Kavgaya Akşam Gazetesi de karıştı
Abone olİki Tercüman arasındaki ''marka'' kavgasına Çukurova Grubu'nun yayın organları da karıştı! Akşam gazetesi, bugün konuyu gündemine aldı, Mehmet Ali Ilıcak'ı suçladı..
Akşam gazetesi, Ilıcakların yayınladığı Dünden Bugüne Tercüman
gazetesi ile Çukurova Grubu'nun yayınladığı Halka ve Olaylara
Tercüman gazetesi arasında Çankaya'da onay bekleyen Basın
Yasası'ndaki marka maddesi ile ilgili olarak yaşanan tartışmalara
katıldı. ''Bu kadarına pes doğrusu'' başlığı ile verilen haberde,
''Mehmet Ali Ilıcak, hem her hakkını sattığı markayı aynen taklit
ederek gazete çıkarıyor hem de bütün hakları yasal olan markanın
gerçek sahibi tarafından kullanılmasını 'korsanlık' diye
nitelendiriyor'' denildi. AKŞAM GAZETESİNDEKİ YAZI Mehmet Ali
Ilıcak, hem her hakkını sattığı markayı aynen taklit ederek gazete
çıkarıyor hem de bütün hakları yasal olan markanın gerçek sahibi
tarafından kullanılmasını 'korsanlık' diye nitelendiriyor
Tercüman'ın isim hakkını AKŞAM Yayın Grubu'na sattıktan bir süre
sonra, gazete logosunun önüne eklediği 'dünden bugüne' ibaresiyle
taklidini çıkaran Mehmet Ali Ilıcak, şimdi de akıl sınırlarını
zorlayan iddialarda bulunmaya başladı. TV reklamlarında kendi
kimliğini 'Ilıcaklar'ın Tercümanı' diyerek okura belletmeye çalışan
gazete, gerçek Tercüman'ı 'korsan yayın' nitelemesiyle suçlayacak
kadar ölçüyü kaçırdı. 17 Haziran tarihli gazetenin 14. sayfasında
'Korsan boşuna çabalıyor' başlığıyla yayınlanan yazıda, gerçek
Tercüman için, 'korsan' ifadesi kullanıldı. Gazetenin dünkü
sayısında ise, daha da garip akıl yürütmelere, şaşırtıcı hukuki
yorumlara (!) yer verildi. 'Özellikle basında hak düşürme süresinin
5 yıl olması, bu hakkın istismarına yol açıyor' diyen 'Ilıcaklar'ın
Gazetesi'nin her satırı birbiri ile çelişen savunmasında, 'Altı yıl
markayı kullanmamak, hak düşürücü süre değil midir' gibi, niyetini
ele veren, hatta kendi tasarrufları ile çelişen anlamsız ifadeler
yer alıyor. ÖNCE OLAYI HATIRLATALIM Bilindiği gibi kökü 1860'ta
Şinasi'nin başyazısı ile çıkan Tercüman-ı Ahval'e uzanan Tercüman,
Rahmetli Kemal Ilıcak'ın dişi-tırnağı ile yaşattığı bir gazeteydi.
Kemal Ilıcak vefat ederken yüklü bir borçla birlikte gazetenin
ismini de ailesine bıraktı. Gazete kapandıktan sonra uzun yıllar
çıkmadı. Daha sonra AKŞAM'ı çıkararak basın patronu olmaya adım
atan oğlu Mehmet Ali Ilıcak, belki de borçlarından sıyrılmak için,
Tercüman'ı çıkarmak yerine, sadece isim hakkını korumayı tercih
etti. Şimdi, 'Altı yıl hak markayı kullanmamak, hak düşürücü süre
değil midir' diyen Ilıcak, en az üç kere 6 yıl boyunca portföyünde
tuttuğu ismi, yayın hayatını sürdürmekte zorlandığı AKŞAM'ın
hakları ile birlikte sattı. M. A. Ilıcak, uzun yıllar kitlelere
duyurmadığı Tercüman'ın ismini satarken, 'hak düşürme süresinin 5
yıl olması istismara yol açıyor' diye düşünmüyordu. TAKLİDİNİ
PİYASAYA SÜRDÜ Ilıcak daha sonra, tüm haklarını sattığı Tercüman'ın
taklidini piyasaya sürdü. Bunun üzerine AKŞAM Yayın Grubu, bir
yandan hakkını hukuki yollardan ararken, bir yandan da gerçek
Tercüman'ı geniş okur kitleleriyle buluşturdu. Ancak olay bu
noktadayken 2003 Kasım'ında çıkarılan 5000 Sayılı Türk Patent
Enstitüsü'nün Kuruluşu hakkındaki Kanun'a Meclis görüşmeleri
sırasında yapılan bir ekle eklenen 31. maddede, neredeyse tıpa tıp
Tercüman olayı tanımlanarak, hak düşürücü süre 5 yıldan üç yıla
indirildi. CHP söz konusu maddeninin iptali istemiyle Anayasa
Mahkemesi'ne gitti. Konu Anayasa Mahkemesi'nde iken ilginç bir olay
daha yaşandı. Aynı madde, bu kez Yeni Basın Kanunu'na ekleniverdi.
