Kayıp dinleme cihazları kimin elinde?
Abone olİstanbulda gerçekleştirilen büyük yolsuzluk operasyonu kayıp cihazlarla ilgili kuşkuları yoğunlaştırıyor.
Emniyet'in 2 yıldır kayıp olan toplam 11 dinleme cihazının İstanbul merkezli yapılan büyük yolsuzluk operasyonunda kullanıldığı iddia edildi.
Operasyonun detayları bu cihazlarla dinlemeye işaret ediyor.
Bazı işadamı ve siyasetçilerin yakınlarıyla ilgili iddiaların aylar öncesinden sosyal medyaya yansıması da emniyetteki paralel yapılanmanın bu cihazları kullandığı iddiasını güçlendirdi.
Emniyet İstihbarat'ın 2 yıldır kayıp olan toplam 11 dinleme cihazının İstanbul merkezli siyaseti itibarsızlaştırma operasyonunda kullanıldığı öne sürüldü. Operasyondaki birçok detay, kayıp olan bu cihazlarla dinleme yapılmış olabileceğine işaret ediyor. Cihazların İstihbarat Dairesi dışında oluşturulan "paralel istihbarat" tarafından, yasadışı dinlemelerde kullanıldığı iddiası ağırlık kazandı. Bazı işadamları, bürokratlar ve siyasetçilerin yakınlarıyla ilgili iddiların aylar öncesinden sosyal medyaya yansıması, emniyet içerisindeki paralel istihbarat yapılanmasının bu cihazları kullandığı iddiası güçlendirdi.
POTANSİYEL TEHDİT
Uzmanlar, kayıp cihazların ülke güvenliği için büyük tehdit oluşturduğu konusunda hemfikir. A-Haber Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, "Bu cihazların kaybolup, bulunamaması her zaman potansiyel bir tehdittir" dedi. Cihazların "buharlaştığını" geçen yıl göreve getirilen Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ortaya çıkardı.
Dinç'in yaptığı envanter çalışmaları kapsamında, 4 yıl önce ithal edilen 12 dinleme cihazının kaybolduğu belirlendi. Cihazların kaybolmasıyla ilgili soruşturmayı Emniyet Teftiş Kurulu Başkanlığı'na atanan Necmettin Emre yürüttü. Soruşturmada, bu birimde görev alan sorumluların ifadesine başvurularak, kayıp cihazların nerede kullanıldığı incelendi. Bu çerçevede Türkiye'nin çeşitli illerinde görev yapan polisler sorgulandı. Kayıp cihazlardan biri Diyarbakır'da bulundu ve KCK operasyonları için kullanıldığı bilgisine ulaşıldı. Müfettişler, cihaz için 'imha tutanağı' düzenlendiğini belirledi ve imzası olan istihbaratçıların ifadelerine başvurdu. İstihbaratçılar, "cihazın bozuk olduğu" ve o dönemdeki amirlerinin talimatlarıyla imha edip, tutanak düzenledikleri doğrultusunda ifade verdi. Müfettişlerin, o amirleri de soruşturmaya dahil ettikleri öğrenildi. Ancak, diğer 11 cihazın nerede olduğu hala bilinmiyor.
TEDİRGİNLİK YARATIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın evine konan böcek skandalıyla da irtibatlı olduğu düşünülen kayıp dinleme cihazlarıyla ilgili soruşturma yeniden açılırken, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun da, kayıp cihazların akıbetini yakından izlediği öğrenildi. Cihazlarla ilgili somut bir ize rastlanmazken, çok sayıda 'böcek' aparatının da olmadığı tespit edildi. Erdoğan'ın, 'Beni de dinliyorlar' açıklamasının ardından bir dinleme skandalı da Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nda patlak verdi. Kayıp cihazların, bu yasadışı dinlemelerde kullanıldığı iddiası ise ağırlık kazandı. İstihbarat çevrelerinde büyük rahatsızlık ve tedirginlik yaratan bu 'buharlaşma' , vahim olarak nitelendiriliyor. '
PARALEL İSTİHBARAT'TA
Bazı bakanlara ve iş adamlarına ait telefon tapeleri ile günler öncesinden operasyon yapılacağı şeklinde sosyal medyada yer alan bilgilerin, bu cihazlar sayesinde elde edilen bulgular doğrultusunda servis edildiği görüşü ön plana çıktı. Ankara'yı sarsan operasyonun temelinde de kayıp cihazların olduğu, bu cihazların İstihbarat Dairesi dışında oluşturulan 'paralel istihbarat' tarafından, yasadışı dinlemelerde kullanıldığı iddiası ağırlık kazandı.
