Katsayının nedeni İmam Hatipler
Abone olÖSYM'nin katsayı sorunu hep tartışılıyor. Meslek liselerini isyan ettiren sorunun neden kaynaklandığı düşünülüyor. Akıllara tek bir cevap geliyor: İmam Hatip Liseleri...
Türkiye'nin küreselleşen pazarda rekabet edebilmek için her
türlü ara insan gücüne ihtiyacı var. Ara insan gücünü yeterli
sayıda ve nitelikli olarak yetiştirmek için meslek liselerindeki
eğitime önem ve ağırlık verilmesi gerekirken, öncelikli konu hep
'katsayı' olarak görülüyor
Meslek lisesi mezunları gerçekten haksızlığa mı uğruyor? Meslek
liselilerin önü kapandı mı? Katsayı kaldırılırsa tüm sorunlar
çözülür mü? İmam hatip liseleri sorunun neresinde?
Bu yazı dizimizde, Türk eğitim sistemine damgasını vuran, ancak hep
tartışmalarla anılan mesleki teknik öğretimin içinde bulunduğu
durumu masaya yatırdık.
Meslek liseleri, aileler için, tembel çocuklarına "kısa yoldan
meslek edindiren okullar", öğrenciler için "çalışmadan bitirilecek
kurumlar", kamuoyu için de "fakir çocukların gittiği ikinci sınıf
eğitim kurumları" olarak görüldü.
Dünyadaki rakamların tersine, genel liseler yüzde 65 oranındayken,
meslek liselerinin oranı yüzde 35 civarında kaldı.
İmajları değişmedi
Meslek liseleri, eğitim öğretim hayatına sanat okulları olarak
başladılar. Yoksul ailelerin gözünde, kısa yoldan meslek edindiren
kurumlar anlamına geldiği için "altın bilezik" olarak
anıldılar.
Ancak dünyada genel liselerden daha fazla önemsenirken, Türkiye'de
"tembel çocukların", "yoksulların" okulları imajını
değiştiremediler.
Kimilerine göre de, ikinci sınıf eğitim kurumları oldular. Ama bir
gerçek var ki, meslek liseleri eğitim sistemimiz içinde
"üniversiteye girişleri en çok tartışılan kurum" unvanını
aldılar.
Meslek liselilerin kendi alanları dışında seçim yaparken katsayı
barajına takılma tartışmaları sürerken, YÖK'ün, bu okullardan mezun
olanların kendi alanlarıyla ilgili bölümlere girişindeki katsayıyı
da 0.24'ten, 0.08'e düşürdüğü ortaya çıktı.
Böylelikle, meslek liselilerin üniversiteye girişileri daha da zor
hale geldi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, kararın kurulun 22
Haziran'daki toplantısında oy çokluğuyla alındığını söyledi.
Darbelerde tartışıldılar
1970 yılında yapılan Milli Eğitim Şûrası'nda, sanat okullarının
lise çatısı altında toplanması kararı alındı. Böylece,
üniversitelerin farklı alanlarına gidebilme şanslarının da ilk
sinyalleri verildi.
Şûrada alınan karardan çok kısa bir süre sonra, 1971 muhtırasıyla,
"Sanat okulları, lise olabilir mi? Üniversiteye gidebilirler mi?"
tartışmaları başladı. Sonunda, Milli Eğitim Temel Kanunu ile
mesleki ve teknik okullar lise adını aldı. Bu karar aynı zamanda
meslek lisesi mezunlarına üniversitelere gitme şansını da
getirdi.
Darbeler, meslek liselerinin de tartışıldığı dönemler oldu.
1980'de, meslek liselerinin durumu tekrar masaya yatırıldı.
Sorun yine aynıydı: "İstedikleri fakülteye mi gitsinler, alanlarına
mı?" Uzun müzakereler sonucunda alınan karar yine değişmedi ve
meslek liseliler istedikleri alanı tercih etme şansına sahip
oldular.
Sorun imam hatip miydi?
Bu durum 1999'a kadar devam etti. Ancak tartışmalar hiç bitmedi.
Mesleki eğitimin neredeyse merkezine oturan imam hatip liseleri
nedeniyle "İmam hatipliler siyasalda", "İmam hatipliler
öğretmenlikte" haberleri ve istatistikleriyle kamuoyunun
gündeminden hiç düşmediler.
İmam hatip okullarının öğrenci sayılarındaki artış, mezunların
ilahiyat yerine siyasal, hukuk ve eğitim fakültelerine
yerleşmeleri, meslek liselerinden yükseköğretime geçişin yeniden
sorgulanmasına yol açtı.
1999'da üniversite giriş sisteminde düzenlemeye gidildi. Buna göre
alan dışı tercihlerde 0.3'le katsayısı esas alındı. Bu da meslek
lisesi çıkışlı adayların 4 yıllık fakültelere girişlerini imkânsıza
yakın bir hale getirdi.
Katsayı uygulaması, "İmam hatip lisesi mezunları ilahiyata
gitmiyor. Siyasal veya hukuk fakültelerine giriyor" tartışmalarının
yönünü değiştirip, bu kez de "Meslek liselerinin önü kesildi",
"Meslek liseleri kan kaybediyor" iddialarına neden oldu.
