Kaybedecek şeyi kalmayan her şeyi göze alabilir!

Fonda Türk’ün Kürt’ün, Alevi’nin Sünni’nin, sağcının solcunun aynı çaresizlikle yüzleştiği bir minik Türkiye... Bu örselenmiş mahallede “hayatta kalmak” için çabalayan küçük insanlar...

Ve “nizamı sağlamak” için piyon harcamaktan çekinmeyen devlet güçleri! Toplumsal adaletsizliğin inancı sağlam olmayan bir insanda yaratacağı ahlak erozyonunun boyutları ne olabilir? Hep ezilen hep kaybeden, en sonunda Tanrı’nın adaletini sorgulamaya hak kazanır mı?

Devletin ve iktidarın, Tanrı’nın yeryüzündeki sureti olduğuna körü körüne inanmak masumiyet midir?

Eylem Tok, toplumsal gerçekçi yeni romanıyla karşımızda. Haksızlığa verilen insani tepkileri sert ve aracısız aktarıyor Tok. Sınırları zorluyor, sıra dışı kalemiyle bu kez, unutulmuş semtlerin üstü çizilmiş gençlerini konuşturuyor. Hırpalanmış, hor görülmüş, kökünden koparılmış insanların “yırtmak” için neler yapabileceğini gözler önüne seriyor.

Üç arkadaş üzerinden yürüyen öykü, aslında bir yakın dönem Türkiye okuması.Vücutlarını birbirlerine siper edebilecek kadar harbi bu üç canciğer, makûs yazgılarını değiştirmek istediler! Ama bilmiyorlardı ki kader cilvelidir.

Bazen ağlarını öyle örer ki, birbiri için ölebilecek insanlar birbirlerini öldürebilirler!İlk romanı Mihr ile büyük ses getiren Eylem Tok'un ikinci romanı Allah'ın Piyonları, Destek Yayınları etiketiyle tüm kitapçılarda.