BAKALIM HUKUK NE DİYOR AKŞAM'ın konuyu okurlarına duyuran haberi
ise, Ilıcaklar'ın gazetesini paniğe sürükledi. Kendisini
'Ilıcaklar'ın Tercüman'ı' diye nitelendiren gazetenin
çarpıtmalarına karşın, olayın hukuki boyutunu bir kez daha
hatırlatalım: 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü'nün Kuruluşu
Hakkındaki Kanun'un 31. maddesinin, marka hakkının kötüniyetle
istismarının önüne geçmek amacıyla düzenlendiğinin iddia edilmesi
gerçekçi ve hukuki değildir. Aksine, bu düzenleme 556 sayılı
Markaların Korunması Hakkındaki KHK'nin 14. maddesinin getirdiği
kazanılmış hakları korumamakta, Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk
devleti ilkesine, 35. maddesindeki mülkiyet hakkına aykırılık
içermektedir. Yeni Basın Kanunu'nda, marka koruma hakkının 3 yıla
indirilmesi ile Markalar Kanunu'na uyum sağlanması mümkün değildir.
Çünkü Kasım 2003'te yapılan düzenleme Markaların Korunması
Hakkındaki KHK'de değil, Türk Patent Enstitüsü'nün Kuruluş ve
Görevleri Hakkındaki kanundadır. Bu hükmün Patent Enstitüsü'nün
kuruluş ve görevleri ile hiçbir ilgisi yoktur. Yapılan düzenleme
ile basın özgürlüğünün kolaylaştırılması bir yana, tam tersine
mevkute üzerindeki hak yeterince korunmayarak, hak sahipleri
açısından basın özgürlüğü sınırlandırılmaktadır. Hiçbir hukuk
düzeni, basın özgürlüğü kapsamında mülkiyet hakkının gasp
edilmesini korumaz. 5680 sayılı Basın Kanunu'nda hak düşürücü süre,
beyannamenin verildiği tarihten itibaren mevkute neşrolunmaz ise 1
yıl, neşrolunduktan sonra neşrine ara verilirse 5 yıldır. Bu
kanundaki düzenlemeyi sadece 1 yıl olarak değerlendirmek ve ifade
etmek eksik ve yanlıştır. Çağdaş demoktaritk toplumlarda, markanın
asgari koruma süresi 3 yıldan uzundur. 5000 sayılı kanunla
getirilen 3 yıllık düzenleme Anayasa'nın 28. ve 13. maddelerine
aykırı ve basın özgürlüğünü sınırlayan bir düzenlemedir. 5000
sayılı Patent Kanunu'ndaki 31. maddenin iptali için Anayasa
Mahkemesi'ne başvurulduğu halde, iptali istenen maddede yer alan
düzenleme aynen Yeni Basın Kanunu'na da alınmıştır. Anayasa
Mahkemesi tarafından 5000 sayılı kanunun 31. maddesinin iptal
edilmesi halinde, Anayasa aykırı olan bir düzenleme başka bir
kanunda varlığını sürdürmeye devam edecektir. Mehmet Ali Ilıcak
yetkilisi olduğu şirkete ait, altında kendi imzası olan devir
senedi ile Tercüman'ın isim hakkını devretmiştir. O tarihe kadar
Tercüman'ın isim hakları hangi prosedüre göre korunmuşsa, o
tarihten sonra da aynı prosedürle korunmuştur. Bu durum resmi
kayıtlarla da sabittir. Tescilli markaların koruma süresi başvuru
tarihinden itibaren 10 yıldır. Markaların tescil tarihinden
itibaren 5 yıl içinde kullanılmaması halinde ancak mahkeme kararı
ile marka iptal edilir. Tercüman markası gazete ve dergi
yayınlarında, kanunda öngörülen süre ve şartlar dahilinde, usulüne
uygun olarak kullanılmıştır. Bu nedenle markanın altı yıl
kullanılmadığı için sağladığı hakların düştüğü iddiası gerçeklerden
uzak ve haksız bir tespittir.