Kayıp kaset tartışması
Abone olDEP'lilerin yargılandığı davada Orhan Doğan delil kesitlerinin neden imha edildiğini sordu.
Kapatılan DEP'in eski milletvekili Orhan Doğan, yeniden
yargılandıkları davada, delil niteliğindeki kasetlerin yok
edilmesinin ''büyük bir skandal'' olduğunu ileri sürerek, ''Böyle
bir durum Japonya'da yaşansaydı Japon Adalet Bakanı harakiri yapmaz
ama 15 yıl ceza alan 4 milletvekilinin yargılandığı davanın
delillerinin yok edilmesi karşısında istifa ederdi'' dedi.
DEP eski milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve
Selim Sadak'ın yeniden yargılandıkları davaya Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesinde devam edildi. Davanın bugünkü duruşmasına Selim Sadak
ve Orhan Doğan ile DEP'lilerin avukatları Yusuf Alataş ile Nuri
Özmen katıldı. Mahkeme heyetine başkanlık eden Ramazan Aksan,
önceki duruşmada tanık olarak dinlenilmesine karar verilen
kişilerin adreslerinin tespit edilemediğini bildirdi. Avukat
Alataş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararından sonra başlanan
yeniden yargılama aşamasında lehe olanın, sadece müvekkillerinin
tahliyesi olduğunu belirterek, diğer unsurların müvekkillerinin
aleyhine işlediğini savundu.
Yeniden yargılama sürecinde 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nun
(TCK) yürürlüğe girdiğini ve bu kanunun müvekkilleri lehine
düzenlemeler getirdiğini ifade eden Alataş, bu yasaya göre uyarlama
yapıldığında müvekkillerinin cezaevinde kaldığı sürenin cezanın
tamamını karşıladığını, yasal kısıtlılıkların bile sona erdiğini
ileri sürdü.
Alataş, hükümlüler yönünden hak yoksunluklarının sona erdirilmesi
için bir an önce yargılamanın bitirilmesini talep etti. Avukat Nuri
Özmen de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılanma yetkisi göz
önüne alındığında, yargılama bitmeden delil niteliğindeki
kasetlerin imha edilmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. Özmen,
kasetlerin bu aşamada delil sayılamayacağını öne sürdü.
Orhan Doğan da geçen celselerde dinlenilmesine karar verilen
tanıkların savunma tanığı oldukları için dinlenilmelerinden
vazgeçilmesini talep etti. Suç delili kasetlerin imha edilmesini
eleştiren Doğan, kasetlerin infaz tamamlanıncaya kadar saklanması
gerektiğini söyledi. Doğan, ''Böyle bir durum Japonya'da yaşansaydı
Japon Adalet Bakanı harakiri yapmaz ama 15 yıl ceza alan 4
milletvekilinin yargılandığı davanın delillerinin yok edilmesi
karşısında istifa ederdi'' diye konuştu.
Yeni TCK'ya göre kendi açısından infazın 2 Eylül 2001 tarihinde
tamamlandığını, ancak yasal kısıtlılık halinin devam ettiğini
anlatan Doğan, bu durumun mağduriyetine neden olduğunu öne sürerek,
yargılamanın sona erdirilmesini talep etti. Selim Sadak da söz
konusu davada TBMM'de yaptığı konuşmalar ve yurtiçi gezileri
nedeniyle yargılandığını belirtti. Güneydoğuda kan davalı
aşiretleri barıştırmak için çaba harcadığını, ancak bu hareketinin
terör örgütü PKK'nın faaliyeti gibi gösterildiğini ifade eden
Sadak, ''Ben barış için çalışıyorum, cezaevinden çıktıktan sonra
ellinin üzerinde aşireti barıştırdım'' dedi.
Sadak da yeni TCK'ya göre infazının tamamlandığını ifade ederek,
yasal kısıtlılıkların kaldırılmasını ve yargılamanın bir an önce
tamamlanmasını istedi. Mahkeme Başkanı Aksan, talepler
doğrultusunda tanıkların dinlenilmesinden vazgeçildiğini
belirterek, dava dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması
için Cumhuriyet Savcısına verilmesine karar verildiğini
açıkladı.
DAVA SÜRECİ
Ankara, 1 No'lu DGM, 1994 yılında eski milletvekilleri Zana, Dicle,
Sadak ve Doğan'ı, terör örgütü PKK'nın liderlerinden aldığı emir ve
talimatlar doğrultusunda ülke içinde ve dışında yoğun bölücü
faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu'nun
''yasadışı örgüt üyeliği'' fiilini düzenleyen 168 ve 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununun ''ceza artırımını düzenleyen 5. maddesi
uyarınca 15'er yıl ağır hapis cezalarına mahkum etti. DEP'lilerin
temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kararı
onadı. AİHM'nin ''ihlal'' kararı üzerine kapatılan DEP'in eski
milletvekilleri, 28 Mart 2003 tarihinde Ankara 1 No'lu DGM'de
yeniden yargılanmaya başladı. DGM, 21 Nisan 2004 tarihinde ilk
kararı tasdik etti. DEP'lilerin bu kararı temyiz etmesi üzerine
dosyanın gittiği Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 9 Haziran 2004 tarihinde
tahliye kararı verdi, yerel mahkemenin kararını da bozdu. Dava,
kapatılan Ankara 1 No'lu DGM'nin yerine kurulan Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.