SATIŞI KONTROLLÜ
Cihazların örtülü ödenekle alınmasına rağmen, bu tür malzemelerin mutlaka birilerinin üzerine zimmetli olduğuna dikkat çeken kaynaklar, "Bu tip malzemeleri sivillerin ülkeye sokulmasının yasak olduğuna ve satışının da kontrollü olduğuna dikkat çekiyor.
RUS-İSRAİL ORTAK YAPIMI
Operasyon amaçlı kısa mesafeli bu dinleme cihazlarının, belli bir operatöre bağlı olmaksızın aktif ve pasif olmak üzere iki ayrı modeli bulunuyor. Aktif dinlemede, cihaz içine konduğu çantada kendisini bir baz istasyonu haline getiriyor. Cep telefonu dinlenen kullanıcı, dinlendiğini fark etmiyor. Bu cihaz, aktif olarak her türlü bilgiye ulaşabiliyor. Fiyatı yaklaşık 250 - 300 bin dolar olan bu cihazı ABD, Rusya ve İsrail ile birlikte beşaltı ülke üretebiliyor. Pasif dinleme cihazları ise 1.5-2 milyon dolar civarında. En tehlikeli dinleme cihazı olarak kabul ediliyor. Rus-İsrail ortak yapımı olan bu cihaz, telefon ve baz istasyonu arasında kırılamaz A51 GSM kriptosunun kırılması ile yapılabilmiş. Kriptoyu bir Rus bilim adamı kırarak, yazılımı İsrail'in bilişim tecrübesi ile birleştirmiş. Cihaz yaklaşık 500 metreye kadar her tür cep telefonunu pasif olarak dinliyor. Emniyet'in envanter listesinde iken kaybolan cihazın pasif dinleme cihazı olduğu belirtiliyor. SABAH
'BULUNAMAMALARI BİR TEHDİT'
A-Haber Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, böylesine öneme sahip cihazların ancak devletlerin alabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu cihazların kaybolup, bulunamaması her zaman potansiyel bir tehdittir. Cihazlar bir görevliye zimmetlenir. Emirle alınır, hangi olayda nerede kullanılacağı da bellidir. Böyle bir malzemeyi elinde bulunduranlar herkesi başka bir dinleme aracına ihtiyaç duymadan istediği şekilde takip edebilir. Bu cihazların kullanılması için emir verenlerin mutlaka, hangi olayda kullanacağını da belirtme zorunluluğu var. Zimmetle teslim edilir, zimmetle alınır.
Geçen Ocak'ta yasadışı telefon ve ortam dinlemelerini araştırmak için komisyon kurulması önerisi parti gruplarının desteğiyle TBMM'de kabul edilmişti. Yargıtay'ın da bu konuyla ilgili kararları var. Cihazların zaten rafa kalkması gerekiyordu. Bugün anlaşılıyor ki cihazlar rafa kalkmamış. Yarar "Ben, soruşturmanın sonucunda bu malzemeyi kimin kullandığının ortaya çıkacağını düşünüyorum. Türkiye'de her türlü dinleme, mahkeme kararı ile yapılır ve mutlaka tutanakları tutulur. Bu nedenle bu durum, malzemeler kimin eline geçmişse, bu kişiler şu anda yasal olmayan dinlemeler gerçekleştiriyor anlamına gelir" diye konuştu.