Kaygı kalbe zarar veriyor
Abone olBelirgin kaygı bozukluğu olan hastaların, kalp krizi ve inme geçirme olasılığının daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Hollanda Tilburg Üniversitesi'nden Elisabeth Martens ve
arkadaşlarının yaptıkları araştırmaya göre, San Fransisco
bölgesinde yaşayan 1015 koroner hastalığı olan kişilerin 8 yıllık
gözlem sonuçlarına göre yaygın anksiyete bozukluğu görülen
hastaların yüzde 6.6'sı anksiyete bozukluğu olmayan hastaların ise
sadece yüzde 1.43'ü kalp krizi ya da inme geçirdi.
Bu sonuçlar yaygın ve sürekli kaygı halinde bulunan insanların biyolojik açıdan da dolaşım sorunlarına bağlı ölümcül risklerinin yükseldiğine çok güçlü bir kanıt oluşturuyor. Daha önce yapılan araştırmalar da, depresyonun kalp hastalıkları riskini 2 kat artırdığını gösteriyor.
Psikiyatrik rahatsızlıklarının asla sadece ruhsal sorunlar
olmadığını belirten Psikiyatri Uzmanı Ali Hilmi Yazıcı, beyin
kimyasındaki değişikliklerin bir dizi biyolojik ve hormanal
değişiklikleri tetiklediğini ve hayati hastalıkların ortaya
çıkmasına zemin hazırladığı kaydediyor.
Günümüzde psikiyatrik hastalıklar özellikle kaygı bozuklukları ve
depresyon sistemik hastalıklar olarak ele alınıyor. Psikiyatrik bir
terim olan anksiyete, kaygı, bunaltı, gerginlik ve sıkıntı
kelimelerine karşılık geliyor. Anksiyetenin aslında doğal bir duygu
olduğunu kaydeden Yazıcı, bu duygunun tehlike karşısında hayatta
kalmak için duygusal, düşünsel, bedensel ve davranışsal bir
hazırlık sürecini tetiklediğini söylüyor.
Anksiyete bozukluğu nedir
Anksiyete bozuklukları ise psikiyatrik bir rahatsızlık kümesine
işaret eder. Hayatın normal işlevlerine engel olacak düzeyde, insan
ilişkilerini, verimi bozacak süre ve şiddette yaşanması halinde bir
rahatsızlıktan söz ederiz. Anksiyeteli birey maruz kaldığı risk ve
tehlikeleri olduğundan daha fazla kodlar. Panik bozukluk, obsesif
kompulsif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi ve
diğer basit fobiler en çok bilinen kaygı bozukluklarıdır.
Yaygın anksiyete bozukluğu ise neredeyse tüm güne yayılmış bir
şekilde kaygı ve gerginlikle giden, ortada ciddi bir sebep olmasa
bile başına çok kötü şeylerin geleceğini düşünerek sürekli
huzursuzluğa sebep olan bir hastalıktır. Hastalar, sağlıkla ilgili,
parasal konularda, ailevi meselelerde ve iş hayatında hep felaket
beklentisi içinde olurlar. Bazen bir günü geçirme fikri bile bu
insanları ciddi endişe içine sokabilir.
Yaygın anksiyetesi olan insanlar konsantrasyon sorunları yaşarlar
ve herhangi bir zamanda bir türlü tam anlamıyla rahat edemezler.
Birçok bedensel belirti tabloya eşlik edebilir. Yorgunluk,
başağrıları, kas gerginliği, yutma zorluğu, titremeler, uyuşmalar,
terleme, başdönmesi ve sık tuvalete gitme ihtiyacı gelişebilir.
Yaygın anksiyete bozukluğu madde kullanımına ve alkol kötü
kullanımına zemin hazırlayabilir.
Yaygın anksiyete bozukluğu olan bir hastanın anlattıkları:
- Kendimi her zaman endişeli bulurum.
- Günü yakalayıp bir türlü rahat edemiyorum.
- Bazen gelip gidiyor bazen ise sürekli etkisinde
kalıyorum.
- Akşam yemek için ne yapacağıma, bir arkadaşıma yaş günü için ne
alacağıma bile kaygılanıyorum.
- Hiçbir şeyi oluruna bırakamıyorum.
- Sorunlarım arttığında işimi yetiştiremeyeceğimden kaygılanıyorum
ve kendimi çok kötü hissediyorum.
- İşimi kaybetmekten korkuyorum, tedavi olana kadar hayatım perişan
haldeydi.
- Uykuya dalmakta zorlanıyorum, bazen gecenin ortasında
uyanıyorum.
- Bir filme ya da kitaba konsantre olamıyorum.
- Başım dönüyor gibi hissediyorum, o zamanlar kalbim çarpıyor ve bu
durum kaygımı daha da artırıyor.
- Herşeyi olduğundan çok daha fazla olumsuz görüyorum.
- Basit bir mide ağrım olsa mide ülseri olduğumu ve midemin
kanayacağını düşünüyorum.
Nasıl tedavi edilir
Yaygın anksiyete bozukluğu ilaçlara ve psikoterapiye çok iyi yanıt
verir. Çoğu kez iki yöntemi birlikte kullanmak daha etkin ve kalıcı
sonuçlar alınmasına imkan verir. Tedavi edilmemiş kaygı
bozuklukları mesleki, sosyal ve tıbbi birçok komplikasyona zemin
hazırlar. Depresyon gibi diğer psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya
çıkmasına da yol açar.