, ''Bugün yaptığımız toplantıda
anlattıklarımızdan sonra fikir değiştireceklerine inanıyorum. Eğer
fikirleri değişmezse o zaman onların etiği tartışılır'' karşılığını
verdi.