Siyasilerin de gündemi
Başbakan, katsayı barajını adaletsizlik olarak nitelendirdi. YÖK
başkanı ise, katsayının değişmeyeceğini vurguladı
Meslek liselerinin katsayı sorunu bilimsel platformlardan çok
siyasi çevrelerde dile getirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
katsayı konusuna dair, "Öğrencilerimizin önüne katsayı zulmünü
koymak büyük adaletsizlik" diyerek düşüncesini ortaya koydu.
Üniversitelerin patronu YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı, sık sık
karşı karşıya geldi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Bu mesele eninde sonunda
çözülecektir, kamuoyunu tatmin etmediğimiz sürece bu tartışmalar
sürecektir" derken, YÖK'ten adım beklediklerini sürekli
hatırlattı.
YÖK, katsayıyı düşürdü
YÖK'ün bu konudaki tutumu ise şu ana kadar değişmedi. YÖK Başkanı
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, katsayının değişmeyeceğini, "Meslek
liseleri için çok büyük yatırım yapılıyor. Meslek yüksekokullarına
katsayı değişiklikleriyle geçişler sağlayarak üniversiteye doğru
yönlendirmek, bunlardan vazgeçmek gibi tehlikeli sonuçlar doğurur.
Meslek liseli oranının yükseltilmesi lazım. Meslek lisesi tercihi
yapanlar sonrasında da kendi yollarına devam etmeli" sözleriyle
vurguladı. Bu açıklamadan kısa süre sonra da YÖK meslek
liselilelerin alanlarında tercih yaptıklarında kullanılan katsayıyı
da düşürdü.
Raporlarda çok önemsiyoruz
Tartışma konusu olmayan tek nokta mesleki eğitimin Türkiye için
önemi. Pek çok konuda karşı karşıya gelen Milli Eğitim Bakanlığı
ile YÖK bu noktada ortak düşünce sergiliyor.
Bugün Türk iş dünyası küreselleşen pazarda rekabet edebilmek için
iyi eğitilmiş, nitelikli ara insan gücüne ihtiyaç duyuyor. Türk
ekonomisinin büyük bir yüzdesini KOBİ'ler oluşturuyor.
Bu işletmelerin çoğunda ara insan gücü istihdam ediliyor. Bu güç ne
kadar fazla ve kalite olarak ne kadar yüksek olursa, Türk
sanayiinin de o ölçüde rekabet edebileceği ve dünya pazarlarındaki
payını artırabileceği tartışılmaz gerçek olarak karşımıza
çıkıyor.
Ara eleman yoksunluğu
Bu gelişmeler doğrultusunda ülkemizin ihtiyacı olan her türlü ara
insan gücünü yeterli sayıda ve nitelikli olarak yetiştirmek mesleki
ve teknik eğitime önem, öncelik ve ağırlık verilmesi gerekiyor.
Önümüzde duran bu gerçeğe rağmen ise, öncelikli konu katsayı olarak
görülüyor.
Meslek lisesi mezunları işletmelerde çalışmak yerine yükseköğretim
peşinde koşarken, sonuçta sanayi uluslararası rekabette nitelikli
ara elemandan yoksun kalıyor. Türkiye genç işsizliğinde dünyada 6.
sırada. Bugün gençlerin dörtte birinden fazlası işsiz ve bu oran
sürekli artıyor.
Öğrenci sayısı azaldı mı?
Meslek liselerine son yıllarda gelen öğrenci sayılarının azaldığı
ve bu nedenle de
mesleki eğitimin zarar gördüğü iddialar arasında önemli bir yer
tutuyor.
Peki meslek lisesi öğrencilerinin sayısı yıllara göre azaldı
mı?
Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre, 2004-2005 yılında
mesleki ve teknik
ortaöğretimde 3 bin 870 kurum bulunuyor. Toplam öğrenci sayısı ise
1 milyon 102 bin 394.
Yine bakanlığın verileri dikkate alındığında, 2000- 2001 eğitim
öğretim yılında mesleki ve teknik ortaöğretimde öğrenci sayısı 902
bin 715, 2001- 2002'de 974 bin 358, 2002- 2003'de 981 bin 224,
2003- 2004'de ise 1 milyon 050 bin 394'tü. Bu rakamlar öğrenci
sayısının azalmadığını gösteriyor. Ancak imam hatip okullarında
öğrenci sayısında azalma oldu.
1999- 2000 yıllarında din öğretimindeki öğrenci sayısı 134 bin 224
iken bu rakam,
2004- 2005 öğretim yılında 96 bin 851'e düştü. Yine YÖK raporunda
da bu düşüş yer aldı.
Katsayı uygulaması nedir?
Öğrencilerin üniversiteye yerleştirilmesinde esas alınan puanın
elde edilmesinde kullanılan 0.3 ve 0.8 katsayıları, öğrencilerin
seçtiği alanlarla ilişkili programlara yerleştirilmesini esas
alıyor. Lise 2'ye geçen öğrenci, kendi ilgi ve yeteneklerine göre,
fen, sosyal ve Türkçe-matematik alanlarından birini seçiyor ve
artık bu kulvarda ilerliyor. Üniversite sınavında da alan dışı
tercih yapıldığında 0.3 katsayısı uygulandığı için, başarılı olmak
neredeyse imkânsız hale geliyor. Katsayı uygulaması, öğrenciyi
seçtiği alanlarla ilişkili yükseköğretim programına yönlendirmeyi
ve yerleştirmeyi esas alıyor.
Haber. Sibel Kahraman
Kaynak: